Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/5869 E. 2014/9516 K. 17.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5869
KARAR NO : 2014/9516
KARAR TARİHİ : 17.11.2014

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki orman kadastrosuna itiraz ve elatmanın önlenmesi davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayılı hükmün; Dairemizin 05/05/2014 gün ve 2014/1619 E. 2014/5024 K. sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacılar … ve ark. vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya içindeki tüm belgeler incelenerek gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacılar vekili, davacılar adına tapuya kayıtlı, Ankara İli, …. İlçesi,… Köyü 1546 parsel sayılı taşınmazın yörede 1955-56 yılında yapılan genel arazi kadastrosunda muvekkillerinin murisi adına senetsizden bağ olarak tespit ve tescilinin yapıldığını, 1986 yılından sonra yeşil kuşak kapsamına alınarak ağaçlandırma çalışmalarının yapıldığını ve daha sonra yörede ilk kez yapılan ve 24.03.2005 – 24.09.2005 tarihleri arasında 6 ay ve tapulu yerlerde 10 yıl süreyle ilân edilen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması sırasında orman sınırı içine alınması işleminin yanlış olduğunu, öncesi orman olmayan yerde yapılan ağaçlandırma işleminin hukuken sonuç doğurmıyacağını ileri sürerek, 82 numaralı Orman Kadastro Komisyonu tarafından bu yere ait yapılan sınırlamanın iptalini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, dava konusu Ankara İli, Sincan İlçesi, Mülk Köyü 1546 parsel sayılı taşınmazın, fen bilirkişi tarafından düzenlenen 15.06.2012 tarihli krokide (B) harfi ile gösterilen 18.00 m2 ve (C) harfi ile gösterilen 54.00 m2’lik kısımlarının orman sayılmayan yerlerden olduğunun tespiti ile 82 numaralı Orman Kadastro Komisyonunun taşınmazın bu bölümünün orman sınırı içine alınmasına ilişkin orman kadastro komisyonu kararının iptali ile taşınmazın bu kısımlarının orman sınırları dışına çıkarılmasına ve mevcut parsel yüzölçümünden ifrazen tevhidi ile aynı adanın son parsel adı altında davacılar adına tapuya tesciline, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine, davacılar yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 1200.00.-TL maktu vekâlet ücreti takdiri ile davalıdan alınarak davacılara verilmesine, davalı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 1200.00.- TL maktu vekâlet ücreti takdiri ile davacılardan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı … Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiş, Darenin 05/05/2014 gün ve 2014/1619 E. 2014/5024 K. sayılı ilamıyla [”İncelenen dosya kapsamına göre hüküm yanlış kurulmuştur. Dava, Mülk Köyü 1546 nolu parselin orman tahdit hattı içinde kalan bölümünde yapılan sınırlamanın iptali ile taşınmaz bölümünün orman sınırı dışına çıkarılması istemine ilişkin olup, tahdit içinde kalan ve davaya konu olan bölüm krokide (A) harfi ile gösterilen bölüm olup, (B) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümler zaten tahdit dışında olduğundan, davaya konu olmadığı gibi tapuda da davacılar adına kayıtlıdır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilerek, (B) ve (C) harfli bölümler hakkında dava kabul edilerek, davacılar adına tescil kararı verilmiş; böylece, mükerrer sicil oluşmuştur. (A) harfli bölüm hakkında da dava reddedilmiştir. Dava, tahdit içinde kalan (A) harfli bölüme yönelik olduğundan, davanın reddine karar verilerek, davalı … Yönetimi aleyhine de vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmemesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;davalı … Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA…”] karar verilmiştir.
Davacılar … ve ark. vekili, karar düzeltme dilekçesinde; mahkeme kararını temyiz ettikleri halde, Yargıtayca gözden kaçırıldığını ve temyiz dilekçelerinin dikkate alınmadığını, temyiz itirazlarının değerlendirilmediğini, öncelikle temyiz dilekçelerinin içeriğini tekrar ederek, Ankara İli, Sincan İlçesi, Mülk Köyü 1546 parsel sayılı taşınmazın yörede 1955-56 yıllarında yapılan genel arazi kadastrosunda muvekkillerinin murisi adına senetsizden bağ olarak tespit ve tescilinin yapıldığını, 1986 yılından sonra yeşil kuşak kapsamına alınarak ağaçlandırma çalışmalarının yapıldığını ve daha sonra yörede ilk kez yapılan ve 24.03.2005 tarihinde 6 ay ve tapulu yerlerde 10 yıl süreyle ilân edilen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması sırasında orman sınırı içine alınması işleminin yanlış olduğunu, bu konuda dairenin 8.4.2010 gün ve 2010/2036 – 4754 sayılı ilâmında öncesi orman olmayan yerde yapılan ağaçlandırma işleminin hukuken sonuç doğurmayacağını ileri sürerek, 82 numaralı Orman Kadastro Komisyonu tarafından bu yere ait yapılan sınırlamanın iptalini istedikleri halde, mahkemenin konuyu yanlış ve eksik değerlendirdiği gerekçesiyle, temyiz itirazları doğrultusunda dosyanın yeniden ele alınarak yerel mahkeme kararrının bozulmasını istemişlerdir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesi gereğince on yıllık süre içinde tapu kaydına dayalı olarak açılan orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 82 numaralı Orman Kadastro Komisyonu tarafından 2005 yılında yapılıp, 24.03.2005 tarihinde 6 ay ve tapulu yerlerde 10 yıl süreyle ilân edilen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Davacılar … ve ark. vekilinin karar düzeltme dilekçelerinin incelenmesinde; esasen davacılar vekilinin yerel mahkeme kararını yasal süresi içersinde temyiz ettiği, ancak, maddi hata sonucunda Yargıtay ilamında temyizlerinin yazılmadığı, içeriğinin inceleme konusu yapılmadığı anlaşılmaktadır. Maddi hata usûlî kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eder ve taraflara bu nedenle bir hak bahşetmez.
Bu nedenle, davalı … Yönetimi vekilinin temyiz itirazları yanında, davacılar vekilinin temyiz dilekçeleri birlikte ele alınarak temyiz itirazlarının değerlendirmesi yapılmıştır.
Ankara İli, … İlçesi, …. Köyü 1546 parsel sayılı çekişmeli taşınmaz, yörede 1955-56 yıllarında yapılan genel arazi kadastrosunda davacıların murisi … oğlu …. adına senetsizden bağ niteliği ile tespit ve tapuya tescil edilmiş, yörede 1986 yılında ve sonrasında yeşil kuşak kapsamına alınarak ağaçlandırma çalışmaları yapılmıştır. Ağaçlandırma çalışmaları nedeniyle idarece herhangi bir kamulaştırma işlemi de yapılmamıştır. Ayrıca, taşınmazın tapu kaydındaki kütüğün beyanlar hanesine Orman İşletme Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı yazılarına göre ” Kısmen orman sınırları içerisinde kalmaktadır.” şerhi konulmuştur.
Kural olarak; tahdidin kesinleştiği yerlerde, bir taşınmazın öncesi ve hukuki durumu kesinleşen tahdit haritasının uygulanması süretiyle belirlenirse de, eldeki dava, 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesi gereğince on yıllık süre içinde tapu kaydına dayalı olarak açılan orman kadastrosuna itiraz niteliğinde olduğuna göre, çekişmeli taşınmazın ağaçlandırma kapsamına alınması ve ağaçlandırılması tarihinden öncesine ait en eski tarihli hava fotoğrafı, memleket haritası ve amenajman planından oluşan resmî belgelerde orman sayılan yerlerden olup olmadığının araştırılması gerekir. Mahkemece bu husus gözardı edilmiş ve taşınmazın zaten tahdit dışında bırakılan bölümleri yönünden sanki dava tapu iptali ve tescil istemiyle kesinleşmiş tahdide dayalı olarak Orman Yönetimi tarafından açılmış gibi iptal ve tescile karar verilmiştir. Oysa, eldeki dava; ağaçlandırma nedeniyle orman olarak sınırlandırılan ve tahdit içerisine alınan bölümlerin iptaline ilişkindir.
Bu nedenle, mahkemece yapılan keşifte dinlenen kurul raporuna göre; eski tarihli memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğrafları ile arazi kadastro paftasının uygulanmasına dayalı olarak yapılan araştırma, incelemede, çekişmeli taşınmazın öncesi itibariyle resmî belgelerde beyaz renkli açık alanda ve orman sayılmayan yerlerden olduğu belirtildiği halde, sonuç kısmının kesinleşen tahdide göre nitelendirildiği, 1955 yılında gerçek kişiler adına tapulama tesbitinin kesinleşerek tapuya bağ niteliği ile tescil edildiği, gerçek kişiler adına tapulu olduğu gözetilmeden, etrafındaki devletin hüküm ve tasarrufu altındaki sahipsiz yerler ile Hazine adına kayıtlı parseller ile bir bütün olduğu sanılarak 1986 yılından sonra yeşil kuşak projesi kapsamında ağaçlandırıldığı, ağaçlandırmanın kısmen başarılı olduğu, tapu sahibi gerçek kişilerin onayı alınmadan, tapuda adlarına kayıtlı taşınmazların kısmen ağaçlandırılmasının hukuken sonuç doğurmayacağı, esasen ağaçlandırma işleminin davacı gerçek kişiler adına tapuda kayıtlı taşınmazları Devlet Ormanı haline dönüştürmeyeceği, ancak; çekişmeli parselin ağaçlandırılan bölümünün davalı yönetim tarafından orman olarak kullanılmak üzere kamulaştırılması olanağı bulunduğu gibi, Hazine tarafından Hazine adına kayıtlı taşınmazlarla değiştirilmesi veya yer gösterilmesi yoluna da gidilebileceği, bu nedenlerle taşınmazın öncesinin orman sayılmayan yerlerden olduğunun kabulü halinde de şerhin terkin edileceği de gözetilmelidir.
Kabule göre de; dava, Mülk Köyü 1546 nolu parselin orman tahdit hattı içinde kalan bölümünde yapılan sınırlamanın iptali ile taşınmaz bölümünün orman sınırı dışına çıkarılması istemine ilişkin olup, tahdit içinde kalan ve davaya konu olan bölüm krokide (A) harfi ile gösterilen bölüm olup, (B) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümler zaten tahdit dışında olduğundan, davaya konu olmadığı gibi tapuda da davacılar adına kayıtlıdır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilerek, (B) ve (C) harfli bölümler hakkında dava kabul edilerek, davacılar adına tescil kararı verilmiş; böylece, mükerrer sicil oluşmuştur. (A) harfli bölüm hakkında da dava reddedilmiştir. Dava, tahdit içinde kalan (A) harfli bölüme yönelik olduğundan, davanın reddine karar verilerek, davalı … Yönetimi aleyhine de vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmemesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar … ve ark. vekilinin karar düzeltme istemlerinin kabulü ile Dairenin 05/05/2014 gün ve 2014/1619 E. 2014/5024 K. sayılı BOZMA kararının ortadan KALDIRILMASINA ve yerel mahkemenin 20/11/2012 gün ve 2011/767 Esas 2012/583 Karar sayılı hükmünün davacılar … ve ark. vekilinin ve davalı … Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının birlikte kabulü ile açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/11/ 2014 günü oy birliği ile karar verildi.