Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/5290 E. 2014/9243 K. 07.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5290
KARAR NO : 2014/9243
KARAR TARİHİ : 07.11.2014

MAHKEMESİ : Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/03/2013
NUMARASI : 2012/36-2013/184

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili ve müdahil Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı Hazine, G. Köyü .. ada .. parsel sayılı, 25234,89 m² yüzölçümündeki taşınmazın tapuda davalılar adına kayıtlı olduğunu, yörede 1988 yılında yapılan 2/B madde uygulaması sonucu Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılıp işlemin kesinleştiğini ileri sürerek, davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescili ile müdahalenin men’i istemiyle dava açmış, 02.04.2012 tarihli dilekçesi ile de, taşınmazın 2/B sahasında kalmadığı, ancak eylemli orman olması nedeniyle tapu kaydının iptaliyle orman niteliği ile Hazine adına tescili yönünde davayı ıslah etmiş, Orman Yönetimi de aynı iddia ile davaya katılmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın 06.12.2012 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde gösterilen 12791,27 m2’lik kısmının tapu kaydının iptaliyle orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline, bu bölüme davalıların müdahalesinin men’nine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili ve müdahil Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu kaydının iptali ve tescil ile müdahalenin men’i istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1947 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre orman kadastrosu, 1988 yılında kadastrosu yapılmamış ormanların kadastrosu, aplikasyon ve 2/B uygulaması yapılmıştır.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın 12791,27 m² bölümünün eylemli orman olduğu gerekçesiyle karar verilmişse de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir.
Şöyle ki; hükme esas alınan uzman bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın orman kadastro haritasındaki ve eski tarihli memleket haritasındaki konumunun gösterilmemesi nedeniyle, Dairenin 09.12.2013 tarihli geri çevirme kararı verilmiş ve ek rapor hazırlanması istenmiş, bu karar gereği ek rapor hazırlanmış ise de taşınmaz orman sınırı dışında gösterilmiş, ancak, 1989 yılında yapılan orman kadastro çalışmaları sırasında düzenlenen orman kadastro haritasının orijinal renkli bir örneği yine getirtilmemiş, 1997 tarihli memleket haritası ile 1970 hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara göre hazırlanan 1976 tarihli memleket haritaları incelenmiş, bunlarda da taşınmazın bir bölümünün yeşil renkli bölümde yer aldığı anlaşılmıştır.
Kural olarak, bir yerde kesinleşen orman kadastro çalışması varsa, o yerin orman olup olmadığı, kesinleşen orman kadastro haritasının uygulanması sonucu belirlenir ise de; bu sınırlandırmada 4785 sayılı Yasa hükümlerinin nazara alınmış olması halinde sağlıklı çözüme ulaşılır. Zira, 3116 sayılı Kanun sadece Devlet Ormanlarını belirlemiş olup, bu kanuna göre, 13.07.1945 tarihinden önce yapılan sınırlandırmalar sonucu oluşup kesinleşen tahdit haritaları, orman olarak sınırlandırılan alanların bu niteliğini kesinleştirmekle birlikte orman sınırları dışında kalan taşınmazların orman niteliğini ve hukuki durumunu saptamakta yetersiz kalır. Bu şekildeki taşınmazların orman olup olmadığının 4785 ve 5658 sayılı kanun hükümlerine göre
çözümlenmesi gerekir, yani Hazine ve Orman Yönetimi taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince ve halen de orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açtıklarına göre, ilk orman kadastrosunun yapıldığı sırada taşınmazın hukuken orman olup olmadığının tesbiti önemlidir ki, bu da 1947 yılından öncesini gösteren, yöreye ait en eski tarihli memleket haritasının incelenmesiyle mümkün olacaktır.
O halde; mahkemece, bir harita-kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ile üç yüksek orman mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak keşifte dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile yöreye ait en eski tarihli (1947 öncesi) memleket haritası ve bu haritaların yapımına esas alınan hava fotoğrafları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü belirlenmeli, ziraat uzmanına taşınmazın bitki örtüsü, toprak yapısı, üzerindeki ağaçların sayısı, yaşı, taşınmazdaki dağılımı, kapalılık oranını gösteren bilimsel verilere dayalı rapor hazırlattırılmalı, bundan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
Kabule göre de; taşınmaz, davalılar adına tapuda kayıtlı olduğuna göre, haksız bir tasarruf ve elatmadan söz edilemeyeceği halde, davalıların elatmalarının önlenmesine karar verilmiş olması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar vekili ve müdahil Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/11/2014 günü oy birliği ile karar verildi.