YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5870
KARAR NO : 2014/7760
KARAR TARİHİ : 18.09.2014
MAHKEMESİ : Borçka Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 22/02/2013
NUMARASI : 2011/16-2013/37
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, Artvin İli, Borçka İlçesi, Ç. Köyünde bulunan 101 ada 1 parsel sayılı 20581271,79 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, orman niteliğiyle Hazine adına tesbit edilmiştir.
Davacı gerçek kişi, 02/03/2011 tarihli dilekçesi ile, 101 ada 1 parsel sayılı taşınmaz içersinde taşınmazı kaldığını, yapılan kadastro tesbitinin iptaliyle dava konusu parselin dava konusu ettiği bölümün kendi adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 101 ada 1 sayılı parselin (A) harfi ile gösterilen 12620.56 m2’lik kısmına ilişkin kadastro tesbitinin iptaline bu kısmın davacı İ.. Y.. adına fındık bahçesi vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükümlerine göre yapılıp 02/02/2011 – 03/03/2011 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastrosu ile 20/10/2011 – 18/11/2011 tarihleri arasında ilân edilen arazi kadastro çalışmaları vardır.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın (A) harfi ile gösterilen kısmında davacının zilyetliğinin aralıksız 20 yılı aştığı, orman bilirkişi raporuna göre orman sayılan yerlerden olmadığı gerekçesiyle bu kısma ilişkin davanın kabulüne karar verilmişse de, mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır.
Şöyle ki; dava dışı İshak Yılmaz’ın aynı parsel hakkında açtığı davanın Kadastro Mahkemesinin 2011/17 Esas sayılı dosyasında halen derdest olup, aynı gün Dairede temyiz incelemesinin olduğu anlaşılmaktadır.
Kadastro davalarında, tutanak aslının dosyada bulundurulması ve çelişkili kararların verilmemesi ve infaz sırasında tereddüt yaratılmaması bakımından aynı parseller hakkında açılan davaların birleştirilerek görülmesi ve taşınmaz hakkında tek sicil (kayıt) oluşturulması usûl hükmü gereğidir. Bu nedenle, aynı parselin dava konusu olduğu dava dosyalarının H.M.K.’nun 166. maddesi gereğince birleştirilmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Bu nedenle; mahkemece, aynı parselin dava konusu olduğu kadastro mahkemesinin 2011/17 Esas sayılı dosyası ile temyize konu iş bu dosya arasında hukukî ve fiilî yönden irtibat bulunması nedeniyle bu dosyaların H.M.K.’nun 166. maddesi gereğince birleştirilmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu gibi hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
Kabule göre de; davacı adına tesciline karar verilen çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümü açısından davacı taraf herhangi bir kayıt ya da belgeye dayanmaksızın salt zilyetlik iddiasına dayandığı halde, taşınmazın dört tarafının da 101 ada 1 sayılı orman parseli ile çevrili olduğu hususu gözönünde bulundurularak 6831 sayılı Kanunu 17/2. maddesi gereğince orman içi açıklık konumunda bulunup bulunmadığı hususunda değerlendirme yapılmamış olması ve taşınmazın (A) harfi dışında kalan bölümü yönünden sicil oluşturulmamış olması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/09/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.