YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4580
KARAR NO : 2014/6666
KARAR TARİHİ : 19.06.2014
MAHKEMESİ : Kemaliye Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 31/10/2013
NUMARASI : 2012/25-2013/114
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında T. Köyü 171 ada 9 parsel sayılı 19600,66 m2 yüzölçümlü taşınmaz, belgesizden tarla niteliğiyle davalılar adına tesbit edilmiştir.
Davacı Hazine, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece, davanın reddi ile dava konusu taşınmazın tesbit gibi tesciline karar verilmiş, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 08.05.2012 tarih ve 2012/1057-6792 sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma ilâmında özetle; “Çekişmeli taşınmaz, kadastro sırasında belgesizden tesbit görmüş, Hazinenin Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasıyla açtığı davanın yargılaması sırasında davalı, sınırları Şarken ve Şimalen: yol, Garben: K. A. tarlası ve yol, Cenuben: dere olan 7082 m2 yüzölçümlü, Aralık 1945 tarih ve 70 sayılı tapu kaydına tutunmuştur. Dayanılan tapu kaydının bir sınırı metruk okuması nedeniyle (K.A. tarlası) değişir sınırlı olup miktarı ile geçerlidir. Bilindiği üzere kaçak ve yitik kişilerden kalan tapulu ve tapusuz taşınmazlar yasalar gereği Hazineye geçeceğinden kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği ile mülk edinilmelerine olanak yoktur. Her ne kadar; yerel bilirkişi ve tanıklarca kaydın batı sınırını oluşturan Kebapçı Artin tarlasının T. E. adına tesbit gören 171 ada 8 sayılı parsel olduğu belirtilmiş ise de, bu parsel kadastro sırasında belgesizden tesbit gördüğünden bu iddia kayıt ve belgelerle desteklenmediğinden soyut bir iddia olarak kalmıştır. Bu nedenle, dayanılan tapu kaydının miktarına itibar edilerek buna göre bir karar verilmelidir.” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucu davanın reddine, dava konusu T. Köyü 171 ada 9 parsel sayılı taşınmazın tesbit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre orman sınırlandırması yapılmış, taşınmaz orman sınırları dışında bırakılmıştır.
Mahkemece, bozma ilâmına uyularak davanın reddine karar verilmişse de, bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; dava konusu taşınmaz ait olduğu ileri sürülen tapu kaydı ile bu taşınmazın sınırında bulunan 171 ada 8 sayılı parsele ait olduğu sürülen tapu kayıtları keşifte uygulanmışsa da bu tapu kayıtları sınır olarak birbirini okumamaktadır. Davalının dayandığı ve Hazineden satış yolu ile Şükrü Yücel adına tescil edilen ve sınırları Ş. ve Ş.: yol, G. K. A. tarlası ve yol, Cenuben: dere olan 7082 m2 yüzölçümlü, Aralık 1945 tarih ve 70 sayılı tapu kaydının bir sınırı metruk okuması nedeniyle (K. A. tarlası) değişir sınırlı olup miktarı ile geçerlidir. Bilindiği üzere kaçak ve yitik kişilerden kalan tapulu ve tapusuz taşınmazlar yasalar gereği Hazineye geçeceğinden kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği ile mülk edinilmelerine olanak yoktur. Her ne kadar, yerel bilirkişi ve tanıklarca kaydın batı sınırını oluşturan Kebapçı Artin tarlasının T. E. adına tespit gören 171 ada 8 sayılı parsel olduğu belirtilmiş ve bozma ilâmı sonrasında davalı tarafından 171 ada 8 sayılı parsele ait olduğu ileri sürülen Haziran 1952 tarih ve 59 sıra nolu tapu kaydının dava konusu taşınmaza komşu olan 171 ada 8 sayılı parsele ait olduğu bilirkişilerce belirtilmişse de; bu iki tapu kaydı sınır olarak birbirini okumadığından davalının iddiası soyut bir iddia olarak kalmıştır. Bu nedenle, dayanılan tapu kaydının miktarına itibar edilerek buna göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan yön gözetilmeksizin, yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 19/06/2014 günü oybirliği ile karar verildi.