Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/5060 E. 2014/7636 K. 15.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5060
KARAR NO : 2014/7636
KARAR TARİHİ : 15.09.2014

MAHKEMESİ : Akyazı (Kapatılan) Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 22/05/2013
NUMARASI : 2012/96-2013/102

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

H.. H.. adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerde 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi uyarınca yapılan kadastro sırasında, Taşyatak Mah/Köyü 246 ada 5 parsel sayılı 2064,04 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereği orman niteliğini kaybedip, orman kadastro komisyonlarınca orman alanı dışına çıkarılan yerlerden olduğu gerekçesiyle, tutanağın beyanlar hanesine kullanıcısı belirtilerek “2/B maddesi uyarınca H.. H.. adına orman sınırı dışına çıkarılmıştır” şerhi ile bahçe niteliğiyle H.. H.. adına tesbit edilmiştir.
Davacı Orman Yönetimi, tahdit sınırları içinde kaldığı iddiasıyla orman tahdit sınırları içinde kalan kısmının orman vasfı ile H.. H.. adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın reddine, 246 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tesciline, beyanlar hanesinde bulanan şerhin devamına karar verilmiş, hüküm, davacı Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesine göre yapılan kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 23/10/1995 tarihininde ilân edilen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması ile 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4. maddesi gereğince yapılıp 24/07/2012 – 22/08/2012 tarihleri arasında ilân edilen kullanım kadastro çalışması vardır.
Mahkemece verilen karar, usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyleki; 16/05/2013 tarihli orman bilirkişi raporunda, çekişmeli taşınmazın 2/B bloğu içinde kaldığı bildirilmişken, Dairemizce yapılan iade sonrasında düzenlenen 29/04/2014 tarih ve 30/04/2014 havale tarihli fen ve orman bilirkişi ek raporunda, OS 2055 sınır noktasının koordinat değeri esas alındığında çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile gösterilen kısmının orman sayılan yerler, (B) ve (C) harfleri ile gösterilen kısımlarının ise 2/B parseli içinde kaldığı bildirilmiştir. İlk rapor hüküm kurmaya yeterli olmadığı gibi, ek rapor ile de çelişmektedir. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu nedenlerle; mahkemece, çekişmeli taşınmaz ve geniş çevresini gösterir orijinal kadastro paftası, 1952 yılı ve sonrasında yapılan orman tahdidi ve 2/B çalışmalarına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneğinin, 2/B uygulaması sırasında düzenlenen mutabakat zaptının, çekişmeli parselin bulunduğu adadaki tüm parsellere ait tutanaklar ve dayanaklarının, kesinleşmiş iseler tapu kayıtlarının dosya içine alınması, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri
arasından seçilecek bir orman yüksek mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden yapılacak keşifte; 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa göre Orman Kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, tahdit, 2/B ve mutabakat zaptında yer alan açı ve koordinat değerleri uygulanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek, çekişmeli taşınmazın, orman kadastrosu ve 2/B çalışmalarındaki durumunun ayrı ayrı gösterildiği, bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı yönetmelikler ile teknik izahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli ve toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 15/09/2014 günü oy birliği ile karar verildi.