Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/581 E. 2014/3936 K. 01.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/581
KARAR NO : 2014/3936
KARAR TARİHİ : 01.04.2014

MAHKEMESİ : Amasya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 07/11/2013
NUMARASI : 2012/635-2013/598

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R
Amasya İli, M….D…. Köyü …… ada 1 parsel sayılı 4600 m2 yüzölçümlü taşınmaz, tapuda davalı Fatma E..K…. adına kayıtlıdır.
Davacı Orman Yönetimi, çekişmeli taşınmazın orman tahdit hattı içinde kaldığını ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescili ve elatmanın önlenmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davalı Fatma E…. K… aleyhine açılan davanın husumetten reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın ise davacı yanın, dava dilekçesinde taşınmazın kesinleşen orman sınırları içinde kalması nedeniyle orman olduğu iddiasıyla taşınmazın orman tahdit sınırları içinde kalan kısmının tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tescilini talep ettiği, yörede önceden yapılıp kesinleşen orman kadastrosunun bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu kaydının iptali ve tescili ile elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce yapılmış orman kadastrosu çalışması bulunmamaktadır.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi uyarınca yapılan orman sınırlamasının içinde kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülmüştür. Şöyle ki; davacı idare, çekişmeli taşınmazın orman sınırı içinde kaldığı iddiasıyla dava açtığı, yörede önceden yapılıp kesinleşen orman kadastrosunun bulunmadığı anlaşıldığına göre davanın 6831 sayılı Kanunun 1. maddesi uyarınca orman niteliğinin belirlenmesine ilişkin yapılacak araştırma ile çözüme kavuşturulması gerekir.
Bu nedenle, mahkemece, tarafların delilleri toplandıktan sonra eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, halen Çevre ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler yardımıyla yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ölçeğinin kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftasının ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı Orman Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 01/04/2014 tarihinde oy birliği ile karar verildi.