Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/5630 E. 2014/9557 K. 18.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5630
KARAR NO : 2014/9557
KARAR TARİHİ : 18.11.2014

MAHKEMESİ : Kumluca 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/11/2013
NUMARASI : 2008/381-2013/705

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, E. Köyü .. ada .. parsel sayılı 6047.87 m2 yüzölçümündeki davalı adına tapuda kayıtlı taşınmazın yörede 1992 yılında yapılan orman kadastro çalışmasında orman sınırları içinde kaldığı iddiası ile tapu kaydının iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescilini talep etmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 05/06/2008 gün ve 4648 – 8298 sayılı bozma kararında özetle; “Uzman orman bilirkişi çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman kadastro çalışmalarında 12 nolu poligon olarak orman sınırları dışında bırakıldığını ve orman sayılmayan yerlerden olduğunu açıklamıştır. Ancak, orman tahdit hattına göre çekişmeli taşınmazı gösteren kroki sunmamıştır.Bu nedenle; yeniden yapılacak keşifte, orman kadastro haritası yöntemince uygulanmalı, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu (12 nolu iç poligona komşu olan orman tahdit noktaları ile irtibatlı olarak) genel kadastro paftası üzerinde gösterilip müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek karar verilmelidir.” şeklindedir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, taşınmazın orman sınırı dışında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil davası niteliğindedir.
Yörede 10.04.1992 tarihinde ilân edilen orman kadastro çalışması ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de; bozma kararı gerekleri yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; keşfe uzman orman bilirkişi götürülmemiş, fen elemanı götürülmüş, fen elemanı iki ayrı rapor sunmuş, 02/07/2013 tarihli raporunda (A) ve (B) harfleri ile işaretli sırasıyla 1338 m2 ve 37 m2 bölümlerin orman sınırı içinde olduğunu; 09/10/2013 tarihli ek raporunda ise (A) harfi ile işaretli 191 m2 bölümün orman sınırı içinde olduğunu açıklamış mahkemece ikinci raporun kabule değer bulunduğu açıklandığı halde, “paftada kaydırma yapıldığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Taşınmazın bir bölümü orman kadastro sınırları içinde kaldığı halde, mahkeme gerekçesi ile anlatılmak istenen durum anlaşılamadığı gibi; uzman orman bilirkişi incelemesi olmadan hüküm kurulması da doğru değildir.
O halde, mahkemece, halen Çevre ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek iki orman mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastro haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 10-12 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, harita ve tutanaklar arasında uyumsuzluk olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli, bundan sonra elde edilecek delillere göre karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/11/2014 günü oy birliğiyle karar verildi.