Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/4734 E. 2014/9797 K. 25.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4734
KARAR NO : 2014/9797
KARAR TARİHİ : 25.11.2014

MAHKEMESİ : Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/05/2013
NUMARASI : 2012/107-2013/329

Taraflar arasındaki orman kadastrosuna itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 24/05/2013 günlü hükmün Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı gerçek kişi vekilleri Av. S.. A.. ve Av. A. A. tarafından istenilmekle, tayin olunan 15.04.2014 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacı vekili Av. S.. A.. geldi, diğer taraftan Orman Yönetimi vekili Av. I. H. S.geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü;

K A R A R

Davacı, Ç. İlçesi, K. Köyü,.. parsel sayılı 63.750 m² yüzölçümündeki taşınmazın, Orman Yönetimi ve Hazinenin taraf olduğu tescil ilâmı ile tapu kaydının oluştuğu ve orman olmadığı halde, yörede yapılan orman kadastrosu çalışmasında orman sınırı içine alınmasının hatalı olduğunu ileri sürerek, orman sınırı dışına çıkarılması istemiyle 12/11/2008 tarihinde kadastro mahkemesinde dava açmış, mahkemece verilen 2008/8 – 2009/3 sayılı görevsizlik kararının kesinleşmesi ile dava dosyası görevli ve yetkili asliye hukuk mahkemesine gönderilmiştir.
Mahkemece, davanın orman kadastrosunun iptali için 10 yıllık hak düşürücü süre geçirildiğinden reddine ilişkin verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 22/03/2011 tarih ve 2011/1657 – 3075 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Yapılan incelemede, temyize konu davanın kadastro mahkemesinde 12/11/2008 tarihinde açıldığı, mahkemece davaya bakmakta genel mahkemelerin görevli olması nedeniyle 08/04/2009 gün ve 2008/8-2009/3 sayılı görevsizlik kararı verildiği, davacı tarafından 09/04/2009 tarihinde verilen dilekçe ile dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesinin istendiği, kararın 22/05/2009 tarihinde kesinleştiği ve dava dosyasının görevli ve yetkili asliye hukuk mahkemesine gönderildiği anlaşılmış olup, iptali istenen orman kadastrosunun 08.02.1999 tarihindeki ilânından itibaren dava tarihi itibarıyla 6831 sayılı Kanunun 11. maddesinde (… tapulu gayrimenkullerde tapu sahiplerinin 10 yıllık süre içinde dava açma hakları mahfuzdur.) hükmüne göre öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre geçirilmediği halde, işin esasına girilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyulduktan sonra davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın davacı adına tespitine ilişkin verilen karar, davalı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle bozulmuştur.
Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 08.05.2012 gün ve 2012/1134-6802 sayılı bozma kararında özetle “…keşif ve uygulama yapılmadan, tescil ilamının dayanağı krokinin tahdit haritasına göre konumu belirlenmeden karar verilmesinin doğru olmadığı, mahkemece, bir fen memuru aracılığıyla yapılacak inceleme ve keşifte, kesinleşmiş tahdit haritası ve tescil krokisi ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmeli ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmeli…” denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmiştir.
Dava, 6831 sayılı Kanunun 11. maddesine göre tapu kaydına dayalı olarak açılan orman kadastrosunun iptali istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu Kabasakal Köyünde 26.11.2001 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
Davalı taşınmazın bir bölümüne ilişkin olarak M. Köyü’nde 08.02.1999 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına göre, Asliye 1. Hukuk Mahkemesinin 1993/885 E. – 1994/711 K. sayılı kararı dayanak alınarak .. parsel sayısında tescil edilen dava konusu taşınmazın, orman sınırı dışında bırakılması istemine ilişkin olarak dava açıldığı, taşınmazın K. Köyü ile M. Köyü sınırında bulunduğu, temyiz incelemesi aşamasında alınan ek rapor ile .. sayılı parselin bir bölümünün M.Köyü .. ada.. parsel içinde mükerrer tescil edildiği belirtildiğinden, çekişmeli.. sayılı parselin tescil krokisi kapsamında kalıp kalmadığı tam olarak belirlenmemiştir.
Bu nedenle, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ile Kabasakal ve Memişli Köylerine ait birleşik kadastro paftası ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, Asliye 1. Hukuk Mahkemesinin 1993/885 E – 1994/711 K sayılı kararı dayanak alınan fen bilirkişi rapor ve eki krokisinde belirtilen nirengi noktaları ile açı ve mesafelere göre, davacı adına tesciline karar verilen taşınmazın yeri kesin olarak tespit edilerek Kabasakal ve Memişli Köylerine ait birleşik kadastro paftası üzerinde gösterilmeli, daha sonra fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği birleşik kadastro paftası ölçeğine, yine birleşik kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmelidir. Bu şekilde düzenlettirilecek kroki sonrasında, taraflar arasında kesin hüküm oluşturan Asliye 1. Hukuk Mahkemesinin 1993/885 E. – 1994/711 K. sayılı kararı dayanak alınan fen bilirkişi rapor ve eki krokisi kapsamında kalan taşınmaz bölümünün orman kadastro sınırı dışına çıkarılmasına karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 24.05.2013 gün ve 2012/107 – 329 sayılı hükmün BOZULMASINA, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması nedeniyle 1.100.-TL vekâlet ücretinin davalı Orman Yönetiminden alınarak davacıya iadesine 25/11/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.