YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5433
KARAR NO : 2014/9269
KARAR TARİHİ : 10.11.2014
MAHKEMESİ : Dargeçit Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/12/2013
NUMARASI : 2012/136-2013/637
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Y. Köyü ..ada .. parsel sayılı sırasıyla 1696,16 m² ve 59945,51 m² yüzölçümündeki ham toprak vasfındaki taşınmazlar, Hazine adına tapuda kayıtlıdır.
Davacı dava dilekçesi ile, çekişmeli taşınmazların kendisine miras kaldığını, eklemeli olarak 100 yılı aşkındır tarım arazisi olarak kullandığını iddia ederek taşınmazların tapusunun iptali ile adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile; çekişmeli .. ada .. parsel sayılı taşınmazın tamamı ile .. ada .. parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi F. Ö.’ın 10.11.2013 tarihli rapor ve eki krokisinde “A” harfi ile gösterilen 4630,69 m2’lik ve “B” harfi ile gösterilen 660,32 m2’lik kısımlarının Hazine adına olan tapusunun iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır. Genel arazi kadastrosu işlemi ise 09.09.2008 tarihinde kesinleşmiştir.
Mahkemece çekişmeli .. ada .. parsel sayılı taşınmazın tamamı ile 101 ada 345 parsel sayılı taşınmazın “A” ve “B” harfi ile gösterilen kısımlarının orman sayılan yerlerden olmadığı ve davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla toprak edinme koşullarının oluştuğu kabul edilerek, hüküm kurulmuşsa da yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir.
Hazine, davada taraf olarak yer aldığına ve davacı gerçek kişi belgesizden kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğine dayalı olarak dava açmış olduğuna göre bu koşulların davacı yararına gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; çekişmeli .. ada .. parsel sayılı taşınmaz, Dicle nehrine bitişik olduğundan yapılacak keşifte, tesbit bilirkişileri dinlenmediği gibi jeolog bilirkişi eliyle inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığına ilişkin rapor alınmamış, eski ve yeni hava fotoğrafları ile bu fotoğraflardan elde edilmiş memleket haritaları ile topoğrafik fotogrametri yöntemiyle düzenlenmiş kadastro paftası örneği getirtilerek uygulanıp taşınmazların niteliği ile konumu ve tasarruf edilen yerlerden olup olmadıkları saptanmamış, dosya kapsamına alınan kadastro tutanaklarının incelenmesinden davalı oldukları belirlenen komşu taşınmazlara ilişkin davaların akıbetleri araştırılmamıştır. Eksik araştırma ve incelemeye, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz.
Bu nedenle; eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile tesbit tutanağının düzenlendiği tarihten 15-20 yıl öncesine ait hava fotoğrafları ve bu fotoğraflardan elde edilmiş memleket haritaları, topoğrafik fotogrametri yöntemiyle düzenlenmiş kadastro paftası örneği, komşu parsellere ilişkin tapu kayıtlarının ve varsa dayanak tapu ve vergi kayıtları ile davalı iseler dava dosyalarının, tapu kayıtları mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise ilgili dava dosyaları ilgili yerlerden getirtildikten sonra, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir jeolog bilirkişi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memuru ile yerel ve tespit bilirkişiler eşliğinde yeniden keşif yapılarak çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, bu belgelerde taşınmazların ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazların konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, keşifte yerel ve tespit bilirkişi yanında varsa, zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; taşınmazların zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı, zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği, sel basması nedeniyle zilyetliğin kesintiye uğrayıp uğramadığı, bu durumun ne kadar sürdüğü, en son olarak taşınmazlarda taşkın yaşanmasının üzerinden ne kadar süre geçtiği gibi hususlar sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; gerçek kişi yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli, jeolog bilirkişiye taşınmazların önceden ya da halen aktif dere yatağı olup olmadığı, taşkın tehdidi altında bulunup bulunmadığı gibi hususlar ayrıntılı ve açık bir şekilde açıklattırılmalı toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 10/11/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.