YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5726
KARAR NO : 2014/7872
KARAR TARİHİ : 22.09.2014
MAHKEMESİ : Urla Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 22/10/2012
NUMARASI : 2010/30-2012/13
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Orman Yönetimi, Z. Köyü 996 parsel sayılı 7000 m2 yüzölçümlü taşınmazın, davalı gerçek kişiler adına tapuda kayıtlı olduğunu, yörede 1998 tarihinde yapılan ve 14/02/2007 – 14/08/2007 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastrosunda öncesi orman olan taşınmazın kadastro komisyonu tarafından orman sayılmayarak orman alanı dışında bırakıldığını ileri sürerek, işlemin iptali ile taşınmazın kısmen orman alanı içine alınmasını istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, dava konusu taşımazın tamamının orman sınırları içine alınmasına karar verilmiş, hüküm davalı Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 6 aylık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 14.02.2007 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması ile 1983 yılında kesinleşen arazi kadastrosu bulunmaktadır.
Çekişmeli 996 parsel sayılı taşınmaz, Z. Köyünde 1980 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında zeytinlik niteliğiyle 7000 m² olarak tapu ve vergi kayıtlarına dayanılarak ½’şer hisseli olarak A.. D.. ve E.. D.. adına tesbit edilmiş; tesbite Hazine, uygulanan vergi kayıtlarının parsele ilişkin olmadığı ve tapu kaydının miktarından fazlasının Hazine adna tespiti gerektiği iddiasıyla kadastro müdürlüğüne itiraz etmiş; komisyonun itirazın reddine ve taşınmazın tesbit gibi tesbit malikleri adına tesciline dair 15.02.1988 gün ve 1988/26 sayılı kararı aleyhine dava açılmadığından kesinleşmiş olup; 996 sayılı parsel, halen tapuda aynı şekilde kayıtlıdır.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile taşınmazın tamamının orman sınırları içine alınmasına karar verilmiş ise de, yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporuna göre mahkemenin değerlendirmesi yerinde değildir.
Şöyle ki; hükme esas alınan orman bilirkişisinin raporuna göre dava konusu taşınmazın tamamı, orman sayılan yerlerden olup rapora ekli 1964 tarihli memleket haritası ve 1957 tarihli hava fotoğrafında taşınmazın güney kısmının açık alanda kaldığı, davacı Hazine tarafından aynı hukuki sebebe dayanılarak çekişmeli taşınmaza komşu 997 parsel sayılı taşınmazın tespit malikine karşı Kadastro Mahkemesinin 2010/31 E. sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile dava konusu 997 sayılı parselin, 20/04/2011 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) işaretli 3546,13 m2’lik bölümünün orman sınırları içine alınmasına, taşınmazın güney kısmının, memleket haritası ve hava fotoğrafında açık alanda kalan kısmının tespit maliki adına tesciline karar verildiği ve kararın Dairemizin 2012/10667 – 11845 sayılı kararı ile onandığı, davacı Orman Yönetiminin karar düzeltme isteminin Dairemizin 2013/1799-4747 sayılı kararı ile reddedilmesi sonrasında kararın kesinleştiği, ayrıca dava konusu taşınmazın güney komşularından 998 parsel sayılı taşınmazın zeytinlik, 999 parsel sayılı taşınmazın zeytin ağaçlı tarla vasfıyla dava dışı şahıslar adına yapılan tespitlerinin itirazsız kesinleştiği, bu haliyle taşınmazın güney kısmından tarım arazileri ile birleştiği dikkate alınarak Dairemizin iade kararı ile dosya kapsamına alınan komşu 997 parsel sayılı taşınmaza ilişkin Kadastro Mahkemesi’nin 2010/31 E. sayılı dosyası kapsamı ve bilirkişi raporları ile eldeki dosyada alınan bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeli, yeniden değerlendirilme yapılarak oluşan sonuca göre karar verilmelidir.
Bu nedenle; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, yöreye ait en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planında çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli, orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 22/09/2014 günü oy birliği ile karar verildi.