Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/5928 E. 2014/10098 K. 03.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5928
KARAR NO : 2014/10098
KARAR TARİHİ : 03.12.2014

MAHKEMESİ : Köyceğiz Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/09/2013
NUMARASI : 2012/330-2013/193

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar Vildan ve M.. B.. vekili, mahkemenin 28/03/1994 gün ve 1988/327-130 sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın orman niteliğinde bulunan 556 sayılı parsel içerisinde kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilerek kesinleştiği, ancak, yargılama sırasında çekişmeli taşınmazın orman tahdidi dışında olduğunun savunulduğu ve orman tahdidi dışında olduğunun 107 numaralı Orman Kadastro Komisyonunun 19 ve 20. sayfalarında tespit edildiğini, ayrıca, yeni elde edilen hava fotoğraflarında da çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğunun görüldüğünü belirterek, elde olmayan nedenlerden dolayı ibraz edilemeyen yeni bir belgenin ele geçirilmiş olma durumu söz konusu olması nedeniyle, yargılamanın yenilenmesi ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, 6100 sayılı HMK’nun 377/1-son maddesinde öngörülen 10 yıllık sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, yargılamanın iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, 6100 sayılı HMK’nun 377/1-son maddesinde öngörülen 10 yıllık sürenin geçmiş olması nedeniyle talebin reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin değerlendirmesi yerinde değildir. Şöyle ki; 6100 sayılı HMK’nun geçici 3. maddesinde Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı öngörülmüş olup, bu maddeye göre somut olayda 1086 sayılı Kanunun 445 ilâ 454 maddelerinin uygulanası gerekmektedir. 1086 sayılı Kanunun 447. maddesinde ise, yargılamanın yenilenmesi talebinin yeni belgenin elde edildiği tarihten itibaren 3 ay içerisinde istenebileceği düzenlenmiş olup, 10 yıllık hak düşürücü süre öngörülmemiştir. Bu nedenle mahkemece yargılamanın iadesi talebinin esasının incelenip bir karar verilmesi gerekirken, hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 03/12/2014 günü oy birliği ile karar verildi.