YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6566
KARAR NO : 2014/10273
KARAR TARİHİ : 08.12.2014
MAHKEMESİ : Osmaniye Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 12/05/2014
NUMARASI : 2013/100 – 2014/17
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı E.. A.. vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
… İli, .. İlçesi, … Köyü 104 ada 352 parsel numaralı taşınmaz, 10,36 m2 yüzölçümü ve iki katlı kargir bina ve arsası niteliğiyle hükmen E.. A.. adına kayıtlıdır.
Davacı vekili 104 ada 343 parsel sayılı taşınmazın tamamı ile 104 ada 352 sayılı parsel taşınmazın bir bütün olarak davacıya ait iken, yörede yapılan orman kadastrosu ile 104 ada 352 parsel numaralı taşınmazın 10,359 m2’lik kısmının davacı adına, geriye kalan 980,464 m2’lik kısmı ile 104 ada 343 parsel numaralı taşınmazın tamamının hükmen orman vasfı ile Hazine adına kayıt ve tesciline karar verildiğini, yapılan bu tespit hukuka uygun olmadığından, yörede 2/B çalışması yapan 79 nolu Orman Kadastro Komisyonu Başkanlığınca askıya çıkarılan mazbataya itiraz ettiğini belirterek, taşınmazların orman vasfı ile Hazine adına yapılan tesbitlerinin iptali ile, davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazların, Osmaniye Kadastro Mahkemesinin 2008/509 – 2010/165 sayılı kararının Yargıtay 20. Hukuk Dairesince onanarak kesinleşmesi sonucu, Hazine adına orman vasfıyla kayıt ve tescil edildiği, taşınmazın orman olduğunun kesinleşmiş mahkeme kararı ile sabit hale geldiği gerekçesiyle dosya üzerinden davanın kesin hüküm nedeniyle usûlden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B uygulamasına itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 6831 sayılı Kanuna göre 2002 yılında yapılıp 30.06.2003 – 30.12.2003 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B uygulaması bulunmaktadır. Bahse konu parselde orman kadastrosu 10.09.2008 tarihinde kesinleşmiştir.
Anayasanın hak arama hürriyetini düzenleyen 36. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkı ile HMK’nın 27. maddesinde öngörülen hukukî dinlenilme hakkı gereğince bir dava hakkında karar verilmeden önce ilgilisinin davasını açıklama ve ispat etme hakkını kullanabilmesi için, duruşma yapılması esas olup, hâkim her iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden karar verilmesi, ancak, kanunun cevaz verdiği durumlarda mümkündür.
HMK’nın 320/1. maddesinde “mahkemenin mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar vereceği” belirtilmişse de bunun öncelikle ön inceleme aşamasında ve “mümkün olan hallerde” olduğu belirtilmek suretiyle sınırlı bir alan gösterilmiştir.
HMK’nın 137/1. maddesinde “dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılacağı, mahkemenin ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceleyeceği”, 138/1. maddesinde “mahkemenin öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar vereceği, gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebileceği” düzenlenmiştir. Anılan düzenlemelerden ön inceleme safhasında dava şartları ve ilk itirazlar hakkında mahkemece dosya üzerinden karar verilebileği anlaşılmaktadır. Kanunun 114. maddesinde dava şartları sıralanmış, mahkemece hükme dayanak yapılan 114/1-j maddesinde “Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması” dava şartı olarak düzenlenmiştir.
Davacı vekili tarafından açılan eldeki davanın, 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B maddesi uyarınca yörede 79 nolu Orman Kadastro Komisyon tarafından askıya çıkartılan 2/B çalışmalarında davalı taşınmazın orman dışına çıkarılma talebinin reddine dair verilen karara itiraza ilişkin olduğu, oysa, mahkemece kesin hüküm teşkil ettiği kabul edilen Osmaniye Kadastro Mahkemesinin 2008/509 – 2010/165 sayılı kararının kadastro tesbitine itiraza ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. 20/11/2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B uygulama Yönetmeliğinin 30. maddesinin döndüncü bendinde açıklandığı üzere eylemli orman olmayıp, orman toprağı olması nedeniyle özel mülkiyet kurulamayan, bu yönden mahkeme kararı ile orman sayılan taşınmazlarda da koşullarının bulunması halinde, 2/B’ye çıkarma çalışması yapılması mümkündür. Her iki davanın hukukî dayanak ve sebepleri farklı olduğundan Osmaniye Kadastro Mahkemesinin 2008/509 – 2010/165 sayılı kararının kesin hüküm teşkil ettiğinin düşünülmesi doğru değildir. Mahkemece, eldeki davanın ön inceleme ve tahkikata ilişkin duruşma açılarak işin esasına girilerek bu tür yerlerin yasalar gereğince Hazine adına çıkarılması gerekeceğinden, kişilerin idareyi 2/B işlemi yapması hususunda zorlayıcı şekilde açacakları davaların dinlenme olanağının bulunup bulunmadığının gözetilerek toplanacak deliller çerçevesinde çözümlenmesi gerekirken, hukukî dinlenilme ve savunma hakkı kısıtlanarak dosya üzerinden kesin hüküm nedeniyle usûlden ret karar verilmiş olması usûl ve kanuna aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 08/12/2014 günü oy birliği ile karar verildi.