Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/4565 E. 2014/9019 K. 31.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4565
KARAR NO : 2014/9019
KARAR TARİHİ : 31.10.2014

MAHKEMESİ : Mazıdağı Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/01/2014
NUMARASI : 2013/117-2014/4

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yörede 2009 yılında yapılan kadastro sırasında A. Köyü 156 ada 2 parsel sayılı 9659 m² yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliği ile köy tüzel kişiliği; 102 ada 1 sayılı parsel 937 hektar 8722 m² yüzölçümündeki taşınmaz ise orman niteliği ile Hazine adına tesbit ve tapuya tescil edilmiştir.
Davacı, taşınmazların bir bölümünde zilyet olduğu iddiasıyla dava açmış, mahkemece yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davacı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 11/06/2013 tarih ve 2013/ 2158 – 6515 sayılı kararı bozulmuştur. Hükmüne uyulan bozma ilâmında kısa karar ile gerekçeli kararın çelişkili olmasının usûl ve kanuna aykırı olduğu belirtilmiştir.
Mahkemece, bu kez davanın kısmen kabulüne, 156 ada 2 sayılı parselin köy tüzel kişiliği adına olan tapusunun iptaliyle davacı adına tapuya tesciline, 102 ada 1 sayılı parsele yönelik davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından 102 ada 1 sayılı parselle ilgili olarak temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır.
Mahkemece çekişmeli yerin 5304 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılan orman kadastrosunda orman sınırları içinde kaldığı, ayrıca, terk edilmiş olduğu gerekçesiyle hüküm kurulmuşsa da bu hüküm usûl ve kanuna aykırıdır.
Anayasa Mahkemesi tarafından 22.05.2013 tarih ve 2012/108 E. – 2013/64 K. sayılı kararı ile 31.08.1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun, 05.11.2003 tarihli ve 4999 sayılı Orman Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 6. maddesiyle değiştirilen 11. maddesinin birinci fıkrasının “Bu müddet içinde itiraz olmaz ise komisyon kararları kesinleşir. Bu süre hak düşürücü süredir.” biçimindeki üçüncü ve dördüncü cümlelerinin Anayasa’nın 13, 35 ve 36. maddelerine aykırı görülerek iptallerine karar verilmiştir. Karar 12.07.2013 tarihli Resmî Gazetede yayımlanmış, yayımdan itibaren 6 ay sonra yürürlüğe gireceği düzenlenmiş olup, 13.01.2014 günü itibariyle yürürlüğe girmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra 26.2.2014 tarihli ve 6527 sayılı “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” 1.3.2014 tarih ve 28928 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe girmiş ve 6527 sayılı Kanunla, 31/08/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 11. maddesinin somut davayı ilgilendiren birinci fıkrası, “Orman kadastro komisyonlarınca alınan kararlara ilişkin düzenlenen tutanak ve haritalar askı suretiyle otuz gün süre ile ilân edilir. Bu ilân ilgililere şahsen yapılan tebliğ hükmündedir. Tutanak ve haritalara karşı itirazı olanlar; askı tarihinden itibaren otuz gün içinde kadastro mahkemelerinde, kadastro mahkemesi olmayan yerlerde kadastro davalarına bakmakla görevli mahkemelerde dava açabilirler. İlân süresi geçtikten sonra, dava açılmayan kararlara ilişkin düzenlenen tutanak ve haritalar kesinleşir. Orman kadastro komisyonlarınca düzenlenen tutanak ve haritaların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukukî sebeplere dayanarak Hazine hariç itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” şeklinde değiştirilmiştir.
Getirilen bu yeni düzenlemeye göre, tutanak ve haritaların kesinleştiği tarihten itibaren on yıllık süre içerisinde tapuya dayalı olsun veya olmasın kadastrodan önceki sebeplere dayalı olarak dava açılabileceğinden temyize konu dava aynı zamanda orman kadastrosuna itiraz davası niteliği taşımaktadır. Bu sebeple yörede 5304 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılan orman kadastrosu kesinleşmiş sayılamayacağından uyuşmazlığın çözümünde yöreye ait eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarının esas alınması gereklidir.
Mahkemece yöntemince yapılan araştırmaya göre 102 ada 1 parsel içinde kalan 17990.64 m² yüzölçümündeki yerin eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarında orman sayılmayan alanda kaldığı belirlenmiştir. Dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar ise bu yerin murislerine ait iken intikalen davacıya kaldığını, öncesinde bu kişilerce kullanılırken 1988 – 1989 yıllarında terör nedeniyle terk edildiğini açıklamışlardır. Bu durum karşısında iradi bir terkten de söz edilemez. Değinilen yönler gözetilerek 102 ada 1 sayılı parselde fen bilirkişisi tarafından (A) harfi ile gösterilen 17990.64 m²’lik bölümün tapusunun iptaliyle davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken, aksi görüşle reddi yolunda hüküm kurulmuş olması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 31/10/2014 günü oy birliği ile karar verildi.