Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/6351 E. 2014/9201 K. 06.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6351
KARAR NO : 2014/9201
KARAR TARİHİ : 06.11.2014

MAHKEMESİ : Kadirli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 04/10/2012
NUMARASI : 2010/533-2012/365

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Yörede 1990 yılında yapılıp, 1992 yılında kesinleşen arazi kadastrosu sırasında Y. Mahallesi ..ada .. parsel sayılı 2092,88 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, avlulu kargir ev niteliği ile belgesizden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına tespit ve tescil edilmiştir.
Davacı Orman Yönetimi, dava konusu taşınmazın öncesinin eski tarihli belgelerde orman sayılan yerlerden olduğu iddiası ve tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemi ile dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne; dava konusu parselin davalı adına olan tapu kaydının iptali ile orman niteliğinde Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, 25.02.1992 – 26.03.1992 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşmiş, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmıştır.
Mahkemece, Orman Yönetiminin davasının kabulü ile .. ada .. parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; 79 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından düzenlenen 07/09/1994 tarihli işe başlama tutanağında taşınmazın bulunduğu yerde evvelce 5 nolu Orman Kadastro Komisyonuna bağlı 1 nolu Orman Kadastro Ekibi tarafından orman kadastro ve 2. maddesi uygulamaları yapılarak 31/01/1980 tarihinde askı suretiyle ilân edildiği ve ekip kararlarına karşı itirazlar olduğu, itirazlarında 79 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından incelendiği anlaşıldığından 31/01/1980 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu ve 2. maddesi uygulamalarına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme, sonuçlandırma ve sonuçların ilânına dair askı ilân tutanağı ile orman kadastrosu ve 2. madde uygulamasını da gösterir tahdit haritası örneği dosyaya getirtilerek, yine dava konusu taşınmazın bulunduğu yer ile ilgili itiraz olup olmadığı ilgili Orman Kadastrosu Komisyonu dosyasından incelenerek belirlenmesi, itiraz varsa, bu itiraza ilişkin karar verilip verilmediği ve varsa tebliği araştırılması gerekirken mahkemece bu yönde bir araştırma yapılmamıştır. Kadirli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/430 E. – 2012/254 K. sayılı dosyasında Orman Yönetiminin, yörede 79 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından 1996 yılında yapılan orman kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulamalarının 894,77 hektarlık alana ilişkin mükerrer kadastro niteliğinde olduğunu ileri sürerek, iptali istemiyle hasımsız olarak açtığı dava dosyası getirtilerek kesinleşip kesinleşmediği, iptal kararının dava konusu edilen taşınmazı kapsayıp kapsamadığı hususları araştırılmamıştır. Bu haliyle yörede 1980 yılında yapılıp ilân edilen orman kadastrosuna göre taşınmazın ne gibi işleme tâbi tutulduğu dosyadan anlaşılamamaktadır.
Orman tahdidinin kesinleştiği yerlerde, bir yerin orman olup olmadığı ve hukukî niteliği orman tahdit tutanak ve haritalarının uygulanması ile belirlenir. O halde; öncelikle, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1980 yılında yapılıp ilân edildiği belirtilen orman tahdidine ve 2. madde uygulamalarına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları çekişmeli taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örnekleri getirtilmeli, dava konusu taşınmazın bulunduğu yer ile ilgili itiraz olup olmadığı ilgili orman kadastrosu komisyonu dosyasından incelenerek belirlenmeli, itiraz varsa, bu itiraza ilişkin karar verilip verilmediği ve varsa tebliği araştırılmalı, 1980 yılında yapılan orman tahdidinin 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre kesinleşmiş bir tahdit olup olmadığı belirlenmeli, bunun dışında 1994 yılında yapılıp ilân edilen ancak mükerrer kadastro olduğundan bahisle, yok hükmünde sayılmasına karar verildiği belirtilen orman tahdidi ve 2. madde uygulamalarına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile çekişmeli taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örnekleri bulundukları yerden getirtildikten sonra mahkemece, önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak keşifte, kesinleşmiş tahdit haritası, orman rejimi dışına çıkarma haritası ve kadastro paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın ilk tahdit haritası ve orman rejimi dışına çıkarma haritasındaki konumu duraksamaya yer vermeyecek şekilde saptanmalı; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmeli, Kadirli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/430 E. – 2012/254 K. sayılı dosyası getirtilerek kesinleşip kesinleşmediği belirlenerek dava konusu taşınmaz ile ilişkisi tesbit edilip oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
Yapılacak araştırma ve incelem sonucunda dava konusu taşınmazın 2/B alanında kaldığının saptanması halinde ise, 2/B’lik yerlerde Orman Yönetiminin aktif dava ehliyetinin bulunmadığı da nazara alınarak, davanın reddine karar verilmesi gerekir.
Kabule göre ise, karar tarihinden önce 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16 ve 17. maddeleri ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A ve geçici 11. maddeleri gereğince davalılar aleyhine yargılama giderlerine ve avukatlık ücretine hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi de usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı gerçek kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 06/11/2014 günü oy birliği ile karar verildi.