Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/4557 E. 2014/9245 K. 07.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4557
KARAR NO : 2014/9245
KARAR TARİHİ : 07.11.2014

MAHKEMESİ : Kozan 1.Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 11/02/2014
NUMARASI : 2013/36-2014/6

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

1963 yılında yapılan kadastro tesbit çalışmalarında İ. İlçesi, D. Köyü, K. Mevkiinde bulunan ..parsel, 59300 m2 yüzölçümüyle Mart 1317 tarih 18 numaralı tapu kaydı ve 105 numaralı vergi kaydı nedeniyle Hazine adına tespit edilmiş; F. G. tarafından tespite itiraz edilmesi üzerine, mahkemece; tespitin muhtar ve en az üç yerel bilirkişi tarafından yapılması gereğine uyulmaması nedeniyle tutanak ve eklerinin Tapulama Komisyonuna iadesine karar verilmiş, komisyon tarafından bu kez, davalılar adına tespit yapılması üzerine Hazine, 07/06/1996 tarihli dilekçesiyle, taşınmazın Hazineye ait Mart 1317 tarih 18 numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığı iddiasıyla, tesbitin iptali ve Hazine adına tescili talebiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın reddi, tespit gibi tescili yolunda verilen karar, Hazine tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 18.03.2002 gün ve 10565-1955 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Davalı tarafın dayandığı Temmuz 1289 tarih 138 sayılı tasdiksiz yoklama kaydında adı geçen Veli Bin Hasan ile davalılar arasındaki miras ilişkisini gösterir mirasçılık belgesi veya nüfus kayıtları getirtilmemiştir. O halde, davalı tarafın dayandığı Temmuz 1289 tarih 138 sayılı tasdiksiz yoklama kaydında malik olarak görülen V. B. H. ile davalıların miras ilişkisini gösterir mirasçılık belgesi istenmeli, yoksa nüfus kayıtları getirtilerek kadastro davasında kullanılmak üzere kadastro hâkimi tarafından mirasçılık belgesi düzenlenmeli, ondan sonra toplanan delillere göre karar verilmelidir. “denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, taşınmazın davalılar tapusu kapsamında kalmadığı, Hazine tapusu kapsamında kaldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamından yörede orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı anlaşılamamaktadır.
Mahkemece; davalıların dayandığı tapu kayıtlarının taşınmaza uymadığı, komşu parseller dava konusu yeri Ahmet okuyorsa da (davalıların babası) davalıların dayandığı Temmuz 1289 tarih 138 numaralı tapu kaydının komşu parselleri okumadığı, kayıt maliki V.B. H. ile mirasçılar arasındaki ilişkinin, V. B.H.’ın nüfus kaydı bulunamadığından ve Kozan Asliye Hukuk Mahkemesinde davalıların dedelerinin isim tespiti için de açılan 2004/29 sayılı dava da reddedildiğinden kurulamadığı, taşınmazın Mart 1317 tarih 18 numaralı Hazine tapusu kapsamında kaldığı gerekçesiyle karar verilmişse de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
Şöyle ki; davalıların dayandığı Temmuz 1289 tarih 138 numaralı tasdiksiz yoklama kaydı 80 dönüm yüzölçümlü olup sınırları A. T., M..’tir. Hazine tapusu ise 280000 dönüm yüzölçümlü, sınırları H. T., İ.nun Ç. suyu, C. Nehri olup yerel bilirkişiler bu sınırlar içinde 20 köyün kaldığını bildirmişlerdir. Komşu.. parselde de Hazine aynı tapu kaydına dayanmış, Kozan Tapulama Hakimliğinin 1987/12-1981/234 sayılı kararıyla .. parseli kullanan kişilere ait Temmuz 1289 tarih 158 numaralı tasdiksiz yoklama kaydına üstünlük verilerek tapu miktarı kadar olan bölümün gerçek kişiler; miktar fazlası kısmın ise Hazine adına tesciline ilişkin karar, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 03/05/1982 gün ve 1311-5559 sayılı kararıyla onanmıştır.
Tasdiksiz yoklama kayıtlarının, tapu kaydı niteliğinde olmayıp, zilyetliği gösterir belge niteliği taşıdığı açıktır. Yerel bilirkişi ve tanıklar, taşınmazları davalılardan başka kullanan olmadığını açıkladıkları halde, Hazine tapusuna üstünlük tanınmış, uzman bilirkişi krokilerinde Hazinenin tapu kaydının sınırları gösterilmeden, tüm kayıtlar tedavülleriyle birlikte Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Dairesi Başkanlığından getirtilmeden karar verilmiştir. Bozma kararı gerekleri yerine getirilmeden eksik inceleme, araştırma ile karar verilemez. Bundan ayrı, taşınmazın yakınlarında orman olup olmadığı, yörede orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı yönlerinden hiçbir araştırma yapılmadığı ve bu konuda talep de olmadığı halde, taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmiştir.
Sağlıklı sonuca ulaşabilmek için, tarafların dayandığı kayıtlar, tüm tedavülleri ve varsa krokileri ile birlikte Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Dairesi Başkanlığından getirtilmeli, yörede orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı araştırılmalı, yapılmış ve kesinleşmişse orman kadastro haritası, işe başlama, çalışma ve askı ilân tutanakları; orman kadastrosu hiç yapılmamış veya henüz kesinleşmemişse yöreye ait en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planı bulunduğu yerlerden getirtilip, yeniden belirlenecek yerel bilirkişi kurulu, tarafların ilk listelerinde bildirdikleri tanıkları, ziraat, orman ve fen bilirkişi eşliğinde yeniden keşif yapılmalı, yukarıda sözü edilen kayıt ve belgeler yerel bilirkişi ve tanıklar yardımıyla yöntemince uygulanarak, taşınmazın ormanla ilişkisi belirlenmeli, davacı Hazineden orman olarak tescil talebi bulunup bulunmadığı sorulmalı, fen bilirkişi rapor ve krokisinde dayanılan kayıtlardaki sınırların gösterilmesi sağlanmalı, zilyetliğin hangi sıfatla kim tarafından veya kimin adına, hangi tarihler arasında ve ne şekilde sürdürüldüğü hususları tespit edilmeli, ziraat uzmanından taşınmazdaki toprak yapısı, bitki örtüsü ve varsa ağaçların sayısı, yaşı, kapalılık oranı, hâkim bitki türünün ne olduğu, toprağının orman toprağı olup olmadığı konusunda rapor alınmalı, tasdiksiz yoklama kayıtlarının tapu kaydı niteliğinde değil, zilyetliği gösterir belge niteliği taşıdığı gözönüne alınmalı, komşu parsel tutanaklarından ve dava sonucu kesinleşenlerin dava dosyalarından yararlanılmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/11/2014 günü oy birliği ile karar verildi.