Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/6150 E. 2014/9545 K. 17.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6150
KARAR NO : 2014/9545
KARAR TARİHİ : 17.11.2014

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R
Kadastro sırasında 101 ada 8 parsel sayılı 15.847,51 m² yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 1/3’er hisseli olarak davalılar Hatice Efe, … ve Ayşe Abak adlarına tesbit edilmiştir.
Davacı Hazine, kanunî süresi içinde çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki çalılık, meşelik yerlerden olduğu iddiasına, davacı … ve arkadaşları kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmışlardır.
Mahkemece, dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda; davacı Hazine ve davacı … ve arkadaşlarının davalarının kısmen kabul, kısmen reddi ile çekişmeli parselin fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen kısmının 1/3’er hisseli olarak davacı … ve arkadaşları adına, (B) harfi ile gösterilen kısmının meşelik orman vasfı ile davacı Hazine adına tesciline karar verilmiş; davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle hüküm, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 17/10/2008 tarih ve 2008/6564 E. – 6274 K sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: “Mahkemece, çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile gösterilen kısmının tarım arazisi niteliğinde bulunduğu ve zilyetlikle mülk edinme koşullarının davacı … ve arkadaşları yararına gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hükme yeterli bulunmamaktadır. Taşınmaz zilyetliğe dayanılarak davalılar … ve arkadaşları adına tespit edilmiş; Hazine, davalı parselin Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu ileri sürerek, davacı … ve arkadaşları ise kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmışlardır. Taşınmazın bulunduğu bölgede kadastro tesbit gününden önce yapılarak kesinleşmiş orman tahdidi mevcut olduğu halde, mahkemece, orman tahdit haritası ve mazbataları getirtilmemiş yetersiz bilirkişi ve tanık beyanları ile ve tek kişiden ibaret ziraatçı ile ormancı bilirkişilerinin raporları ile yetinilerek karar verilmiştir. Doğru sonuca varılabilmesi için; öncelikle taraflardan iddia ve savunmaları ile ilgili tüm delilleri sorulup tespit edilmeli; orman tahdit harita ve mazbataları getirtilerek yerel bilirkişiler yardımı, ziraatçı ve ormancı bilirkişi kurulları ile mahallinde yeniden keşif yapılmalıdır. Taşınmazın başında icra edilecek keşif sırasında yerel bilirkişiler yardımı ve uzman bilirkişiler aracılığı ile orman tahdit harita ve mazbataları ile amenajman planı, memleket haritası ve hava fotoğrafları zemine uygulanarak uzman bilirkişi kurulundan taşınmazın orman içi açıklık olup olmadığı yönünde ayrıntılı rapor alınmalı, arazi başında dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, taşlık, çalılık, meşelik gibi Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve imar-ihyaya konu olabilen yerlerden olup olmadığı, ihyanın kim tarafından hangi tarihte başlatıldığı, hangi tarihte tamamlandığı, kim tarafından ne kadar süreden beri tasarruf edildiği, üzerindeki ağaçların kim tarafından dikildiği etraflıca sorulup maddî olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, tespit bilirkişilerinin tamamı tanık sıfatıyla dinlenilmeli, ziraatçi bilirkişi kurulundan taşınmazın niteliği konusunda çevre taşınmazların toprak yapıları ile karşılaştırmalı biçimde ayrıntılı rapor alınmalı, taşınmazın orman içi açıklık olduğunun belirlenmesi halinde orman bütünlüğünün korunması açısından orman içi açıklıkların zilyetlikle kazanılamayacağı gözönünde bulundurularak toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.” denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davacı Hazine ve birleşen dosya davacılarının davalarının kısmen kabul kısmen reddine, 101 ada 8 parsel sayılı taşınmazın tespitinin iptaline, (B) harfi ile gösterilen kısma yönelik verilen karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, 19/12/2013 havale tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 6379,16 m²’lik kısma aynı ada son parsel numarası verilerek 1/3 hisse ile … ve arkadaşları adına kestanelik vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 12/09/1969 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu ile 13/02/2007 – 14/03/2007 tarihleri arasında ilân arazi kadastrosu vardır.
Dosya kapsamına, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli 101 ada 8 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilenler yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 17/11/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.