YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5895
KARAR NO : 2014/7081
KARAR TARİHİ : 08.09.2014
MAHKEMESİ : Kırıkhan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 15/05/2012
NUMARASI : 2010/614-2012/442
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı E.. Ö.. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı E.. Ö.. 04.10.2010 tarihli dava dilekçesiyle, D. Köyünde bulunan Haziran 1946 tarih 1 nolu tapu kaydı kapsamındaki taşınmazı davalılardan harici satış senedi ile satın aldığını, tapu kaydının kadastroda uygulanmayarak tescil harici bırakıldığını ileri sürerek, davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın orman sınırları içinde orman sayılan yerlerden olduğu ve bu gibi yerlerin 3402 sayılı Kanunun 18. maddesi gereğince Hazineye ait olduğu ve tapu ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla kazanılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu yapılmış, 25.07.2008 – 25.01.2009 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşmiş, çekişmeli taşınmaz orman alanı içinde bırakılmıştır. Arazi kadastrosu ise 21.10.1982 tarihinde kesinleşmiştir.
Davacı, 1982 yılında yapılan arazi kadastrosunda tescil harici bırakılarak, 2008 yılında yapılan orman kadastrosunda orman sınırları içine alınan ve kesinleşen tapulu taşınmazın, orman sınırları dışına çıkarılarak adına tescili istemiyle dava açmıştır. Kural olarak; davacı sıfatı (aktif husumet ehliyeti) hakkın malikine, davalı sıfatı (pasif husumet ehliyeti) ise o hakka uymakla yükümlü olan kişiye aittir. Gayrimenkul mülkiyetine ilişkin davalarda davalı sıfatı dava tarihinde taşınmaz maliki olan kişiye ( tapu sicilinde malik olarak yazılı olan kişiye) aittir. Husumet konusu, kamu düzenine ilişkin olup H.M.K.’nun 116. maddesinde yer alan ilk itirazlardan olmadığından davanın her safhasında ortaya atılabilir ve mahkemece de doğrudan doğruya (re’sen) karşı tarafın, bu yollu bir savunmasının yapılmasına, rızası olup olmadığına bakılmaksızın, incelenerek gözönünde tutulur. Ormanların mülkiyeti Hazineye, kullanım hakkı ise Orman Genel Müdürlüğüne ait olduğundan aralarında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Bu husus mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurularak öncelikle Hazine ve Orman Yönetimi davaya dahil ettirilerek taraf oluşturulmalı, ondan sonra işin esasına girilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 08.09.2014 günü oy birliği ile karar verildi.