Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/5329 E. 2014/10413 K. 10.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5329
KARAR NO : 2014/10413
KARAR TARİHİ : 10.12.2014

MAHKEMESİ : Kandıra Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 27/11/2013
NUMARASI : 2008/295-2013/168

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro çalışmaları sırasında … Köyü 111 ada 1 ve 2 parsel sayılı sırasıyla 1222,40 m² ve 563 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, tarla niteliğiyle belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalıların murisi ölü M. A.. adına tesbit edilmiştir.
Davacı Hazine vekili, tespit maliki M. A..’ün 10.04.2001 tarihinde vefat ettiğini, şahsın ölümü ile tapusuz taşınmazlarda zilyetliğin sona erdiğini, arzın asıl malikinin Devlet olduğunu ileri sürerek, tesbitin iptali ile taşınmazların Hazine adına tapuya kayıt ve tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonucu ölü tesbit maliki ve mirasçılarının taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerinin kesintisiz şekilde en az 45-50 yıldır sürdüğü belirtilerek davanın reddine, … Köyü 111 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazların tesbit maliki M. A.. mirasçıları adına miras payları oranında tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yörede 3402 sayılı Kanun gereğince yapılıp 18/03/2008 – 16/4/2008 tarihleri arasında ilân edilen ve 18/4/2008 tarihinde kesinleşen orman kadastro çalışmaları bulunmaktadır.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Her ne kadar; mahkemece, davalılar yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Taşınmazların sınırında orman bulunması ve davacı Hazinenin de yargılama sırasında orman iddiasında bulunmuş olması dikkate alındığında, orman araştırması yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 sayılı Kanun ile sadece Devlet Ormanları belirlenmiştir. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince aynı Kanunun 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş; Devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tâbi tutulmuş, iadenin koşulları aynı Kanunda gösterilmiştir.
Bu nedenle, mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir uzman orman ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı,öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; yörede tespit tarihinden sonra yapılan orman kadastrosu bu dava nedeniyle kesinleşmeyeceğinden, orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazların bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneğinin Orman Yönetiminden getirtilerek; tüm belgeler ve tahdit haritası, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanarak tahdit hattına göre konumu belirlenmeli, kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı taşınmazların konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ölçeğinin kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, eski tarihli hava fotoğrafları incelenerek taşınmazların niteliği net ve kesin biçimde saptanmalı, kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan, krokili, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, komşu 11 ada 3 nolu parsele ilişkin kadastro tutanak ve eklerinin, davalı ise dava dosyalarının, kesinleşmişse kadastroca oluşan tapu kayıt örneklerinin getirtilerek, mahalli bilirkişi yardımı ile davalı parselin ve komşu parsellerin tesbitine esas alınan dayanak kayıtlar da uygulanarak davalı taşınmaz yönünü ne olarak gösterdiği araştırılmalı, çevre parsellerin kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak davalı taşınmazların orman ve orman içi açıklığı niteliğinde olup olmadığı saptanmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 10/12/2014 günü oy birliği ile karar verildi.