Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/4883 E. 2014/9327 K. 11.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4883
KARAR NO : 2014/9327
KARAR TARİHİ : 11.11.2014

MAHKEMESİ : Yalova 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/02/2014
NUMARASI : 2013/196-2014/73

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, 30.11.2012 tarihli dilekçesiyle; Y., T., Y. Köyü .. ada .. parsel sayılı 7766 m2 yüzölçümündeki taşınmazın tapuda davalılar miras bırakanı adına kayıtlı olduğunu ve kesinleşen orman sınırı içinde kaldığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescili ve elatmanın önlenmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece; “davanın kısmen kabulüne, taşınmazın tamamının tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, üzerindeki şerhlerin silinmesine, elatmanın önlenmesi talebinin reddine” karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1945 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan orman kadastrosu, 22.07.1987 tarihinde ilân edilen, daha önce sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu, aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile işaretli 652 m2 bölümünün kesinleşen orman sınırı dışında ise de tamamının eylemli orman olduğu gerekçesiyle karar verilmişse de yapılan araştırma ve inceleme  hüküm  vermeye yeterli değildir.
 Şöyle ki; taşınmazdaki ağaçların niteliği, yaşları, dağılımı konusunda ziraat uzmanına inceleme yaptırılmamış, eski tarihli resmî belgelerdeki konumu da incelenmemiştir.
Kural olarak; bir yerde kesinleşen orman kadastro çalışması varsa, o yerin orman olup olmadığı, kesinleşen orman kadastro haritasının uygulanması sonucu belirlenir ise de, bu sınırlandırmada 4785 sayılı Kanun hükümlerinin nazara alınmış olması halinde sağlıklı çözüme ulaşılır. Zira, 3116 sayılı Kanun sadece devlet ormanlarını belirlemiş olup, bu kanuna göre, 13.07.1945 tarihinden önce yapılan sınırlandırmalar sonucu oluşup kesinleşen tahdit haritaları, orman olarak sınırlandırılan alanların bu niteliğini kesinleştirmekle birlikte orman sınırları dışında kalan taşınmazların orman niteliğini ve hukuki durumunu saptamakta yetersiz kalır. Bu şekildeki taşınmazların orman olup olmadığının 4785 ve 5658 sayılı kanun hükümlerine göre çözümlenmesi ve ilk orman kadastrosunun yapıldığı sırada taşınmazın hukuken orman olup olmadığının tespiti önemlidir; ki, bu da, 1945 yılından öncesini gösteren, yöreye ait en eski tarihli memleket haritasının incelenmesiyle mümkün olacaktır.
O halde; mahkemece, bir harita – kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ile üç orman yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak keşifte, dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile yöreye ait en eski tarihli (1945 öncesi) memleket haritası ve bu haritaların yapımına esas alınan hava fotoğrafları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp,hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü belirlenmeli, ziraat uzmanına taşınmazın bitki örtüsü, toprak yapısı, üzerindeki ağaçların sayısı, yaşı, taşınmazdaki dağılımı, kapalılık oranını gösteren bilimsel verilere dayalı rapor hazırlattırılmalı, bundan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 11/11/2014 günü oy birliğiyle karar verildi.