Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/5318 E. 2014/10386 K. 10.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5318
KARAR NO : 2014/10386
KARAR TARİHİ : 10.12.2014

MAHKEMESİ : Sivas 2. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/11/2012
NUMARASI : 2010/647-2012/1531

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar H.. H.. vekili ve Orman Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında…. Köyü 102 ada 1 parsel sayılı 2811480,96 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden orman niteliğiyle H.. H.. adına tesbit edilmiştir.
Davacı, orman parseli içindeki bir bölüm yer için zilyetliğe ve Sivas Sulh Ceza Mahkemesi 2008/911-2009/769 E.K. sayılı dava dosyasına dayanarak kendisine ait olduğu iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne ve 102 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 19805,16 m²’lik kısmın davalı adına kayıtlı olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, geriye kalan 2791675,80 m²’lik kısmın aynı ada ve parsel numarası ile davalı adına olan tapu kaydının devamına karar verilmiş, hüküm, davalı Orman Yönetimi vekili ve davalı H.. H.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre orman sınırlandırması yapılmış, taşınmaz orman sınırları içinde bırakılmıştır.
Çekişmeli taşınmazın dört tarafının 102 ada 1 parsel numaralı orman parseline sınır olduğu ve tamamının 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesine göre orman içi açıklık niteliğinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı, herhangi bir mülkiyet belgesine dayanmamıştır. Taşınmazlar orman içi açıklık konumununda olup zilyedlikle kazanılamaz.
6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde düzenlenen orman içi açıklık niteliğindeki yerlerle ilgili olarak, 26.5.1958 tarihli Orman Tahdit ve Tescil Talimatnamesinde; 25.06.1970 günlü Resmî Gazetede yayımlanan 31/5/1970 tarihli ve 531 sıra no’lu Orman Tahdit ve Tescil Yönetmeliğinin 33/3; 19.08.1974 günlü Resmî Gazetede yayımlanan 25/7/1974 tarihli ve Orman Kadastro Yönetmeliğinin 40/A; 30.05.1984 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 30/1 ve 02.09.1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/1 ve 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26/a maddesinde “… 6831 sayılı Kanunun 17. maddesinde yer alan orman içinde bulunan doğal olarak ağaç ve ağaçcık içermeyen, genel olarak otsu bitki veya bazı durumlarda yer yer odunsu bitkiler içeren açıklıkların orman olarak sınırlandırılması” öngörülmüş; keza, 20.11.2012 tarihli ve 28473 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan “Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliği’nin 14/1-s ve 16/1-i maddesinde de benzeri hükümlere yer verilmiştir.
6831 sayılı Kanunun (dava tarihinde yürürlükte bulunan haliyle) 17. maddesi hükmüne göre, orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat yapılması, hayvancılık amacı ile ağıl inşası, bu kesimlerin özel mülke dönüşmesi mümkün değildir. Kanun koyucu, burada orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazların memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez.
Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar, özel mülke dönüşüp tarım ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır. Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır [Y.H.G.K.’nun 10.12.1997 gün ve 20/830-1034, 10.12.1997 gün ve 20/808-1039, 08.02.1999 gün ve 7/22-43, 13.10.1999 gün ve 8/689-822, 03.04.2002 gün ve 8/230-261, 22.10.2003 gün ve 20/665-614 sayılı ve yine, orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi orman içi açıklık konumunda olan taşımazların zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11.10.2004 gün ve 7/531-582 sayılı kararları].
Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan toprak kazanmasını sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları da Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
Ayrıca; orman içi açıklık ve boşluklar ile orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alanlar, kanun gereği orman sayıldığı için, 15.07.2004 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddesinin (a) ve (j) bentleri ve 20.11.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin 16. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (ı) bentleri gereğince, bu yerlerin Devlet Ormanı olarak sınırlandırılması öngörülmüştür. Bu tür yerler zilyetlik yolu ile kazanılamaz ve özel mülk olarak tescil edilemez.
Mahkemece değinilen yönler gözetilerek davacının davasının reddine karar verilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazın özel mülke dönüşmesini sağlayacak biçimde davanın kabulü yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar Orman Yönetimi vekili ve H.. H.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 10/12/2014 günü oy birliği ile karar verildi.