Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/5562 E. 2014/9244 K. 07.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5562
KARAR NO : 2014/9244
KARAR TARİHİ : 07.11.2014

MAHKEMESİ : Antalya Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 28/01/2014
NUMARASI : 2011/829-2014/49

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı M. D. ve davalılardan DSİ Genel Müdürlüğü vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerde 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4. maddesi uyarınca yapılan kadastro sırasında, A. İli, K. İlçesi, D. Mahallesi … ada .. parsel sayılı 5983 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereği orman niteliğini kaybettiği ve orman kadastro komisyonlarınca orman alanı dışına çıkarılan yerlerden olduğu gerekçesiyle, tutanağın beyanlar hanesine “2/B madde ve davacı lehine kullanım” şerhi verilerek, Hazine adına tarla niteliğiyle tesbit edilmiştir.
Davacı, taşınmazın yaklaşık olarak 7000 m² eksik yüzölçümü ile ölçüldüğü iddiasıyla ve bu yerin 2/B olarak tesbiti istemiyle dava açmış; DSİ, taşınmazın gölet sahasında kalması nedeniyle kullanım kadastro tesbitinin iptali istemiyle davaya katılmıştır. Mahkemece, taşınmazın kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı ve idareyi zorlayıcı nitelikte dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine, taşınmazın tesbit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Muhammed Demirkıran ve davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 5831 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen ek 4. maddesine göre yapılan kadastro tesbitine itiraz süresi içinde, tutanak düzenlenmeyen yerde 2/B uygulaması yapılması istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1940 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılan orman kadastrosu ile daha sonra 1977 ve 1989 yıllarında, evvelce sınırlaması yapılmamış ormanlarda orman kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun 1744 ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 2. madde ve 2/B madde uygulamaları yapılarak kesinleşmiştir.
Mahkemece verilen karar, usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki, davacının, kendi zilyetliğinde (kullanımında) bulunan ve P.XXIV numaralı 2/B poligonu dışında orman alanında bırakılan ve hakkında kullanım kadastrosu tutanağı düzenlenmeyen yerin adına tesbit edilmesi (kullanıcı şerhi verilmesi) istemiyle dava açtığı anlaşılmaktadır.
Kadastro mahkemesinin görevi, kadastro tutanağının tanzimi tarihinden tutanağın kesinleşmesine kadar geçecek zaman içindeki itiraz ve davalar için söz konusudur. Başka bir anlatımla, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesinin 4. fıkrasına göre, kadastro mahkemesinin yetkisi, kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Hakkında tutanak düzenlenmeyen veya düzenlenmiş olup kesinleşen taşınmazlarla ilgili iddiaların (davaların)genel mahkemede görülmesi gerekir. Tutanak kesinleştikten sonra kadastro mahkemesinin görevi sona erer. Görev hususu, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi de zorunludur.
Somut olayda, yörede 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek-4. madde uyarınca yapılan kulanım kadastrosu sırasında davacının dava ettiği taşınmaz hakkında kullanım kadastrosu tutanağı düzenlenmediğine göre, taşınmazla ilgili iddiaların (davaların) genel mahkemelerde görüleceği gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yanlış hukukî nitelendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; hükme yöneltilen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/11/2014 günü oy birliği ile karar verildi.