Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/5805 E. 2014/7571 K. 15.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5805
KARAR NO : 2014/7571
KARAR TARİHİ : 15.09.2014

MAHKEMESİ : Yenişehir (Kapatılan) Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 16/11/2012
NUMARASI : 2012/2 – 2012/4

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar H.A. ve arkadaşları tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacılar, yörede 6831 sayılı Kanuna göre yapılan orman kadastrosuna itiraz davası açmışlar, yargılama sırasında dava açtığı taşınmazın da içinde bulunduğu alana ilişkin olarak genel arazi kadastrosu yapılmış ve 112 ada 25 parsel sayısı verilerek tarla niteliği ile beyanlar hanesine 2/B madde alanında kaldığına ilişkin şerh de verilerek, kadastro tespit tutanağı düzenlenmiş ve 3402 sayılı Kanunun 5. maddesi gereğince davalı olduğu belirtilerek tutanak 3402 sayılı Kanunun 30/2 maddesi gereğince malikinin belirlenmesi amacıyla kadastro mahkemesine devredilmiştir.
Mahkemece davaların reddine ve dava konusu 112 ada 25 sayılı parselin tespit gibi orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 14.03.2012 gün ve 2011/13903 – 2012/3832 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Çekişmeli taşınmaz, 3402 sayılı Kanunun 5. maddesi gereğince kadastro mahkemesine devredildiğine göre, taşınmaz üzerinde hak sahibi olabilecek başkaca kişilerin davaya katılmasına imkan verilmesi gereği de gözönünde bulundurularak, yargılamaya 3402 sayılı Kanunun 27/3. maddesi gereğince askı ilânları yapılmak suretiyle devam edilmesi gerekirken bu husus yerine getirilmeden hüküm kurulmasının usûl ve kanuna aykırı olduğu”na değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davacıların davasının reddi ile;
Bursa İli, Yenişehir İlçesi, K. Köyü 112 ada 25 nolu parselin orman vasfı ile M.. H.. adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişiler tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastrosu ve 2/B uygulaması ile arazi kadastrosuna itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 18.04.2007 – 18.10.2007 tarihleri arasında ilân edilerek, bu dava nedeniyle kesinleşmeyen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması bulunmaktadır.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, gerçek kişiler tarafından açılmış, orman kadastrosu ve 2/B uygulamasına itiraza ilişkin olup, taşınmazda yapılan orman kadastrosu ve 2/B uygulamasının iptal edilerek, taşınmazın orman sınırları dışına çıkarılması ve değişik bölümlerinin ayrı ayrı adlarına tescili istemine ilişkindir. Dava konusu taşınmazın, orman niteliğinde olduğu ve orman sınırları içine alınarak, Hazine adına tescili istemi ile Hazine ve
Orman Yönetimi tarafından açılmış bir dava bulunmadığı halde, mahkemece taşınmazın orman niteliği ile tesciline karar verilmiştir.
Dava konusu taşınmaz, yapılan orman kadastrosu ve 2/B uygulamasında 2/B’lik alanda bırakılmış olup, dava 2/B’ye itirazdır. Dava konusu taşınmaza davanın devamı sırasında kadastro tutanağı düzenlendiğine göre, “çoğun içinde az da vardır” ilkesi gereğince, dava, aynı zamanda tutanağın beyanlar hanesine kullanım şerhi verilmesini de içerdiğinden, mahkemece 2/B’lik alan niteliğinde olan dava konusu 112 ada 25 parsel sayılı taşınmazın, tespit gibi tesciline karar verilip, fen bilirkişiye zeminde taşınmazı kullanan kişilerin yerleri ayrı ayrı tespit ettirilerek, zilyetlerin kullandığı yerlerin, 3402 sayılı Kanunun 19/2. maddesi gereğince tutanağın beyanlar hanesinde gösterilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı gerçek kişilerin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 15/09/2014 günü oy birliğiyle karar verildi.