Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/6723 E. 2014/9452 K. 13.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6723
KARAR NO : 2014/9452
KARAR TARİHİ : 13.11.2014

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı-karşı davalı Hazine ile davalı … Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında, Seldiren Köyü 235 parsel sayılı taşınmaz, 7075 m2 yüzölçümü ve bahçe niteliği ile 1940 tarih 59 sayılı vergi kaydına dayanarak,1575 m2 yüzölçümlü 387 parsel ham toprak vasfı ile, 8400 m2 yüzölçümlü 388 parsel ise tarla niteliği ile belirlenmiş, taşınmazlar … zilyetliğinde ise de, yörede 27/03/1981 tarihinde yapılan teknik ve idari orman sınırnamesine göre orman sınırı içinde kaldığından Hazine adına tespit edilmiş, 235 ve 388 sayılı parsellerin beyanlar hanesine … zilyetliğinde olduğu, 387 sayılı parselin beyanlar hanesine, üzerindeki erik ağaçlarının ve zilyedinin … olduğu şerhi düşülmüştür.
…’nın çekişmeli parsellerin Hazineye ait olmayıp zilyetliğinde bulunan tarım arazisi olduğu iddiasıyla komisyona yaptığı itiraz üzerine, 235 ve 387 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin itirazın kabulüne, bu taşınmazların …adına tespitine, 387 sayılı parselin vafsının erik bahçesi olarak düzeltilmesine, 388 parsel sayılı taşınmaza yapılan itirazın reddine, tespit gibi tesciline, beyanlar hanesine …’nın zilyetliğinde olduğunun şerh düşülmesine karar verilmiştir.
Davacı Hazine, 235 ve 387 parsel sayılı taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğunu ileri sürerek kadastro komisyonu kararının iptali ile kadastro tespiti gibi Hazine adına tescili istemiyle Kadastro Mahkemesinin 1992/41 Esas sayılı dosyasında dava açmıştır.
Diğer yandan; …, 12/02/1991 tarihinde, komisyon kararından önce Asliye Hukuk Mahkemesinin 1992/47 Esas sayılı dosyasında Orman Yönetimini hasım gösterek 387 ve 388 parsel sayılı taşınmazlar hakkında orman olmadığı ve malik sıfatıyla zilyet olduğu iddiasıyla ve adına tescili istemiyle dava açmış, dava konusu parsellerin tutanakları davalı olduğundan görevsizlik kararı verilerek dava dosyası kadastro mahkemesine aktarılmıştır.
…, kadastro Komisyonu kararından sonra da 21/04/1992 tarihinde (komisyon kararının 16/04/1992 tarihinde kendisine tebliğ edilmesinden itibaren 30 günlük süre içinde) Kadastro Mahkemesinin 1992/46 Esas sayılı dosyasında, Hazineyi hasım göstererek 388 parsel sayılı taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmış, tüm davalar bağlantı nedeniyle Kadastro Mahkemesinin 1992/41 Esas sayılı dava dosyasında birleştirilmiştir.
Mahkemece, davacı Hazinenin davasının kısmen kabulüne, 235 parsel sayılı taşınmazın 22/03/2002 tarihli fen bilirkişisi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 3000 m2 yüzölçümündeki bölümünün komisyon kararındaki gibi … adına tesciline, (B) ile gösterilen 4075 m2 yüzölçümündeki bölümünün Hazine adına tesciline, davacı …’nın davasının kabulüne, 387 parsel sayılı taşınmazın komisyon kararı gibi … adına tesciline, 388 parsel sayılı taşınmaz hakkında kadastro tespit tutanağının kesinleştiği ve süresi içinde dava açılmadığı nedeniyle, davaya bakmakta mahkemenin görevsizliğine dosyanın görevli ve yetkili asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; davacı Hazine vekili ile davalı … Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 22/12/2009 tarih ve 2009/17272 E. – 19253 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulamanın karar vermeye yeterli olmadığı, delillerin takdirinde hataya düşüldüğü, dava konusu 388 sayılı parselin 1981 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında Hazine adına tespit edildiği, … tarafından komisyona yapılan itiraz üzerine itirazın reddi ile Hazine adına tespitine karar verildiği, tespit tarihinden sonra komisyon kararından önce 22/04/1988 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu sırasında 388 parsel sayılı taşınmazın, öncesi orman sayılarak ve orman niteliğini kaybettiği sebebiyle, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca orman sınırı dışına çıkarılan yer olarak sınırlandırıldığı, …’nın Kadastro Komisyonunun 27/11/1991 tarihinde, 388 sayılı parselin Hazine adına tespitine ilişkin kararının tebliğ tarihinden önce, Asliye Hukuk Mahkemesinde bu parselin orman olmadığı iddiası ve adına tescili istemiyle açtığı ve görevsizlik kararı ile kadastro mahkemesine aktarılan davasının, aynı zamanda orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasına itiraz davası olduğundan, orman kadastrosu da 388 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti de kesinleşmeyeceğinden, komisyon kararına karşı süresi içinde açılmış dava olmadığı için kadastro tespitinin kesinleştiğinden sözedilemeyeceği, bu duruma göre; 388 parsel sayılı taşınmazın Kadastro Mahkemesince orman niteliği ve hukuki durumu saptanarak hakkında doğru sicil oluşturulması gerektiği, orman bilirkişi raporu taşınmazın öncesinin orman niteliği ve hukuki durumunu saptamakta yeterli değil ise de, dosyada yer alan orman kadastro haritası ve bilirkişi raporuna ekli krokiye göre, 388 parsel sayılı taşınmazın tüm yönlerinin orman kadastrosu sırasında devlet ormanı olarak sınırlandırıldığı, taşınmazın bu hali ile 6831 sayılı Kanunun 17/2 maddesi kapsamında orman içi açıklık niteliğinde orman sayılan yer olduğu belirtilerek orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmesi gerektiği,
Davaya konu 235 ve 387 parsel sayılı taşınmazların, orman niteliğinin ve hukuki durumunun duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanması için, mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, yeniden inceleme ve araştırma yapılarak taşınmazların orman sayılan yerlerden olup olmadığının saptanması ve sonuca göre karar verilmesi gerektiği ancak, mahkemece 235 parsel sayılı taşınmazın 22/03/2002 tarihli fen bilirkişisi krokisinde (B) harfi ile gösterilen 4075 m2 yüzölçümündeki bölümünün Hazine adına tesciline karar verildiği ve bu karar aleyhine … tarafından temyiz yoluna başvurulmadığı, böylece … aleyhine ve karşı taraf lehine usûlî kazanılmış hak oluştuğu gözetilerek ulaşılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.” denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucu; davacı … Hazinesinin davasının kısmen kabul kısmen reddine, tevhit davacısı …’nın davasının reddine,
Dava konusu Hatay İli Samandağ İlçesi Seldiren Köyü A.Çakıllıkoz Mevkii 235 parsel sayılı taşınmazın tespit tutanağı iptali ile orman ve fen bilirkişisi heyetinin 22/03/2002 tarihli raporunda (A) harfi ile gösterdiği kırmızıya boyalı 3.000 m² yüzölçümlü taşınmaz kısmına yönelik davanın reddine, bu taşınmaz kısmının tamamının … mirasçıları adına payları oranında tesciline,
Bilirkişi heyetinin aynı tarihli raporunda (B) harfi ile gösterdiği 4.075 m²’lik taşınmaz kısmına yönelik davanın kabulü ile tarla niteliği … adına tapuya kayıt ve tesciline,
387 ve 388 parsel sayılı taşınmazların tespit tutanağının iptali ile orman vasfı ile … adına tapuya kayıt ve tesciline,
karar verilmiş; hüküm, davacı-karşı davalı Hazine ile, davalı … Yönetimi tarafından 235 sayılı parsele yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tespit tarihinden sonra 22/04/1988 tarihinde ilân edilen ve eldeki dava nedeniyle kesinleşmeyen orman kadastrosu ile 6831 sayılı Kanunun 2/B uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada temyize konu 235 parsel sayılı taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu, davacılar adına tesciline karar verilen (A) bölümünün dayanak vergi kaydı kapsamında kaldığı ve adına tescil kararı verilen kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu, temyize konu 235 parsel sayılı taşınmazın (B) kısmının ise; bozma ilâmı öncesinde vergi kayıt miktar fazlası olarak Hazine adına tesciline dair verilen kararın davacılar tarafından temyiz edilmediği, böylece davacılar aleyhine, davalı Hazine lehine usûlî kazanılmış hak oluşturduğu gözetilerek bu kısmın tarla vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 13/11/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.