YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6250
KARAR NO : 2014/9543
KARAR TARİHİ : 17.11.2014
MAHKEMESİ : Araklı Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/10/2013
NUMARASI : 2012/164-2013/277
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, A. Köyü .. ada .. parsel sayılı 11.455.704,63 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, orman vasfı ile Hazine adına tesbit ve sonrasında tapuya tescil edilmiştir.
Davacı Mustafa İpekçioğlu vekili orman parseli içinde yaklaşık 16 dönümlük taşınmazın kaldığı iddiasıyla, tapusunun iptali ile müvekkili adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, 10 yıllık hak düşürücü sürede ancak tapu kaydına dayalı olarak dava açılabileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Yörede 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 31/05/2011 – 30/06/2011 tarihleri arasında ilân edilmiş arazi kadastrosu vardır.
İncelenen dosya kapsamına göre, yerel mahkemece keşif yapılmadan 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesine göre orman olarak kesinleşen taşınmazın tapusunun iptali isteminin 10 yıllık süre içinde tapuya dayalı olarak açılabileceği, davacının ise, zilyetliğe dayalı dava açtığı gerekçesiyle davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmişse de verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki: Anayasa Mahkemesi tarafından 22.05.2013 tarih, 2012/108 E. – 2013/64 K. sayılı ilâm ile 31.8.1956 günlü, 6831 sayılı Orman Kanununun, 5.11.2003 günlü, 4999 sayılı Orman Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 6. maddesiyle değiştirilen 11. maddesinin birinci fıkrasının “Bu müddet içinde itiraz olmaz ise komisyon kararları kesinleşir. Bu süre hak düşürücü süredir.” biçimindeki üçüncü ve dördüncü cümlelerinin Anayasanın 13, 35 ve 36. maddelerine aykırı görülerek iptallerine karar verilmiştir. Karar 12.07.2013 tarihli Resmî Gazetede yayımlanmış, yayımdan itibaren 6 ay sonra yürürlüğe gireceği düzenlenmiş olup, 13.01.2014 günü itibariyle yürürlüğe girmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra 26.2.2014 tarihli 6527 sayılı “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” 01.03.2014 tarih ve 28928 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe girmiş ve 6527 sayılı Kanunla, 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 11’inci maddesinin somut davayı ilgilendiren birinci fıkrası, “Orman kadastro komisyonlarınca alınan kararlara ilişkin düzenlenen tutanak ve haritalar askı suretiyle otuz gün süre ile ilân edilir. Bu ilân ilgililere şahsen yapılan tebliğ hükmündedir. Tutanak ve haritalara karşı itirazı olanlar; askı tarihinden itibaren otuz gün içinde kadastro mahkemelerinde, kadastro mahkemesi olmayan yerlerde kadastro davalarına bakmakla görevli mahkemelerde dava açabilirler. İlân süresi geçtikten sonra, dava açılmayan kararlara ilişkin düzenlenen tutanak ve haritalar kesinleşir. Orman kadastro komisyonlarınca düzenlenen tutanak ve haritaların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukukî sebeplere dayanarak Hazine hariç itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” şeklinde değiştirilmiştir.
Getirilen bu yeni düzenlemeye göre, tutanak ve haritaların kesinleştiği tarihten itibaren on yıllık süre içerisinde tapuya dayalı olsun veya olmasın kadastrodan önceki sebeplere dayalı olarak dava açılabilecektir. Açıklanan yasal düzenleme karşısında, zilyetliğe dayalı olarak dava açılabileceği de gözününde bulundurularak tarafların delilleri toplanıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu gibi hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/11/2014 günü oy birliği ile karar verildi.