Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/6354 E. 2014/9581 K. 18.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6354
KARAR NO : 2014/9581
KARAR TARİHİ : 18.11.2014

MAHKEMESİ : Dursunbey Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 31/12/2013
NUMARASI : 2011/51-2013/21

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı Orman Yönetimi vekilinin 23/09/2011 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; D. İlçesi, D. Köyünde 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereği yenileme ve uygulama çalışmalarının 27/08/2011 tarihinden itibaren 30 günlük askıya çıkarıldığını, taraflarınca yapılan inceleme sonunda dava konusu D.Köyü .. ada .. parsel sayılı taşınmazın çamlık, ..parsel sayılı taşınmazın tarla ve .. parsel sayılı taşınmazların orman niteliği ile davalı M.. H.. adına tespitinin yapıldığını, bu parsellerin daha önce orman kadastro sınırları içindeyken, 20 numaralı Orman Tahdit Komisyonunca 1744 sayılı Kanunun 2. maddesine göre XXXV nolu 2. madde parseli olarak orman sınırları dışına çıkarıldığını, bu çalışmaya müvekkili idare tarafından yapılan itiraz sonucunda Bursa İdare Mahkemesi’nin 1982/283 Esas – 1984/68 Karar sayılı ilâmı ile iptal edildiğini, Danıştay 8. Daire Başkanlığı’nın 08/04/1985 gün ve 1984/596 Esas – 1985/377 Karar sayılı ilâmı ile onanarak kesinleştiğinin tespit edildiğini, dava konusu parsellerin davalı adına tespit edilmesinin bu mahkeme ilâmı uyarınca açıkça hukuka aykırı olduğunu, bu konuda uyulması gereken kesin hüküm mevcut olduğunu, bu sebeple dava konusu taşınmazların bir bütün olarak orman niteliği ile . ada . numaralı orman parseli ile birleştirilmesine ve bu şekilde tapu siciline kaydedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Mahkemece, dava konusu B. İli, D.İlçesi, D. Köyü .. ada.. numaralı parsellerin ilk tesis kadastro kesinleşme tarihi 28/06/1990 yılı olduğu ve kadastronun bu şekilde kesinleştiği anlaşılmakla davacının açmış olduğu davanın mülkiyete ilişkin olduğu anlaşılmakla bu tür davaların kadastro mahkemesinde görülmesi mümkün olmadığı gerekçesiyle, mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli Dursunbey Asliye Hukuk Mahkemesi’ne, gönderilmesine karar verilmiş, hüküm, davacı Orman Yönetimi tarafından davanın, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan kadastro çalışma tutanaklarının 30 günlük askı ilân süresi içinde açıldığı ve davanın aynı zaman da 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan, kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işlemine itiraza ilişkin olduğu, bu nedenle, görevli mahkemenin kadastro mahkemesi olduğu gerekçesiyle temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan, kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işlemine itiraza ve kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan tapu kaydının iptal ve tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 1942 yılında yapılmış ve kesinleşmiştir. 1979 yılında aplikasyon çalışması ve 1744 sayılı Kanunile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. maddesi uygulaması yapılmıştır. 1990 yılında 2896 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması ve aplikasyon yapılmıştır. Ayrıca, 27/08/2011 ilân edilen 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereği yenileme çalışmaları vardır.
Mahkemece, dava konusu B. İli, D. İlçesi, D. Köyü.. ada.. numaralı parsellerin ilk tesis kadastro kesinleşme tarihi 28/06/1990 yılı olduğu ve kadastronun bu şekilde kesinleştiği anlaşılmakla davacının açmış olduğu davanın mülkiyete ilişkin olduğu anlaşılmakla bu tür davaların kadastro mahkemesinde görülmesi mümkün olmadığı gerekçeleriyle, keşif ve inceleme yapılmadan görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli Dursunbey Asliye Hukuk Mahkemesi’ne, gönderilmesine ile karar verilmişse de;
5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi gereğince, “Tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek üzere uygulama niteliğini kaybeden, teknik nedenlerle yetersiz kalan, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği tespit edilen kadastro haritalarının tekrar düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin sağlanması amacıyla tapulama ve kadastro görmüş yerlerde, birinci fıkra hükmü uygulanmaz.”. Aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca da, “İkinci fıkranın (a) bendinin uygulanacağı alanlar Tapu ve Kadastro Genel Müdürünün onayı ile belirlenir ve çalışmalara başlanmadan en az onbeş gün önce çalışma alanında, bölge merkezinde ve bölgenin bağlı olduğu il merkezinde alışılmış vasıtalarla duyurulur; ayrıca, varsa yerel gazete ile ilân edilir. Yapılacak çalışmalarda 2, 4, 14, 17, 19 ve 21 inci maddeler ile 13 üncü maddenin (B) ve 20 nci maddenin (B), (C) ve (D) bentleri hükümleri uygulanmaz.”.
Kadastro Mahkemesinin genel olarak görevi, 3402 sayılı Kanunun 25. maddesinde, zaman bakımından görev ve yetkisi ise aynı Kanunun 27. maddesinde düzenlenmiştir. 3402 sayılı Kanunun 22/2-a gereğince yapılan tesbitte taşınmazın mülkiyeti, çapı ve yüzölçümü tartışma konusu edilemez, bu işlemde uygulama kabiliyeti bulunmayan ve harita tekniğine uymayan haritalar yerine, ülke koordinat sistemine uygun sayısal haritaları düzenlenerek, bu tesbitin kesinleşmesi halinde tapu malikleri adına tapuya tescil edilir.
Mahkeme gerekçesinde de kabul edildiği gibi, yetersiz kadastro paftalarının yenilenmesi, yüzölçümlerinin ve teknik hataların düzeltilmesi işleminin yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılmadığı savıyla açılan davada kadastro mahkemesi görevli olup, taşınmazın mülkiyetine ve niteliğine ilişkin davalarda kadastro mahkemesi görevli değildir. Somut olayda, Orman Yönetimi çekişmeli taşınmazın tesbitinin iptalini ve bir bütün olarak orman niteliği ile ..ada .. numaralı orman parseli ile birleştirilmesine istediğine ve dava dilekçesi aynı zamanda mülkiyete ilişkin bir istem içerdiğine göre, mülkiyete ve tasarrufa ilişkin bu davada genel mahkeme görevlidir. Ancak, dava aynı zamanda 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi ve ilgili yönetmelik hükümlerine göre yapılan teknik çalışmaya itiraz niteliği taşıdığından, çalışmanın kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı yöntemince araştırılmalı ve bu yönde olumlu ya da olumsuz bir karar verilmelidir.
Bu nedenle; mahkemece, çekişmeli parselin yenilemeden önceki tutanak ve haritaları ile yenilemeden sonraki çapı haritası ve tutanağı getirtilerek, harita ve jeodezi uzmanı bilirkişi vasıtasıyla keşif ve inceleme yapılarak, yapılan çalışmanın 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesiyle 26.11.2006 gün ve 26361 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilinde Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usûl ve Esaslara İlişkin Yönetmeliğe göre yapılacak çalışmalara ilişkin yönetmelik hükümlerine uygun çalışma yapılıp yapılmadığı saptanmalı, bu konuda bilirkişiden bilimsel verileri içeren rapor alınmalı, şayet yapılan çalışmaların kanun ve yönetmelik hükümlerine aykırı olduğu belirlenirse, bu aykırılıkları giderecek hüküm kurulmalı, şayet çalışmanın yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun yapıldığı saptanırsa, Orman Yönetiminin bu yöne temas eden davasının reddine karar verilmeli, dava dilekçesinde aynı zamanda taşınmazın bir bölümünün kesinlemiş orman kadastrosu sınırları içinde kalan Devlet Ormanı olduğu iddia edildiğinden, bu davada kadastro mahkemesinin görevli olmadığı gözetilerek, tasarrufa ilişkin bu dava yönünden görevsizliğe karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve incelemeyle hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 18/11/2014 günü oy birliği ile karar verildi.