Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/6410 E. 2014/9788 K. 25.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6410
KARAR NO : 2014/9788
KARAR TARİHİ : 25.11.2014

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 13/02/2013 günlü hükmün Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar … mirasçıları ve arkadaşları vekili Av. … tarafından istenilmekle, tayin olunan 04.02.2014 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden … ve ark. vek. Av. … … vd. vek. Av. … ve Hazine vek. Av. …ile Orman Yönetimi Av. … geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü;
K AR A R

Kadastro sırasında Hisarönü Köyü, Merkez Mevkii 149 ada 11 parsel sayılı 317,79 m² yüzölçümündeki taşınmaz, taşlık niteliğiyle, tarım alanına dönüştürülmesi mümkün yerlerden olduğundun söz edilerek, 03.07.2007 tarihinde Hazine adına tesbit edilmiş, 18.09.2007 tarihinde de 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1992/250 esaslarında dava konusu olduğundan söz edilerek malik hanesinin üstü kırmızı kalemle çizilmek suretiyle malik hanesi açık tesbit edilmiştir.
2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1992/250 esasına kayıtlı dosyada davacı … tarafından davalılar Hazine, Orman Yönetimi ve Köy Tüzelkişiliği aleyhine 15.06.1992 tarihinde, Hisarönü Köyü, Gevlen Mevkiinde sınırları bildirilen taşınmazın 1988 yılında Köy Tüzelkişiliğinden satın aldığı, yararına Medenî Kanunun 713. maddesindeki zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu, adına tescil istemiyle açtığı, … ve arkadaşları ile …Yatırım İşletmeleri A.Ş.’nin tescil davasına konu taşınmazın Temmuz 1969 gün ve 63, 64 ve Şubat 1962 tarih 4 sıra numaralı tapu ve tedavülleri kapsamında kaldığından, tapu maliki mirasçıları adına tescili istemiyle açtıkları 1992/285 esas sayılı davalar birleştirilmiş ve Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından 05.06.2003 gün 1992/250-416 sayılı karar ile davacı … Yatırım İşletmeleri A.Ş.’nin davasının 1086 sayılı HUMK 409. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına, muteriz davacıların birleşen 1992/285 esas sayılı dosya ile açtıkları davanın reddine, davacı …’nun açtığı tescil davasının kabulüne ve fen bilirkişi … tarafından düzenlenen krokide (A) harfi ile gösterilen 729 m² olarak gösterilen taşınmazın kuru tarla vasıflı olarak davacı adına tesciline ilişkin verilen karar, Hazine vekili ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesince 30.03.2004 gün 2003/11854-3067 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında kararında özetle; “…çekişmeli yer karşı davacıların dayandığı kaydı sınırları içinde kalsa bile fiilen kullanılmayan ve kullanıma da elverişli yer olmaması nedeniyle 3402 sayılı Kanunun 20/B maddesi gereğince kayıt kapsamında düşünülemeyeceği, dava konusu taşınmazın bir bölümünün kesinleşen orman kadastrosu içinde, kalan bölümünün de hem orman kadastro sınırları hem de karşı davacıların dayandığı tapu kaydı kapsamı dışında kalmakla birlikte, halen eylemli orman olan ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine konu olamayacak bir arazi parçası olduğu anlaşılmaktadır. Köy Tüzelkişiliğinin taşınmaz üzerinde bu güne kadar ekonomik amacına uygun bir zilyetliği ve tasarrufu olmadığından davacının zilyetliğine eklenecek zilyetlik süresi bulunmamaktadır. Köy muhtarlığının kendisine ait olmayan bir yeri davacıya satması, davacı yönünden yasal bir sonuç doğurmaz. Davacı yararına Medenî Kanunun 713 ve 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı koşullar oluşmamıştır. Her dava kendi dosyası içindeki hukukî sebep ve delillere göre karara bağlanacağından, aynı köy 74 sayılı parsel ile dava konusu taşınmaza doğusunda bitişik yer hakkında görülüp kesinleşen davalar temyize konu dava yönünden örnek olamaz. Somut olaya hangi yönden bakılırsa bakılsın davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabule karar verilmiş olması usûl ve kanuna aykırı olduğu…” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın, Marmaris 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/384 esasına kayıt edildiği, Marmaris 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.12.2005 gün ve 2003/384-137 sayı ile davacı …’nun açtığı davanın reddine, davacı … Yatırım İşletmeleri A.Ş.’nin davasının 1086 sayılı H.U.M.K.’nun 409. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına, muteriz davacıların birleşen 1992/285 esas sayılı dosya ile açtıkları davanın reddine, fen bilirkişi Murat Dokumacı’nın düzenlediği rapor ve krokide (A) ile işaretlenen 729 m² yüzölçümündeki çekişmeli taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline ilişkin verilen karar, davacı …’nun temyiz istemi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 08.03.2007 gün ve 2006/1868-2942 sayılı kararı ile onanmış ve karar düzeltme istemleri de aynı Dairenin 04.12.2007 gün ve 2007/11077-15707 sayılı kararı ile red edildikten sonra hüküm kesinleşmiştir.
Çekişmeli taşınmazla ilgili olarak 03.07.2007 tarihinde kadastro tutanağı tanzim olunmuş ve 149 ada 11 parsel sayısı verilen kadastro tesbit tutanağı aslı malik hanesinin üstü çizilmek suretiyle kadastro mahkemesine devredilmiş ve … tarafından Hisarönü Köyü’nde mevkii ve sınırlarını bildirdiği taşınmazın adına tescili istemiyle açtığı dava da bu dava ile birleştirilmiştir.
Mahkemece, davalar birleştirildikten sonra davaların REDDİNE, çekişmeli Hisarönü Köyü 149 ada 11 sayılı parselin orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, … tarafından açılan tescil davasına konu yer için tesbit tutanağı düzenlenmediği anlaşıldığından bu bölümle ilgili mahkemenin görevsizliğine ilişkin verilen karar, davacılar … ve arkadaşları vekili ile … ve arkadaşları ile …Turizm A.Ş. vekili ile Hazine tarafından temyiz edilmekle Dairece bozulmuştur.
Dairenin 31.01.2012 gün 2011/16366-596 sayılı bozma kararında bozma kapsamın dışındaki yönlerin incelenmediği belirtilerek özetle “…davacılardan … yargılama sırasında öldüğü anlaşıldığından, dava dilekçesi ve duruşma gününün adı geçenin tüm mirasçılarına yöntemince tebliğe edilerek, davacı sıfatıyla davayı takip etmeleri için kendilerine olanak tanınması ve bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması…” gereğine değinilerek bozulmuştur.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan ve taraf teşkili sağlandıktan sonra, davaların REDDİNE, çekişmeli Hisarönü Köyü 149 ada 11 sayılı parselin orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, … tarafından açılan tescil davasına konu yer için tesbit tutanağı düzenlenmediği anlaşıldığından bu bölümle ilgili mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm Hazine vekili, … ve … vekili ile .. mirasçıları ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1967 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 2. madde uygulaması ve 1988 ila 1990 yılları arasında yapılıp 08.07.1991 tarihinde ilân edilerek dava tarihinde kesinleşmemiş olan aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu, 2896 ve 3302 sayılı Yasalar ile değişik 2/B madde uygulaması vardır.
1) Davacı … ve … vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi sonucunda; Dava konusu 149 ada 11 parsel sayılı taşınmaz, 3402 sayılı Kanunun 5 ve 27. maddeleri uyarınca davalı bulunduğundan aynı Kanunun 30/2. maddesi uyarınca mülkiyet durumunun belirlenmesi için kadastro mahkemesine aktarıldığı, çekişmeli taşınmazın tesciline ilişkin açılan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 05.06.2003 gün 1992/250-416 sayılı kararı temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesi tarafından bozulması üzerine aynı mahkemece verilen 25.12.2005 gün ve 2003/384-137 sayılı davacı …’nun davasının reddine ilişkin karar, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 08.03.2007 gün ve 2006/1868-2942 sayılı kararı ile onanmış ve karar düzeltme istemleri de aynı Dairenin 04.12.2007 gün ve 2007/11077-15707 sayılı kararı ile red edildiği gibi, Kadastro Mahkemesi’nde yapılan yargılama sonunda verilen 16.05.2011 gün 2010/262-289 sayı ile davacı …’nun davasının reddine,davacı …’ın davasının ise tutanak tutulmadığından mahkemenin görevsizliğine ilişkin verilen kararlar aleyhine davacılar veya vekilleri tarafından temyiz yasa yoluna başvurulmadığından kararların kesinleştiği anlaşıldığından, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, temyiz itirazlarının yerinde görülmemiştir.
2) Muteriz davacılar … ve arkadaşlarının temyiz itirazları yönünden; muteriz davacıların açtığı tescile itiraz ve elatmanın önlenmesi davası yönünden Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 05.06.2003 gün 1992/250-416 sayılı kararı ile verilen davanın reddine ilişkin karar aleyhe temyiz yasa yoluna başvurulmadığından kesinleştiği gibi Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 25.12.2005 gün ve 2003/384-137 sayılı kararında muteriz davacıların dayandığı tapu kapsamında kalmadıklarının belirtildiği anlaşıldığından, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, temyiz itirazlarının yerinde görülmemiştir.
3) Hazinenin çekişmeli taşınmazın niteliğine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; dava konusu taşınmazın eylemli orman olduğu hususu Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 05.06.2003 gün 1992/250-416 sayılı kararının temyizi üzerine verilen Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 25.12.2005 gün ve 2003/384-137 sayılı bozma kararında belirlendiği ve bu bozma kararı üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından 25.12.2005 gün ve 2003/384-137 sayı ile dava konusu taşınmazın orman niteliğiyle tesciline ilişkin verilen karar aleyhine Hazine tarafından temyiz yasa yoluna başvurulmadığından, taşınmazın niteliğinin orman olduğu hususunun belirlendiği anlaşıldığından, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, temyiz itirazlarının yerinde görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1, 2 ve 3 bent halinde sayılan nedenlerle, davacı … ve ..vekili, muteriz davacılar … mirasçıları ve arkadaşları vekili ile Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması nedeniyle 1.100.-TL vekalet ücretinin davacılar, muteriz davacılar ve Hazineden alınarak Orman Yönetimine verilmesine, aşağıda yazılı onama harcının gerçek kişilere yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 25/11/2014 günü oy birliği ile karar verildi.