Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/6578 E. 2014/9579 K. 18.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6578
KARAR NO : 2014/9579
KARAR TARİHİ : 18.11.2014

MAHKEMESİ : Havza Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 26/02/2014
NUMARASI : 2013/69-2014/9

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı Orman Yönetimi vekilinin 08/06/2012 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; S. İli, K. İlçesi, K. Köyünde PXI nolu parselle ilgili olarak Samsun Kadastro Müdürlüğünce 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanununun Ek 4. maddesi gereğince yapılan ve 11/05/2012-12/06/2012 tarihleri arasında ilân edilen güncelleme çalışmaları ile yeni parsel numaraları verilen ( ada ..) parsellerin orman sayılan yerlerden olduğuna dair, Kavak Kadastro Mahkemesinin 2000/103 Esas – 2000/186 Karar sayılı kararın Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin onaması ile kesinleştiğini, bu yüzden yapılan 2/B işleminin hatalı olduğunu gerekçesiyle 2/B güncelleme çalışmalarının iptali ile taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacının davasını 2012 yılında yapılan kullanım kadastrosuna karşı askı ilân süresi içerisinde açtığı, ancak talebinin 1999 yılında yapılıp kesinleşen 2/B işleminin iptaline yönelik olduğu gerekçesiyle, mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli Kavak Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş hüküm, davacı Orman Yönetimi, tarafından esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 2/B güncelleme çalışmalarının iptali istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 11/05/2012 ilân edilen 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi gereğince yapılan aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
İncelen dosya kapsamında; davacı Orman Yönetimi, dava konusu P XI taşınmazın güncelleme çalışmaları ile yeni parsel numaraları verilen (0 ada .., ..) orman sayılan yerlerden olduğuna dair, Kavak Kadastro Mahkemesinin 2000/103 Esas – 2000/186 Karar sayılı ilâmının Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin onaması ile kesinleştiğini ileri sürerek, XI nolu parselle ilgili olarak Samsun Kadastro Müdürlüğünce 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanununun Ek 4. maddesi gereğince yapılan kadastro çalışmaları sırasında düzenlenen tutanak ve çalışmaların 30 günlük askı ilân süresi içinde iptalini istediğine göre,
Mahkemece, davacının davasını 2012 yılında yapılan kullanım kadastrosuna karşı askı ilân süresi içerisinde açtığı, ancak talebinin 1999 yılında yapılıp kesinleşen 2/B işleminin iptaline yönelik olduğu gerekçesiyle, görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli Kavak Asliye Hukuk Mahkemesine, gönderilmesine karar verilmesi doğru değildir.
Kadastro Mahkemesinin görevi kadastro tutanağının tanzimi tarihinden tutanağın kesinleşmesine kadar geçecek zaman içindeki itiraz ve davalar için söz konusudur. Başka bir anlatımla; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesinin 4.fıkrasına göre, Kadastro Mahkemesinin yetkisi kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Hakkında tutanak düzenlenmeyen veya düzenlenmiş olup kesinleşen taşınmazlarla ilgili iddiaların (davaların) genel mahkemede görülmesi gerekir.
5831 sayılı Kanunun 8. Maddesi ile 3402 sayılı Kanununa eklenen Ek 4. maddesine göre “6831 sayılı Orman Kanununun 20/06/1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi ile 23/09/1983 tarihli ve 2896 sayılı, 05/06/1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2. maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiilî kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanunun 11. maddesinde belirtilen askı ilânı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edilir. Bu maddeye göre yapılacak kadastro çalışmaları ikinci kadastro sayılmaz.
Bu maddeye göre yapılacak kadastro sırasında orman ve Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin sınır nokta ve hatları; orman kadastro tutanakları esas alınmak suretiyle Orman İşletme Müdürlüğünce görevlendirilecek en az bir orman yüksek mühendisi ya da orman mühendisinin iştirak ettirildiği kadastro ekibince zemine aplike edilir. Bu çalışmalar sırasında kadastro veya orman haritalarında düzeltmeyi gerektiren tutanak, pafta ve zemin uyumsuzluğunun tespiti halinde, yukarıda oluşturulan kadastro ekibince teknik mevzuata uygun hale getirilir. Bu çalışmalara kadastro kontrol mühendisi de iştirak ettirilir. Çalışma sonucunda bir zabıt düzenlenir ve bu zabıt ekip görevlileri ile kontrol mühendisi tarafından birlikte imzalanır. Düzeltme işlemleri, orman mevzuatı ile tapu ve kadastro mevzuatına göre yapılmış ve bu Kanuna göre yapılacak askı ilânı ile de ilân ve tebliğ edilmiş sayılır.” denilmektedir. Somut olayda bu madde gereğince yapılan kullanım kadastrosuna ilişkin işlemler 11/05/2012-12/06/2012 tarihleri arasında ilân edilmiş, dava 30 günlük askı süresi içinde 08/06/2012 tarihinde açılmıştır. Mahkemece, davacının davasını 2012 yılında yapılan kullanım kadastrosuna karşı askı ilân süresi içerisinde açıldığı, ancak talebinin 1999 yılında yapılıp kesinleşen 2/B işleminin iptaline yönelik olduğu gerekçesiyle kadastro mahkemesinin görevli olmadığı yolundaki kabulünün temeli ve yasal dayanağı bulunmamaktadır. Zira, Ek- 4.maddenin 2. fıkrasında açıkça “Bu maddeye göre yapılacak kadastro çalışmaları ikinci kadastro sayılmaz.”, yine 3.fıkrada “…Bu çalışmalar sırasında kadastro veya orman haritalarında düzeltmeyi gerektiren tutanak, pafta ve zemin uyumsuzluğunun tespiti halinde, yukarıda oluşturulan kadastro ekibince teknik mevzuata uygun hale getirilir…” denildiği, bu açık düzenlemelere göre bir yerde daha önce kadastronun yapılması veya yapılmaması konusunda bir ayrıma gidilmediği, kanunda kadastro mahkemesinin kadastronun yapılmadığı yerlerde görevli olacağı yolunda herhangi bir hüküm bulunmağı, kadastro kanunu Ek.4.madde gereğince yapılan işlemlerin kadastro kanunu gereğince yapılmış kadastro işlemleri olması nedeniyle 26. maddesi 4. fıkrası gereğince tutanakların düzenlendiği tarihten itibaren kadastro mahkemelerinin görevli olacağı açıktır. Bu nedenlerle, yasal dayanağı bulunmayan gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 18/11/2014 günü oy birliği ile karar verildi.