Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/5010 E. 2014/8760 K. 23.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5010
KARAR NO : 2014/8760
KARAR TARİHİ : 23.10.2014

MAHKEMESİ : Silifke 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/11/2013
NUMARASI : 2008/96-2013/1075

Taraflar arasındaki davadan dolayı yerel mahkemece verilen hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı 03/03/2008 tarihli dava dilekçesi ile; S. İlçesi, G. Köyü, D.İ.Mevkiinde 240 ve 247 OS noktaları arasındaki 10 dönüm, 286 ile 290 OS noktaları arasında 30 dönüm, 291 ile 295 OS noktaları arasında 30 dönüm araziyi, 1990 yılında O. oğlu M.K.’tan satın aldığını, 1990 yılından bu yana tarım arazisi olarak ekip biçtiğini ve kullandığını, arazinin tarım arazisi vasfında olduğunu, ormanla ilgisinin bulunmadığını, kültür arazisi Olarak 1976 yılından bu yana nizasız fasılasız malik sıfatıyla kullandığını, dava konusu taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile; fen bilirkişi M. Ç.ve Orman Mühendisi bilirkişi A. D.ın rapor ve krokisindeki (B) harfi ile belirtilen 14.555,43 m²’lik alan ile (C) harfi ile belirtilen 17.552,29 m²’lik alanının davacı Y.. U.. adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından krokide (B) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümlere yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmaza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 14/04/1994 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu işlemi yapılmış ve sonuçları 12/12/1972 – 10/01/1973 tarihleri arasında ilân edilmiş ve kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
İncelenen dosya kapsamına göre, dava konusu olan ve krokide (B) ve (C) harfleri ile gösterilen taşınmazların, hava fotoğraflarındaki, memleket haritasındaki, paftasındaki ve orman tahdit haritasındaki konumlarına göre, dört taraflarının orman parseli ile çevrili ve orman içi açıklık durumunda olduğu ve davacının geçerli bir tapuya dayanmadığı anlaşılmaktadır.
6831 sayılı Kanunun 17. maddesindeki düzenlemeyle kanun koyucu, orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazın memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar özel mülke dönüşüp, tarım ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır.
Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır. [Y.H.G.K.’nun 10.12.1997 gün ve 1997/20-830/1034, 10.12.1997 gün ve 1997/20-808/1039, 22.10.2003 gün ve 2003/20-665/614 sayılı ve yine orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi orman içi açıklık konumunda olan taşımazların zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11.10.2004 gün ve 2004/7-531-582 sayılı kararları].
Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan toprak kazanmasını sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır.
Ayrıca; bu tür yerler kanun gereği orman sayıldığı için, orman içi açıklık ve boşlukların zilyetlik yolu ile kazanılmasına kanunî olanak yoktur. Dolayısıyla bu yollarla ormandan toprak kazanımından söz edilemez.
Mahkemece değinilen yönler gözetilerek, krokide (B) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümler yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazların özel mülke dönüşmesini sağlayacak biçimde davanın kabulü yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 23.10.2014 günü oy birliğiyle karar verildi.