YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5671
KARAR NO : 2014/9340
KARAR TARİHİ : 11.11.2014
MAHKEMESİ : Ezine Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 06/03/2014
NUMARASI : 2013/38-2014/8
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine ve dahili davalılar M.. Ç.. ve arkadaşları tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
1994 yılında ilân edilen genel arazi kadastrosu sırasında tarla niteliği ve 27800,00 m² yüzölçümüyle tesbit ve tescil edilen K. Köyü .. ada.. parsel sayılı taşınmaz, yörede 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan yenileme kadastrosu sırasında, 28808.04 m² yüzölçümü ile mülkiyeti tapu kütüğünde olduğu gibi sınırlandırılmıştır.
Davacı Hazine, K.Köyünde, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesi kapsamında kadastro haritalarındaki sınırlandırma, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan hataların giderilmesi için çalışmanın yapıldığını ve askıya çıkarıldığını, ancak, yapılan çalışma sırasında kesinleşmiş Devlet Ormanı alanına müdahale de bulunularak, K.. Köyü, .. ada .. parsel sayılı dava konusu yerin kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan kısmının orman vasıf ve karakterinde olduğunu ileri sürerek, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a madde uygulaması ile kesinleşmiş Devlet ormanı üzerine ihdas edilen 108 ada 3 parsel sayılı taşınmazın orman tahdit sınırları içinde kalan kısmının tesbitinin iptali ve taşınmazın Hazine adına Orman vasfıyla tapuya kayıt ve tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve K. Köyü 108 ada 3 parsel sayılı taşınmazın uygulama tesbitlerinin iptali ile 28.01.2014 havale tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 1.207,33 m² yüzölçümündeki bölümün .. ada ..sayılı parsele eklenmek sureti ile 1540.908,16 m2 olarak orman vasfıyla Hazine adına, .. ada .. sayılı parselin 27.600,71 m2 olarak davalı adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine ve dahili davalılar M.. Ç.. ve arkadaşları tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan, kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işlemine itiraz ile kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1986 yılında 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanun hükümleri gereğince yapılan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması ve 25.04.2011 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 5304 sayılı sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 222/a maddesine göre yapılan çizim hesaplamalarından kaynaklanan yüzölçümü ve fennî hataların düzeltilmesi işlemi bulunmaktadır.
Mahkemece, taşınmazın krokide (A) harfi ile gösterilen 1.207,33 m2 bölümünün davalı taşınmazına eklenmiş olduğunun bu hatanın 22/2-a çalışmaları sırasında 1032 nolu OTS noktası ile 1031 nolu OTS noktasının birleştirilerek sınır belirlenmesi gerekirken hatalı olarak 1032 nolu OTS noktası ile köy sınırı belirleyen ST.33 Nolu sınır noktasının birleştirilerek sınırın belirlenmesinden kaynaklandığı ve taşınmazın kısmen kesinleşmiş tahdit içinde kalması nedeniyle yapılan 22/2-a çalışmasının hatalı olduğunun kesin olarak belirlendiği gerekçelerine dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ne var ki; verilen karar, usûl ve kanuna aykırı olduğu gibi yapılan inceleme ve araştırma da hükme yeterli değildir. Şöyle ki; öncelikle, dava dilekçesinden davanın mülkiyet hakkına mı yoksa 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işlemine itiraza mı yönelik olduğu veyahut her iki istemi de birlikte mi içerdiği hususları net olarak anlaşılamadığı halde, mahkemece, davacı Hazineye talep sonucu açıklattırılmamış, mahkemenin kabulüne göre davanın her iki istemi de içerdiği kabul edilse dahi, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan çalışmanın kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı hiçbir şekilde araştırılmamış, mülkiyet iddiasına ilişkin olarak da kadastro mahkemesinin görevli olmadığı düşünülmemiş, sadece kesinleşmiş orman tahdit haritasının bilirkişi marifetiyle uygulanması ve bu uygulamaya dayanılarak hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22/1. maddesi uyarınca, evvelce kadastrosu ve tapulaması yapılmış yerlerde yeniden kadastro çalışması yapılamaz. Ancak, yetersiz kadastro paftalarının yenilenmesi, yüzölçümlerinin ve teknik hataların düzeltilmesi amacıyla aynı maddenin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca, yeniden çalışma yapılabilir ve bu çalışma ikinci kadastro sayılmaz. “İkinci kez kadastro yapılamaz” hükmünün istisnası olarak düzenlenen 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca; yapılan tespitte, teknik sebeplerle yetersiz kalan, uygulama niteliğini kaybeden, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun şekilde göstermediği tespit edilen paftalar yerine, ülke koordinat sistemine uygun sayısal haritaları düzenlenerek tapu kayıtlarının düzeltilmesi sağlanır. Ancak, mülkiyet ve mülkiyetle ilgili haklar ile parselasyon, arazi toplulaştırması, ıslah, imar, sulama alanlarında arsa ve arazi düzenlemesi ve köy yerleşim haritaları yenileme çalışması bu kapsam dışındadır. 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan yenileme kadastrosu çalışmaları, 5304 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek- 1/1. maddesi uyarınca, aynı Kanunun 11 inci maddesine göre ilân edilir ve ilân süresi içerisinde dava açılmayan taşınmaz malların kayıtlarında gerekli düzeltme yapılır.
Kadastro mahkemesinin genel olarak görevi, 3402 sayılı Kanunun 25. maddesinde; zaman bakımından görev ve yetkisi ise, aynı Kanunun 26. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre, kadastro mahkemeleri, dava konusu taşınmaz hakkında tutanak düzenlenmesi halinde ve askı ilân tarihleri içinde açılacak davalarda görevlidir. Hal böyle olunca, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan tespitlere karşı askı ilân süresi içinde dava açılması halinde, kadastro mahkemesi görevli olup, mahkemece yapılacak inceleme, yetersiz kadastro paftalarının yenilenmesi, yüzölçümlerinin ve teknik hataların düzeltilmesi işleminin kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı hususlarının araştırılmasına ilişkindir. Bu davada, taşınmazın mülkiyetine ve niteliğine ilişkin bir araştırma yapılamaz. Bu taleplere yönelik açılan davalarda ise, görevli mahkeme 6100 sayılı H.M.K.’nun 2. maddesi uyarınca genel görevli asliye hukuk mahkemeleridir.
Bu nedenle; mahkemece, Hukuk Genel Kurulunun 05.12.2012 gün ve 2012/20-874 E. – 1016 K. ve 2012/20-875 E. – 1017 K. sayılı kararlarında da benimsediği üzere, davacı Hazine vekiline dava dilekçesi açıklattırılıp, davanın sadece 22/2-a bendi uyarınca yapılan kadastro paftalarının yenilenmesi çalışmasına itiraza mı yoksa mülkiyete mi ilişkin olduğu veya her iki istemi de birlikte mi içerdiği hususları belirlenmeli, davanın sadece mülkiyete ilişkin olması halinde, mahkemece, başkaca araştırma yapılmadan görevsizlik kararı verilmeli; her iki isteme de yönelik olduğu belirlendiği takdirde ise, çekişmeli parselin yenilemeden önceki ilk tesisinden itibaren, miktar, cins ve malik değişikliklerini, ifraz ve tevhitleri gösteren tapu kayıtları, tutanak ve haritaları ile yenilemeden sonraki çapı haritası ve tutanağı, davalı tarafın dayandığı mahkeme kararlarına ilişkin dosya asılları getirtilerek, harita ve jeodezi uzmanı bilirkişi eliyle keşif ve inceleme yapılarak, çalışmanın 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesiyle, Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilinde Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usûl ve Esaslara İlişkin 29.11.2006 gün ve 26361 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yönetmelik hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı saptanmalı, bu konuda bilirkişiden bilimsel verileri içeren rapor alınmalı ve toplanan delillere göre 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesine göre yapılan kadastro işlemine yönelik davanın esasına ilişkin bir karar verilmeli; davacı Hazinenin çekişmeli taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemi, dava konusu parselin mülkiyetine yönelik bir hakka ilişkin olduğundan, bu talep yönünden görevsizliğe karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve incelemeyle hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazine vekilinin ve dahili davalılar M.. Ç.. ve akadaşlarının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 11/11/2014 günü oy birliği ile karar verildi.