YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5182
KARAR NO : 2014/7488
KARAR TARİHİ : 11.09.2014
MAHKEMESİ : Beykoz Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 02/10/2012
NUMARASI : 2006/1365-2012/1742
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı N.. Ş.. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 18/09/2006 günlü dava dilekçesi ile; 27 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca 2006 yılında 6831 sayılı Kanunun değişik 7. maddesi gereğince yaptığı fennî hataların düzeltilmesi sonucunda, Beykoz İlçesi, İ. Köyünde müvekkilinin zilyetliğinde bulunan taşınmazın 20.07.2006 tarihli ilân edilen çalışma ile eylemli orman olarak vasıflandırılarak düzeltildiğini, aynı yerle ilgili kadastro mahkemelerinde zilyetliğin tespiti için dava açtıklarını, taşınmazın hiçbir zaman orman olmadığını belirterek, 27 nolu Orman Kadastro Komisyonunun 20.07.2006 tarihli kararının düzeltilerek kaldırılmasını istemiyle dava açmıştır.
Yapılan yargılama sırasında dava konusu taşınmazın İ. Köyü 734 parsel sayılı taşınmaz olduğu anlaşılmış ve mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, 6831 sayılı Kanunun 4999 sayılı Kanun ile değişik 9. maddesi gereğince yapılan fenni hataların düzeltilmesine ilişkin işlemin iptaline yöneliktir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1940 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan ilk orman kadastrosu ile 1986 yılında 2896 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması, 1987 yılında 3302 sayılı Kanunun 2/B uygulaması ile en son 18/08/2006 tarihinde ilân edilen ve 4999 sayılı Kanun hükmü uyarınca 27 nolu Orman Kadastro Komisyonunca yapılan fennî hataların düzeltilmesine ilişkin orman kadastrosu işlemi bulunmaktadır.
Mahkemece bilirkişilerin raporlarında; dava konusu taşınmazın Devlet Orman sınırları içinde kalması nedeniyle eylemli orman olarak gösterildiği belirtildiğinden davanın reddine karar verilmişse de yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan hüküm kurulmuştur. Şöyle ki dava edilen taşınmaz olan 734 parsel sayılı taşınmazın geldisinin 86 parsel olduğu, 86 parsel sayılı taşınmazın ise kadastro mahkemesinin 1973/139 E. – 1978/25 K. sayılı kararı gereğince orman olarak tescil edildiği ve bu hükmün taraflar açısından kesin hüküm teşkil ettiği davalı Orman İdaresince ileri sürülmüş, ancak, sözkonusu dosya bulunamamıştır. Dava konusu taşınmazın geldi parseli olarak belirtilen 86 sayılı parsele ilişkin kadastro tutanağı, tesciline esas tutulan kayıtlar, tapu kaydı ve komşuları ile birlikte gösterir kadastro paftası dosya içine alınmamış, ayrıca, dava konusu taşınmaz olan 734 sayılı parselle ilgili ifraz evrakları da getirtilmemiştir.
O halde, mahkemece 86 parsel sayılı taşınmazın tesciline esas kadastro mahkemesinin 1973/139 E. – 1978/25 K. sayılı kararı ve tescile esas kroki için daha önce yapılan araştırmalara ek olarak yeniden araştırma yapılmalı, Orman İşletme Müdürlüğünden karar ve kroki talep edilmeli, mahkemelerden ve tapu müdürlüğünden ayrı ayrı sorulmalı, 86 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağı, tapu kaydı, tescile esas tutulan belge ve kayıtlar ile dava konusu
taşınmazı komşuları ile birlikte gösterir kadastro paftası ve en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafı dosya içerine alındıktan sonra önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu ve fen memuru ve bir ziraat mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, tescile esas dava dosyası veya karar ve kroki bulunur ise bu kroki ile dava konusu taşınmazın bulunduğu alanı gösterir kadastro paftası çakıştırılmak sureti ile rapor alınmalı, bu ilamın dava konusu taşınmazı kapsayıp kapsamadığı belirlenmeli ve taraflar arasında kesin hüküm olup olmadığı değerlendirilmeli, tescile esas karar ve kroki bulunamadığı takdirde en eski tarihli memleket haritasının kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeğinin de memleket haritası ölçeğine bilgisayar ortamında (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) ölçeği çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de gösterecek şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı gerçek kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 11/09/2014 günü oy birliği ile karar verildi.