Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/5454 E. 2014/8249 K. 13.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5454
KARAR NO : 2014/8249
KARAR TARİHİ : 13.10.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/03/2013
NUMARASI : 2007/236-2013/62

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Ç. Bahçeköy Beldesi. parsel sayılı 159 m² yüzölçümündeki taşınmaz, arsa niteliği ile davalı gerçek kişi adına tapuda kayıtlıdır.
Orman Yönetimi, çekişmeli taşınmazın yörede 1938 yılında 3116 sayılı Kanun gereğince yapılan orman kadastro sınırları içinde kaldığı, 1950 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile muhafaza ormanı statüsüne alındığı, 1744, 2896 ve 3302 sayılı kanunlarla değişik 2. madde ve 2/B madde uygulamalarına konu olmadığını ileri sürerek, davalı adına olan tapunun iptali ile orman niteliğinde Hazine adına tescili, davalının elatmasının önlenmesi ve varsa üzerinde bulunan yapıların yıkımı istemi ile dava açmıştır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı Orman Yönetimi vekili tarafından; orman bilirkişi raporlarına yaptıkları itirazların mahkemece kabul edilmediği, dava konusu taşınmazın bulunduğu aynı orman tahdit hattı üzerinde İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin dosyalarında ve gene aynı OS noktaları üzerinde İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan ve tapuların iptaline karar verilen ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen bir kısım dosyalardaki OS noktaları ile bilirkişilerce düzenlenen haritalardaki OS noktaları arasında farklılık bulunduğu, taşınmazın orman tahdit sınırları içinde kaldığı, eksik ve hatalı inceleme sonucu oluşturulan bilirkişi raporlarına dayanılarak karar verildiği gerekçesi ile temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosuna dayalı tapu iptali ve tescil, elatmanın önlenmesi ile yıkım istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde; 1938 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1976 yılında yapılan tahdidin aplikasyonu, 29/12/1989 tarihinde ilân edilen 3116 sayılı Kanuna göre tahdidi, 6831 sayılı Kanuna göre orman kadastrosu, aynı Kanunun 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde uygulaması ve 2896 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulama çalışmaları yapılmış ormanlarda, 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulama çalışmaları ile henüz sınırlandırması yapılmamış ormanların orman kadastro ve 2/B madde uygulama çalışmaları ile 1959 yılında ilân edilen arazi kadastro çalışmaları vardır.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; tüm dosya kapsamından, yörede henüz 4785 sayılı Kanun hükümlerine göre orman kadastrosunun yapılmadığı, Orman Yönetiminin kesinleşen orman kadastrosuna göre dava açtığı ve mahkemece yapılan keşifte, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak, 02 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılacağı, sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre inceleneceği, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınacağı” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak yaptığı uygulama sonucu, aplikasyon hattının memleket haritasındaki bulgularla desteklendiği, aynı gün incelemesi yapılan ve davaya konu taşınmaz ile aynı orman kadastro sınır hattı üzerinde bulunan . parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin sırasıyla 2012/503 ve 361 sayılı (Dairemizin sırasıyla 2014/5309 ve 2014/5260 esas) dosyalarda çekişmeli parsellerin ifrazen 59 sayılı kadastro parselinden geldiği, 59 sayılı ana parselden imar uygulaması ile oluşan ve dava konusu parselle aynı konumda bulunan daha önce Dairede temyiz incelemesi yapılan Sarıyer 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2003/583 E. – 2006/362 K. Sayılı dosyasında dava konusu olan ., 2003/581 E. – 200/361 K. sayılı dosyasında dava konusu olan. 2003/578 E. – 2006/360 K. sayılı dosyasında dava konusu olan ., 2005/74 E. – 2008/263 K. sayılı dosyasında dava konusu olan ., 2003/873 E. – 2008/412 K. sayılı dosyasında dava konusu olan . 2003/814 E. – 2009/8 K. sayılı dosyasında dava konusu olan. 2003/580 E. – 2009/7 K. sayılı dosyasında dava konusu olan .ve 2007/428 E. – 2009/279 K. sayılı dosyasında dava konusu olan . sayılı parseller ve Sarıyer 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2003/589 E. – 2008/408 K. sayılı dosyasında dava konusu olan ., 2003/592 E. – 2009/410 K. sayılı dosyasında dava konusu olan.. 2003/591 E. – 2008/409 K. sayılı dosyasında dava konusu olan . ve 2003/823 E. – 2008/411 K. sayılı dosyasında dava konusu olan . sayılı parsellerin memleket haritası ile uyumlu bulunan aplikasyon hattı nazara alındığında, orman tahdit hattı içinde kaldığı ve orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle mahkemelerince . (998,97 m²’lik kısmının), . . sayılı parsellerin orman niteliği ile tesciline karar verildiği ve verilen bu hükümlerin Dairenin sırasıyla, 2008/17581 E. – 2009/3985 K., 2008/18007 E. – 2009/3986 K, 2008/17582 E. – 2009/3987 K., 2009/1828 E. – 4239 K., 2009/5281 E. – 8607 K., 2009/12440 E. – 14622 K., 2009/12442 E.-14624 K., 2010/8423 E. – 12306 K., 2009/5280 E. – 8608 K., 2009/5278 E.- 8609 K., 2009/5277 E. -8610 K. ve 2009/7723 E.-11398 K sayılı kararları ile onandığı çekişmeli taşınmaz ile aynı orman kadastro sınır hattı içinde bulunan 59 sayılı ana parselin tamamının orman tahdidi içinde kaldığı ve dava konusu taşınmaza komşu bir kısım taşınmazların da daha önce orman niteliği ile tesciline dair verilen kararların Dairemizce onandığı anlaşıldığından, bu dosyalardaki bilirkişi raporlarında çizilen orman sınır hattı ile temyize konu dosyadaki orman sınır hattı uyumlu olmadığından, hükme esas alınan orman bilirkişi raporunun yeterli olmadığı anlaşılmış olup, bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz.
Bu nedenle; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak iki kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte 02 Eylül 1986 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Yasasına Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Yasanın 2/B Maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “Orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme
olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmaz ile birlikte birbirine yakın konumda bulunan kadastro parsellerinin de orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 13/10/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.