YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6411
KARAR NO : 2014/9695
KARAR TARİHİ : 20.11.2014
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında Vişneli Köyü 101 ada 1 parsel sayılı 393 ha 4960,72 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, orman niteliğiyle Hazine adına tesbit edilmiştir.
Davacı …, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasıyla; birleşen 2010/2 Esas sayılı dosyasında davacı … ise, tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasıyla dava açmıştır.
Temel ve … ise, … yanında davaya asli müdahil olarak katıldıklarını, …’ın dava ettiği taşınmazda kendilerinin de hak sahibi olduklarını ileri sürerek, bu taşınmazın davacı ile kendileri adına eşit oranda tescilini talep etmişlerdir.
Mahkemece davanın kabulüne ve çekişmeli 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespit tutanağının iptali ile; kadastro bilirkişisi …’in 21.07.2010 havale tarihli rapor ve eki krokisinde (A) harfi ile kırmızı renkli gösterilen 4858.52 m2 yüzölçümlü alanın davacı … adına, (B) harfi ile yeşil renkle gösterilen 7373.63 m2’lik alanın, eşit hisselerle …, … ve … adlarına tapuya kayıt ve tesciline, fen bilirkişi rapor ve eki krokisinde (A) ve (B) harfleri ile gösterilen alanın dışında kalan kısımların orman vasfı ile Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline dair verilen kararın davalı … Yönetimi ve Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 21/04/2011 tarih ve 2011/2142 E. – 4833 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; raporu hükme dayanak alınan orman bilirkişi kurulu raporunda çekişmeli taşınmazın (A) harfiyle işaretli kısmının kısmen yeşil, (B) harfiyle işaretli kısmının tamamen memleket haritasında yeşil alanda kaldığı, üzerlerinde meyve ve büyük münferit ağaç sembolü bulunduğu, (A) harfli kısmın üzerinde meyve ağaçlarından vişne, kızılcık elma ve ceviz ağacının bulunduğu, ceviz ağacının yaşının 60-65 olduğu bildirilmesine karşın raporlarına ekli memleket haritasında yeşilde kalan taşınmaz bölümlerinde geniş yapraklı ağaç simgesi bulunduğu görünmekle birlikte taşınmaz üzerindeki en yaşlı 65 yaşındaki ağaç dikkate alındığında bu ağaçların memleket haritasında görünmesi mümkün değildir. Bu haliyle, orman bilirkişi kurulu raporu çekişmeli taşınmazların orman olup olmadığını ve hukukî durumunu belirlemeye yeterli ve kanaat verici olmayıp, bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz. Ayrıca, ziraat bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın (A) harfli bölümünün eğiminin yüzde 45-60 olduğu ve üzerinde titrek kavak ağaçları ile çalı formunda bitkiler olduğu, (B) harfli bölümünün ise, eğiminin yüzde 10-15 olduğu, üzerinde 25 adet vişne ağacı ile 20-25 yaşlarında 10 adet ceviz ağacı bulunduğu bildirilmiştir. Buna karşılık, orman bilirkişileri taşınmazın (A) harfli bölümünün eğiminin yüzde 10-12 olduğu, üzerinde meyve ağaçlarından vişne, kızılcık, elma ve ceviz ağaçları bulunduğu, (B) harfli bölümünün ise, eğiminin 30-35 olduğu üzerinde titrek kavak ağaçları bulunduğu bildirilmiştir. Bu şekilde, taşınmazların eğimi ve üzerindeki bitki örtüsü bakımından çelişki oluşmuştur. Mahkemece yöntemince bu çelişki giderilmemiştir. İmar-ihya ve zilyetlik iddiasıyla orman niteliğiyle tesbit edilen taşınmaza yönelik açılan kadastro tesbitine itiraz davalarında, öncelikle taşınmazın orman sayılan yer olup olmadığının belirlenmesi ve orman sayılmayan yer olması halinde zilyetlik koşullarının araştırılması gerekir.
3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar-ihya olarak kabul edilemez) ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihten tescil davasının açıldığı ya da tesbit tutanağının düzenlendiği güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülerek tapuya tescili istenen taşınmazların, Kadastro Kanununu 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar-ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdirî delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile dava tarihinden ya da kadastro tesbit tarihinden 15 – 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazların niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi gerekir. Somut olayda; mahkemece, anlatılan biçimde bir araştırma ve inceleme yapılmadığından yeniden inceleme ve araştırma yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi, kabule göre de; mahkemece, çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin iptaline karar verilmesi gerekirken kadastro tutanağının iptaline karar verilmesi doğru olmamıştır.” denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucu davacıların davalarının kısmen kabulu ile; 101 ada 1 sayılı parselin kadastro tesbitinin iptaline, 04/03/2013 tarihli orman bilirkişisi ek raporunda (A) harfi ile gösterilen 3718,090 m2’lik kısmının davacı … adına, 08/03/2013 tarihli orman bilirkişisi ek raporunda (A) harfi ile gösterilen 5532,538 m2’lik kısmının 1/3’er hisse ile birleşen dosya davacısı … ile katılan davacılar … ve … adlarına tapuya tesciline, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, davacılar adına tescil edilen kısımlar çıkarıldıktan sonra geriye kalan kısmın 101 ada 1 sayılı parsel olarak orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 20/11/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.