YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5871
KARAR NO : 2014/7756
KARAR TARİHİ : 18.09.2014
MAHKEMESİ : Borçka Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 31/07/2012
NUMARASI : 2011/17-2012/11
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında Artvin İli, Borçka İlçesi, Ç. Köyü, C. Bölgesinde bulunan 101 ada 1 parsel sayılı 20581271,79 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, orman niteliğiyle Hazine adına tesbit edilmiştir.
Davacı İ.. Y.., 03/03/2011 tarihli dilekçesi ile; 101 ada 1 parsel sayılı taşınmaz içinde bırakılan yaklaşık on dönümlük yerin kadimden beri murislerinin zilyetliğinde olduğunu, kendisine dedelerinden intikal ettiğini, kadastro tesbitinin hatalı yapıldığını ileri sürerek, yapılan kadastro tesbitinin iptali ile dava konusu parselin dava konusu ettiği bölümün kendi adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece, verilen iki haftalık kesin süre içinde davacının gerekli olan gider avansını yatırmadığı gerekçesi ile davanın usûlden reddine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından vekâlet ücreti yönünden temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükümlerine göre yapılıp 02/02/2011 – 03/03/2011 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastrosu ile 20/10/2011 – 18/11/2011 tarihleri arasında ilân edilen arazi kadastro çalışmaları vardır.
Mahkemece, verilen iki haftalık kesin süre içinde davacının gerekli olan gider avansını yatırmadığı gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmişse de, verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır.
Şöyle ki; dava dışı İ.Y.ın aynı parsel hakkında açtığı davanın kadastro mahkemesinin 2011/16 Esas sayılı dosyasında halen derdest olup aynı gün Dairede temyiz incelemesinin olduğu anlaşılmaktadır.
Kadastro davalarında, tutanak aslının dosyada bulundurulması ve çelişkili kararların verilmemesi ve infaz sırasında tereddüt yaratılmaması bakımından aynı parseller hakkında açılan davaların birleştirilerek görülmesi ve taşınmaz hakkında tek sicil (kayıt) oluşturulması usûl hükmü gereğidir. Bu nedenle, aynı parselin dava konusu olduğu dava dosyalarının H.M.K.’nun 166. maddesi gereğince birleştirilmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Bu nedenle; mahkemece, aynı parselin dava konusu olduğu kadastro mahkemesinin 2011/16 Esas sayılı dosyası ile temyize konu iş bu dosya arasında hukukî ve fiilî yönden irtibat bulunması nedeniyle bu dosyaların H.M.K.’nun 166. maddesi gereğince birleştirilmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu gibi hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
Kabule göre de; dava reddedildiği halde taşınmaz hakkında sicil oluşturulmamış olması ve davalı Hazine vekili yararına 3402 sayılı Kanunun 31/son maddesi gereğince vekâlet ücreti takdir edilmemiş olması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 18/09/2014 günü oy birliği ile karar verildi.