Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/6584 E. 2014/9437 K. 13.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6584
KARAR NO : 2014/9437
KARAR TARİHİ : 13.11.2014

MAHKEMESİ : Kumluca Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 25/04/2014
NUMARASI : 2012/51-2014/36

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Çekişmeli S. Köyü; .. ada .. parsel sayılı 258217,77 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, orman vasfı ile.. ada .. parsel sayılı 16800,17 m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla vasfı ile davalı gerçek kişiler adına, ..ada .parsel sayılı 2314,88 m2 yüzölçümdeki taşınmaz ise tarla vasfı ile davacı adına tapuda kayıtlıdırlar.
2011 yılında yörede 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan çalışmalarda ..ada .. parsel 18259594,52 m2, .. ada . parsel 17705,65 m2, .. ada .. parsel ise 1416,78 m2 yüzölçümü ile aynı nitelikte bu çalışmaya konu olmuştur.
Davacılar süresi içinde açmış oldukları davada S.Köyü .. ada.. parselin davalı idare tarafından yapılan ölçü, tersimat, yenileme, düzeltme işlemleri neticesinde müvekkiline ait taşınmazın yüzölçümünün 899,12 m² küçültüldüğünü,, taşınmazın kuzey kısmında bulunan 626 sayılı OS taşının yerinin güneye kaydırıldığını, bunun neticesinde davacıya ait taşınmazın bir kısmının davalılar Ömer ve Esma’ya ait olan .. ada .. parsele ilave edildiğini, bir kısmının davalı Orman İdaresine ait .. ada .. sayılı parsele ilave edildiğini belirterek kendilerine ait taşınmazın yüzölçümünün eski miktarı gibi tesbit ve tescilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davacının orman parseline yönelik açtığı davanın kısmen reddi ile; ..ada ..parselin tespit gibi tesciline, kadastro müdürlüğüne açılan davanın husumet yönünden reddine, davanın kısmen kabulü ile; 03/03/2014 hâkim havale tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen sarı renge boyalı 378.29 m²’lik alanın dava konusu A.İli, K. İlçesi, S.Köyü ..ada .. sayılı parselden ifraz edilerek aynı mevkide kain 33 parsele eklenmesine, bu şekilde tapuya tespit ve tesciline karar verilmiş, hüküm, davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir..
Dava, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan yenileme kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1986 yılında orman kadastrosu ve 2/B uygulamaları birlikte yapılmış; sonuçları 18/12/1987 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir.
Mahkemece, uygulama kadastro işleminin doğru yapıldığı, ancak, teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen kısma yönelik talebi davalıların kabul ettiği gerekçesi ile davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmişse de yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan hüküm kurulmuştur.Şöyle ki; öncelikle, dava dilekçesinden, davanın hem mülkiyet hakkına hem de 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işlemine itiraza ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Mahkeme, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a çalışmalarının usûlüne uygun olduğunu kabul ettiği halde, davalılar E.. O.. ve Ö.. Ç..’ye ait taşınmazın bir kısmının ifrazı ile davacıya ait taşınmaza eklenmesine karar vermiş, böylece hem 3402 sayılı Kanunun 22/2-a çalışmalarına itirazı hem de mülkiyete ilişkin uyuşmazlığı çözmüş bulunmaktadır. Oysa bu davada kadastro mahkemesinin görevi yalnız kadastro işleminin usûlüne uygun yapılıp yapılmadığını belirlemek, mülkiyete yönelik davada ise görevsizlik kararı vererek mülkiyete ilişkin uyuşmazlığı genel yetkili asliye hukuk mahkemesine göndermek olmalı idi. Ayrıca, dava konusu taşınmazın yüzölçümünün yenileme çalışmaları sonucu 1184,90 m2 küçülmüş olduğu dikkate alındığında 22/2-a çalışmalarının usulüne uygun olduğu yönündeki mahkeme gerekçesi de kabul dilebilir nitelikte değildir. Fen bilirkişi raporuna ekli krokide çevre orman sınır hatları gösterilmediğinden ve yenileme öncesi ve sonrası hazırlanan kadastro paftaları ile orman kadastro haritasının birbiri üzerine çakıştırılarak gösterildiği bir uygulama da bulunmadığından rapor denetlenememekte, yenileme çalışmalarında hata olup olmadığı anlaşılamamaktadır.
5304 sayılı Kanunun 6. maddesi  ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22/1. maddesi uyarınca, evvelce kadastrosu ve tapulaması yapılmış yerlerde yeniden kadastro çalışması yapılamaz. Ancak, yetersiz kadastro paftalarının yenilenmesi, yüzölçümlerinin ve teknik hataların düzeltilmesi amacıyla aynı maddenin 2. fıkrasının (a) bendi uyarınca, yeniden çalışma yapılabilir ve bu çalışma ikinci kadastro sayılmaz. “İkinci kez kadastro yapılamaz” hükmünün istisnası olarak düzenlenen 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca; yapılan tespitte, teknik sebeplerle yetersiz kalan, uygulama niteliğini kaybeden, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun şekilde göstermediği tesbit edilen paftalar yerine, ülke koordinat sistemine uygun sayısal haritaları düzenlenerek tapu kayıtlarının düzeltilmesi sağlanır. Ancak, mülkiyet ve mülkiyetle ilgili haklar ile parselasyon, arazi toplulaştırması, ıslah, imar, sulama alanlarında arsa ve arazi düzenlemesi ve köy yerleşim haritaları yenileme çalışması bu kapsam dışındadır. 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan yenileme kadastro çalışmaları, 5304 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek – 1/1. maddesi  uyarınca, aynı Kanunun 11 inci maddesine göre ilân edilir ve ilân süresi içerisinde dava açılmayan taşınmaz malların kayıtlarında gerekli düzeltme yapılır.
Kadastro mahkemesinin genel olarak görevi, 3402 sayılı Kanunun 25. maddesinde; zaman bakımından görev ve yetkisi ise, aynı Kanunun 26. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre, kadastro mahkemeleri, dava konusu taşınmaz hakkında tutanak düzenlenmesi halinde ve askı ilân tarihleri içinde açılacak davalarda görevlidir. Hal böyle olunca, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan tespitlere karşı askı ilân süresi içinde dava açılması halinde, kadastro mahkemesi görevli olup, mahkemece yapılacak inceleme, yetersiz kadastro paftalarının yenilenmesi, yüzölçümlerinin ve teknik hataların düzeltilmesi işleminin kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı hususlarının araştırılmasına ilişkindir. Bu davada, taşınmazın mülkiyetine ve niteliğine ilişkin bir araştırma yapılamaz. Bu taleplere yönelik açılan davalarda ise, görevli mahkeme 6100 sayılı H.M.K.’nun 2. maddesi uyarınca genel görevli asliye hukuk mahkemeleridir.
Bu nedenle; mahkemece, Hukuk Genel Kurulunun 05.12.2012 gün ve 2012/20-874 E. – 1016 K. ve 2012/20-875 E. – 1017 K. sayılı kararlarında da benimsediği üzere, davanın hem 22/2-a bendi uyarınca yapılan kadastro paftalarının yenilenmesi çalışmasına itiraza hem de mülkiyete ilişkin olduğu belirlendiğine göre; çekişmeli parselin yenilemeden önceki ilk tesisinden itibaren, miktar, cins ve malik değişikliklerini, ifraz ve tevhitleri gösteren tapu kayıtları, tutanak ve haritaları ile yenilemeden sonraki çapı, haritası ve tutanağı, davalı tarafın dayandığı mahkeme kararlarına ilişkin dosya asılları getirtilerek, harita ve jeodezi uzmanı bilirkişi vasıtasıyla keşif ve inceleme yapılarak, çalışmanın 3402 sayılı Kanunun 22/2. madde (a) bendiyle, Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilinde Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usûl ve Esaslara İlişkin 26.11.2006 gün ve 26361 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yönetmelik hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı saptanmalı, bu konuda bilirkişiden bilimsel verileri içeren rapor alınmalı ve toplanan delillere göre 3402 sayılı Kanunun 22/2. madde (a) bendine göre yapılan kadastro işlemine yönelik davanın esasına ilişkin bir karar verilmeli; davacının taşınmazı kendi adına tescili istemi, dava konusu parselin mülkiyetine yönelik bir hakka ilişkin olduğundan, bu talep yönünden görevsizliğe karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve incelemeyle hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Orman Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 13/11/2014 günü oy birliği ile karar verildi.