Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/5565 E. 2014/8818 K. 27.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5565
KARAR NO : 2014/8818
KARAR TARİHİ : 27.10.2014

MAHKEMESİ : Çerkezköy (Kapatılan) Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 21/06/2013
NUMARASI : 2013/2 – 2013/7

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Ç. İlçesi, P. Köyü 1624 sayılı 1039,44 m² yüzölçümlü taşınmaz, 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunla eklenen Ek 4. maddesi gereğince yapılan kadastro çalışmalarında tarla niteliğiyle, beyanlar hanesinde Aziz kızı H.O.’ın kullanımında olduğu belirtilerek Hazine adına tespit edilmiş ve 03.07.2012 ilâ 02.08.2012 tarihleri arasında ilân olunmuştur.
Davacılar, 09.01.2013 hâkim havale tarihli dilekçe ile, dava konusu taşınmazın kendi kullanımlarında olduğundan beyanlar hanesindeki H.O.adına bulunan şerhin iptali ile ½ paylı olarak kendi kullanımlarında olduğunun şerh verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkemece, askı ilân süresinden sonra dava açıldığı gerekçesiyle davanın görev nedeniyle reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili nöbetçi asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, davacıların 07.03.2014 hâkim havale tarihli görevli mahkemeye gönderilmesi istemine ilişkin dilekçe üzerine 10.03.2014 tarihli ek karar ile süresinde gönderilme isteminde bulunulmadığından, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, verilen ek karar davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 2/B uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazda bulunan kullanım durumuna itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1999 yılında orman kadastrosu yapılmış olup 21.12.2002 tarihinde kesinleşmiştir.
Mahkemece, görevli mahkemeye gönderilme isteminin süresinde yapılmadığından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Şöyle ki; mahkemenin görevli olmadığına dair verilen gerekçeli hükmün tebliğine ilişkin tebligat parçasında, davacılara 19.11.2013 tarihinde tebliğ edildiği belirtilmektedir. Ancak, incelenen tebligat parçasına göre, tebligat anında adresin kapalı olduğundan komşuları Ç. Ö.’a haber verilerek mahalle muhtarlığına tebliğ edildiği ve kapıya 2 nolu haber kağıdının yapıştırıldığı anlaşılmaktadır.
7201 sayılı Tebligat Kanunun 20 ve 21. maddeleri ile 25/01/2012 tarih ve 28184 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in 30 ve 31. maddeleri uyarınca, adres kayıt sisteminde kayıtlı olan adres hariç, muhatabın, tebliğ yapılacak adreste bulunmaması halinde, bulunmama sebebinin araştırılması ve sebebin tebligat tutanağına yazılması gerekir. Bunun nedeni, tebliğ adresinin geçici olarak mı yoksa sürekli mi değiştiğinin tespiti ve tebliğ süresinin başlangıcının belirlenmesidir.
Somut olayda; davacılara ayrı ayrı gönderilen tebligat parçalarından, tebligat adresinin adres kayıt sistemindeki adres olduğu belirtilmediğine göre, 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, muhatapların evde bulunmama nedeninin araştırılması ve tebligat parçasına yazılması gerekirken, bu yönde bir araştırma ve inceleme yapılmadığı, bunun geçerlilik koşulu olduğundan, davacılara yapılan tebligatın usulsüz olduğu, 7201 sayılı Kanunun 32. maddesi ve Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in 53. maddesi uyarınca, usûlsüz tebliğin öğrenildiği tarih tebliğ tarihi olup, davacılar tarafından bildirilen öğrenme tarihi tebliğ tarihi kabul edileceğinden ve dosya kapsamından aksi anlaşılamadığından, 07.03.2014 hâkim havale tarihli dilekçenin öğrenme tarihi olarak kabul edilerek, dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi gerekirken, yazılı olduğu gerekçelerle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 27/10/2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.