Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/6336 E. 2014/9817 K. 25.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6336
KARAR NO : 2014/9817
KARAR TARİHİ : 25.11.2014

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, 08/10/2012 havale tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği…Köyünde bulunan toplam üç parça taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının müvekkili yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre müvekkili adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, Siirt İli, … İlçesi, … Köyünde bulunan fen bilirkişinin 07/10/2013 tarihli raporuna ekli krokide (2012-432-3) ile gösterilen 12577,76 m²’lik alana yeni bir parsel numarası verilerek davalı … adına “Tarla” niteliği tapuya tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır.
1) Davacı vekilinin dava konusu 1 nolu taşınmaza yönelik temyiz itirazları yönünden;
İncelenen dosya kapsamına, toplanan delillere göre çekişmeli taşınmaz dere yatağı içinde kalan yerlerden olup, zilyetlikle kazanma koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Davacı vekilinin dava konusu 2 nolu taşınmaza yönelik temyiz itirazı ile davalı … Yönetimi ve davalı Hazinenin dava konusu 3 nolu taşınmaza yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece, 2 nolu taşınmaz bölümü yönünden davacı yararına kazanma koşullarının gerçekleşmediği, 3 nolu taşınmaz bölümü yönünden orman sayılan yerlerden olmadığı ve davacı yararına kazanma koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle hüküm hüküm kurulmuşsa da yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
Şöyle ki; 2 nolu taşınmaz bölümü yönünden hükme esas alınan uzman ziraat bilirkişi raporunda taşınmazın kuru tarım arazisi niteliğinde olduğu açıklandığı halde, mahallî bilirkişi beyanına dayanılarak hüküm kurulmuştur. 3 nolu taşınmaz bölümü yönünden hükme esas alınan uzman orman bilirkişi raporunda 1957 tarihli memleket haritası ve 1984 tarihli hava fotoğrafları incelenmiş, taşınmazın bu belgelerde açık alanda yer aldığı açıklanmıştır. İncelendiği bildirilen 1984 tarihli hava fotoğrafı rapora eklenmediği için denetlenemediği gibi; memleket haritasında taşınmazın sınırından ırmak geçtiği ve davalı yerin kumluk alanda kaldığı anlaşıldığı halde, jeolog bilirkişi dinlenmemiş, buna göre zilyedlikle kazanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılmamış, taşınmazın arazi kadastrosu yapılırken neden tespit harici bırakıldığı belirlenmemiştir.
3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek, hayvan otlatmak, ağaç kesmek imar ihya olarak kabul edilemez) ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihten, davanın açıldığı güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülen taşınmazın, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar-ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile dava tarihinden 15 – 20 yıl önce çekilen hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen orijinal renkli memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi zorunludur.
O halde; mahkemece yeniden yapılacak keşifte, 1980’li yıllara ait memleket haritası ve hava fotoğrafları ile yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, bu belgelere göre orman ya da 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde ifade edilen orman içi açıklık konumunda olup olmadığı, arazi kadastrosu sırasında hangi nitelikle tesbit harici bırakıldığı belirlenmeli, jeolog bilirkişiden yakındaki ırmağın taşınmaza etkisinin ne olduğu, taşkın tehlikesi bulunup bulunmadığı, ıslah ve set çalışmalarının yapılıp yapılmadığı, ne zaman yapıldığı konularında ayrıntılı rapor alınmalı, komşu taşınmazların tesbit tutanakları, dayanak belgeleri, kesinleşenlerin tapu kayıtları, tescil kararı ile oluşmuşlarsa dava dosyaları getirtilerek çekişmeli taşınmaz yönünü ne olarak gösterdikleri araştırılmalı, bundan sonra toplanacak deliller çerçevesinde karar verilmelidir.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde gösterilen nedenler ile; davacı vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,
2) İkinci bentde gösterilen nedenler ile; davacı vekilinin, davalı Hazinenin ve davalı … Yönetiminin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu yönden BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 25/11/2014 günü oy birliği ile karar verildi.