YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5676
KARAR NO : 2014/7973
KARAR TARİHİ : 23.09.2014
MAHKEMESİ : Aladağ Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/06/2013
NUMARASI : 2012/130-2013/160
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Orman Yönetimi, Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği 05.09.2011 tarihli dava dilekçesinde K.Köyü (eski 132 ada 19 ) 200 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalı adına tespit edildiği, ancak, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla, tespitin iptalini ve orman niteliği ile Hazine adına tescilini istemiştir.
Mahkemece, davanın yenileme kadastrosuna itiraz süresi içinde açılması nedeniyle görevsizlik kararı verilerek dosya kadastro mahkemesine aktarılmış, kadastro mahkemesi de uyuşmazlığın mülkiyete ilişkin olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, asliye hukuk mahkemesince taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu yapılmamıştır. 1991 yılında kesinleşen genel arazi kadastrosu, 03.08.2011- 05.09.2011 tarihleri arasında ilân edilen 3402 sayılı Kanunun 22/2-a madde uygulaması vardır.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle karar verilmişse de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir.
Şöyle ki; dairede aynı gün temyiz incelemesi yapılan 2014/5673, 5674 ve 5676 sayılı dosyalar için ortak hazırlanan uzman bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu bildirilmiş, 1956 tarihli memleket haritasında, taşınmazların bir bölümü yeşil alanda, bir bölümü ise açık alanda olduğu halde, bilirkişi raporunda orman bütünlüğü içinde kaldıkları şeklinde değerlendirme yapılmıştır. Ancak, taşınmazlar komşu parsellerden bağımsız olarak tek parsel bazında gösterilmiş olduğundan ve incelenen memleket haritasının yapımına esas alınan hava fotoğrafları da dosyaya eklenmediğinden orman bütünlüğü içinde olup, olmadıkları denetlenememektedir.
O halde; mahkemece, bir harita-kadastro (Jeodezi ve Fotogrametri) mühendisi ile üç orman yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden yapılacak keşifte dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler dava konusu taşınmazlar ile çevresine uygulanıp, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar steroskop aletiyle üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazların niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü belirlenmeli, komşu parsellerin konumu krokide gösterilmeli, komşu
parsellere uygulanan tapu ya da vergi kaydı varsa, getirtilerek dava konusu taşınmaz yönünü ne olarak gösterdiği belirlenmeli, 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde açıklanan orman içi açıklık niteliğindeki yerlerden olup olmadığı değerlendirilmeli, böyle bir durum sözkonusu değilse, yalnızca yeşil renkli orman sayılan yer belirlenerek ayrılmalı, taşınmazın diğer orman sayılmayan bölümü hakkındaki dava reddedilmeli, bu şekilde toplanacak deliller çerçevesinde karar verilmelidir
Böylesine bir inceleme yapılmadan eksik araştırmaya dayalı hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalının temyiz itirazlarının kabulü ile usûl ve kanuna uygun olmayan hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 23.09.2014 günü oy birliğiyle karar verildi.