YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5025
KARAR NO : 2014/9222
KARAR TARİHİ : 07.11.2014
MAHKEMESİ : Ömerli Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/03/2014
NUMARASI : 2010/133 – 2014/41
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro çalışmaları sırasında D. Köyü .. ada.. parsel sayılı taşınmaz, orman vasfı ile Hazine adına tapuya tescil edilmiştir.
Davacı, taşınmazın miras yoluyla kendisine kaldığını ve zilyetliğinde bulunduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ve tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, kısmen kabul kararı verilerek fen bilirkişisi raporunda (B) harfi ile gösterilen 7282,90 m2’lik yerin davacı adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede, 2006 yılında kesinleşen arazi kadastrosu çalışması vardır.
Mahkemece verilen kararın gerekçe kısmında “davacı tarafından dava konusu edilen taşınmazın, .. ada .. sayılı parselin (A) harfi ile gösterilen 11124,40 m² yüzölçümündeki bölümü olduğu ve bu bölümün orman sayılmayan yerlerden bulunduğu, zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu” açıklandığı halde, hüküm kısmında “.. ada .. sayılı parselin davaya konu olmayan (B) harfi ile gösterilen 7282,90 m² yüzölçümündeki bölümü hakkında davanın kabulüne” şeklinde karar verilmiş ve hükmün gerekçe kısmı ile hüküm kısmı arasında çelişki yaratılmıştır. HMK’nın 297. maddesi (eski HUMK’nın 388 ve 389. maddeleri) gereğince verilen karar ile taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların tereddüte yer bırakılmayacak şekilde yazılması ve kararın gerekçesi ile hüküm sonucunun birbirine uygun olması zorunludur. Kararların farklı ve çelişkili olması mahkemelere olan güven ilkesini zedeler. Bu nedenlerle gerekçe ile hüküm arasındaki çelişki giderilecek şekilde yeniden bir karar verilebilmesi için usûl ve kanuna aykırı olan kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükümün BOZULMASINA, bozma nedenine göre Hazinenin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 07/11/2014 tarihinde oy birliği ile karar verildi.