Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/5343 E. 2014/9501 K. 17.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5343
KARAR NO : 2014/9501
KARAR TARİHİ : 17.11.2014

MAHKEMESİ : Demirköy Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/12/2013
NUMARASI : 2013/266-2013/90

Taraflar arasındaki davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

K. İli, D. İlçesi, H. Mahallesi .. ada .. parsel sayılı 8023,76 m2 yüzölçümlü taşınmaz, 2000 yılında yapılan kadastro çalışmalarında tabiî ağaçlık ve ham toprak vasfıyla tespit edilmiş, Orman Yönetiminin açtığı dava sonunda Demirköy Kadastro Mahkemesinin 2002/237 E. – 2005/146 K. sayılı kararı ile taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmiş, hükmün Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2006/5223 – 6461 sayılı kararı ile onanması ve tarafların karar düzeltme yoluna başvurmaması üzerine, taşınmaz hükmen orman vasfıyla Hazine adına tescil edilmiştir.
Davacı; Demirköy Kadastro Mahkemesinin 2004/17 E. – 2008/9 K. sayılı kararı ile adına tescile karar verilen K.İli, D. İlçesi, H.Mahallesi .. ada.. parsel sayılı taşınmazların evveliyatında ..ada .. parsel sayılı taşınmaz ile bir bütün olduğunu ve 50 – 60 yıldır malik sıfatıyla zilyet olarak tarafından kullanıldığını, tapuda adına kaydına karar verilen .. ada .. parsel sayılı taşınmazlardan yol geçmesi nedeniyle .. ada.. parsel sayılı taşınmazın davalı Maliye Hazinesi üzerine kayıt edildiğini iddia ederek, .. ada..parsel sayılı taşınmaza ilişkin tapu kaydının iptaliyle adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın tapuda orman niteliği ile Maliye Hazinesi adına kayıtlı olduğu ve orman sayılan yerlerden olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 18/2. maddesi uyarınca kesinleşmiş orman tahdit alanı içerisinde kalan ve orman sayılan yerlerin, tapuda kayıtlı olsun olmasın kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemeyeceği ve özel mülkiyete konu edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de mahkemenin bu değerlendirmesi değildir.
Şöyle ki; Orman Yönetimi ile Hazine arasında görülüp kesinleşen, Demirköy Kadastro Mahkemesinin 2002/237 E. – 2005/146 K. sayılı dosyasında, tabiî ağaçlık ve ham toprak vasfıyla Hazine adına tesbit edilen taşınmazın kadastro tesbitine itiraz edilmesi üzerine, uzman orman bilirkişi tarafından resmi belgelere dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada orman sayılan yerlerden olduğu anlaşılarak orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm Dairemizce onanarak kesinleşmiş ve taşınmaz orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescil edilmiştir.
Mahkemece, keşif yapılmadan, yalnızca kesinleşen kadastro mahkemesi ilamı getirtilerek ve güncel tapu kayıtları üzerinden karar verilmiştir.
O halde, doğru sonuca varılabilmesi için mahkemece; eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, bir fen elemanı, bir ziraat bilirkişi ve bir orman bilirkişi yardımıyla yapılacak keşifte, getirtilen harita ve fotoğraflar, çekişmeli taşınmazla birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 1/6/1988 gün ve 31/13 E. K.; 14/3/1989 gün ve 35/13 E. K. ve 13/6/1989 gün ve 7/25 E. K. sayılı kararlarıyla iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesiyle yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; klizimetre (eğimölçer) aletiyle ölçülmek ve memleket haritasındaki münhaniler de dikkate alınmak suretiyle, dava konusu taşınmazın kesin ve gerçek eğimi belirlenmeli, keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişileri eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, sözü edilen kadastro mahkemesi dosyasının konusunun farklı olması nedeniyle, taraflar arasında kesin hüküm olmasa da taşınmazın belirlenen vasfının eldeki dosyada güçlü delil teşkil edeceği gözönünde bulundurularak kadastro mahkemesi dosyası getirtilerek dosya kapsamına alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin ve böylesine bir araştırma yapılmadan yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/11/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.