Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/4593 E. 2014/10751 K. 18.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4593
KARAR NO : 2014/10751
KARAR TARİHİ : 18.12.2014

MAHKEMESİ : Alanya 2. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/11/2010
NUMARASI : 2009/972-2010/1003

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacılar, Mahmutlar Beldesi Ağalan Mevkiinde bulunan taşınmazlarının 1986 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları dışında olduğu halde, 2009 yılında 4999 sayılı Kanuna göre yapılan fennî hataların düzeltilmesi çalışmalarında orman sınırlarına uyulmayarak orman sınırları içerisine alındığını ileri sürerek, işlemin iptali istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne; 53. nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından yapılan düzeltme işleminin 167, 168 ve 169 numaralı orman sınır noktalarının davacıların taşınmazını çevreleyen bölümleri yönünden iptaline karar verilmiş, hüküm davalı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 6831 saylı Kanunun 4999 sayalı Kanun ile değişik 9. maddesi uyarınca yapılan fennî hataların düzeltilmesi çalışmasına itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, dava tarihinden önce 03.04.1986 tarihinde ilan edilip kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması; daha sonra 03.12.2009 tarihinde ilan edilen 6831 saylı Kanunun 4999 sayalı Kanun ile değişik 9. maddesi uyarınca fennî hataların düzeltilmesi çalışması bulunmaktadır.
Yörede arazi kadastrosu 2010 yılında yapılmış, sonuçları 25/06/2010 ilâ 26/07/2010 tarihleri asında ilân edilmiştir.
Çekişmeli taşınmaz bölümünün, Dairenin iade kararı üzerinde getirtilen orijinal kadastro paftasından, 750 ada 3 sayılı orman parseli içinde kaldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, fenni hataların düzeltilmesi işleminde kesinleşen orman tahdit sınırına uyulmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Şöyle ki; hükme dayanak alınan orman bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmaz bölümünün 1989 tarihli memleket haritasında yeşil renkli ve ibreli ağaç sembolü bulunan alanda kaldığı belirtilmiş olmasına rağmen, rapor ekindeki aplikeli memleket haritasında açık alanda gösterilmiştir. Orman bilirkişi raporu kendi içinde çelişkili olduğu gibi memleket hartalarının elde edildiği hava fotoğrafları uygulanmamış olması ve 2009 yılında yapılan fennî hataların düzeltilmesi işlemine ait çalışma tutanakları dosya içeresinde bulunmadığından orman bilirkişi raporu denetlenememektedir.
Bu nedenle; öncelikle, orman bilirkişisince uygulanan 1963 ve 1989 tarihli memleket haritasının elde edildiği hava fotoğrafları, kesinleşmiş orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulamaları ve 4999 sayılı Kanun uyarınca yapılan fennî hataların düzeltilmesine ilişkin tahdit tutanak ve haritaları ile 758 ada 1 sayılı mera parseli ile 750 ada 3 sayılı orman parseli ile birlikte itirazlı orman sınır noktalarında bulunan tüm parsellerin kadastro tutanak örneği ve dayanakları bulundukları yerden getirtilmeli, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde aynı iddia ile açılan davalar belirlenmeli, belirlenen tüm davaların birleştirilip birleştirilmeyeceği değerlendirilmeli; önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, 05.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren Orman Kadastro Teknik İzahnamesinin 36. maddesinde yazılı “Orman sınır nokta ve hatlarının arza uygulanmasında; tutanaklardan, orman kadastro haritalarından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon ve röper nokta ve krokilerinden yararlanılır. Sınırlama tutanakları, ölçü değerleri ve orman kadastro haritaları ile zemindeki durum arasında çelişki olduğunda, tutanaktaki kararlar ile orman sınır noktası ve hatlarının yazılı tarifleri esas alınmak suretiyle ölçü, harita ve zemin kontrolü yapılarak gerçek duruma uygun olanı uygulanır” hükmü ile 20/11/2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin “Teknik İşler” başlıklı Sekizinci Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama ve 4999 sayılı Kanunun uyarınca yapılan çalışmalara ilişkin tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, düzeltme işlemi yapılan ve dava açılan orman sınır noktaları ile değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon, 2/B madde uygulaması ve 4999 sayılı Kanun uyarınca yapılan çalışmalar ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu, aplikasyon, 2/B madde ve 4999 sayılı Kanun uyarınca oluşturulan haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita ve eski tarihli memleket haritası üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve açıklayıcı kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon, 2/B madde ve 4999 sayılı Kanun uyarınca yapılan çalışmalara ilişkin harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde, yukarıda anılan yönetmelik ve teknik izahnamede yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği ile aplikasyon veya 4999 sayılı Kanun uyarınca yapılan düzeltme işlemi ile kesinleşmiş orman kadastrosunun değiştirilemeyeceği nazara alınarak, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/12/2014 günü oy birliği ile karar verildi.