YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4539
KARAR NO : 2014/9161
KARAR TARİHİ : 06.11.2014
MAHKEMESİ : Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/09/2013
NUMARASI : 2010/799-2013/546
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı N.. K.. ve Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği T. İlçesi, M. Köyünde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda davacı tarafından imar ve ihya ile zilyetlik olgularının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davacının davasının reddine; Hazinenin tescil isteminin kabulüyle bilirkişi krokisinde sarı renkle gösterilen 12765.61 m²’lik taşınmazın Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine tarafından lehlerine vekâlet ücreti takdir edilmesi gerektiği; davacı tarafından ise kararın usûl ve kanuna aykırı olduğu iddia edilerek temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1976 yılında seri bazda orman kadastrosu ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde uygulamaları yapılmış, sonuçları 18/04/1977 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir. Daha sonra 2006 yılında 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre 2. madde gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılan yerlerde kullanıcı ve muhdesat sahiplerinin belirlenmesi çalışmaları yapılmış, sonuçları 31/05/2010 – 30/06/2010 tarihleri arasında ilân edilmiştir.
Genel arazi kadastrosu işlemi ise 1976 yılında yapılmış, çekişmeli yer çalılık olarak tapulama harici bırakılmıştır. İşlemin kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
Çekişmeli yere komşu bulunan … sayılı parselin dayanağı olan Ağustos 1306 tarih, 33 numaralı tapu kaydı dosyaya getirtilerek yerel bilirkişi eliyle uygulanıp çekişmeli yer yönünün ne olarak okuduğu denetlenmemiş; … sayılı parsellere ait kadastroca oluşan tapu kayıtları getirtilmişse de tespit tutanakları ve dayanakları getirtilerek uygulanmamıştır.
3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde düzenlenen kısıtlamalar yönünden yalnızca Yazı İşleri Müdürlüklerinden araştırma yapılmışsa da tapu ve ilgili kadastro müdürlüğünden araştırma yapılmamıştır.
Taşınmaz başında dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklardan bir tanesi davacı Mersin’de oturduğu için taşınmazı yaklaşık 15 yıldır kullanılmadığından söz etmiş, diğerleri bu yolda bir anlatımda bulunmamışlardır. Mahkemece bu durum aydınlığa kavuşturulup; kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğini kesintiye uğratan terk niteliğinde olup olmadığı, iradî olarak terk edilip edilmediği üzerinde durulmamıştır.
Tarım bilirkişisi, taşınmazı (A1) ve (A2) bölümleri olarak inceleyip, (A1) bölümünün % 8 – 10; (A2) bölümünün ise % 20 – 25 eğimli, aşılı zeytinlik olduğunu bildirmesine karşın ağaçların aşı yaşlarını açıklamamıştır. Fen bilirkişisi, krokisinde (A1) ve (A2) ile işaretli bölümleri göstererek miktarlarını açıklamamıştır.
Orman bilirkişisi, taşınmazın 1957 bütünlemeli 1960 tarihli memleket haritası ile 1995 tarihli memleket haritasında ve 1969 tarihli hava fotoğrafında çalılık alanda kaldığını açıklamış, bu belgelerdeki konumunu göstermediği gibi taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kaldığını açıklamasına rağmen, orman kadastro tutanakları ile denetleme yapılmadığından rapor hüküm kurmaya elverişli değildir.
6831 sayılı Kanunun 1/J maddesinde “funda veya makilerle örtülü orman ve toprak muhafaza karakteri taşımayan yerlerin orman sayılmayacağı hükme bağlanmış olmakla birlikte, maddenin karşı anlamından orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan çalılık, fundalıklarla örtülü yerlerin orman sayılacağı açıktır. Bilimsel yönden eğimi % 12’nin üzerinde olan taşınmazların toprak muhafaza karakteri taşıdığı kabul edildiği gibi 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/P maddesinde % 12’den fazla eğimli olan maki ve fundalık yerlerin toprak muhafaza karakteri taşıyacağı ve 26/j maddesinde bu tür yerlerin orman olarak sınırlandırılmasının zorunlu olduğu ve aynı maddenin ikinci fıkrasında bu yerler orman rejimine girdiğinden herhangi bir nedenle orman kadastrosu sınırlarının dışında bırakılmış olmasının orman olma niteliğini ortadan kaldırmayacağı ve 4999 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 7. maddesi gereğince de herhangi bir nedenle sınırlama dışı bırakılmış orman olması nedeniyle her zaman orman sınırları içine alınabileceği hükme bağlanmıştır. Yine, “6831 sayılı Orman Kanununa göre Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmelik”in (o) bendinde maki ve funda kavramı açıklanmış olup “Maki ve funda Kserofil bünyeli, herdem yeşil, sert ve çoğu zaman dikenli yapraklı ağaçcıkların teşkil ettiği bitki formasyonudur.
Yurdumuzda makiler; Mersin (Myrtus Communis), Defne (Laurus nobilis), Sandal (Arbutus andrachne), Kocayemiş (Arbutus unedo), Pırnal Meşesi (Quercus ilex), Kermes Meşesi (Quercus coccifera), Katran Ardıcı (Juniperus oxycedrus), Katır Tırnağı (Spartium junceum), Kurtbağı (Ligustrum vulgare), Keçiboğan (Calicotome spinosu), Erguvan (Cercissiliquastrum), Tesbih çalısı (Styrax officinalis), Karaçalı (Paliurus acueleatus), Herdemtaze (Ruscus acuelatus), Keçiboynuzu (Ceratonia siliqua), Peruka çalısı (Continus coggygria), Akçakesme (Phillyrea media), Geniş Yapraklı Akçekesme (Phillyrea latifolia), Menengiç (Pistacia terebinthus), Sakız (Pistacia lenttiscus), Boyacı sumağı (Rhus cotinus), Yabani Zeytin – Delici (Olea evropea var. Oleaster), Kokarçalı (Anagyris foedita), Zakkum (Nerium oleander), Pembe çiçekli Laden (Cistus creticus), Beyaz çiçekli laden (Cistus salvifolius), Tüylü Laden (Cistus villiosus), Badem Yapraklı Ahlat (Pyrus amygdaliformis), Yabani kuşkonmaz (Asparagus acurtifolius) ve benzeri bitkiler olarak bulunur.
Funda; ağaç fundası (Erica arborea) ve pembe çiçekli funda (Erica verticillata), Erica cinsi bitkilerdir.” hükmü yer almaktadır. Çekişmeli taşınmazda yer aldığı belirlenen yabani zeytin ağaçları da funda ve maki kavramı içinde yer aldıklarından uyuşmazlığın, değinilen hükümler çerçevesinde giderilmesi gereklidir. Bu nedenle, mahkemece önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman yüksek mühendisi, bir ziraat mühendisi, bir fen elemanı ve yerel bilirkişiler yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, kesinleşen orman kadastrosuna ait harita ve tutanaklar yöntemince uygulanmalı; kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek açıklayıcı kroki düzenlettirilmeli, yapılacak uygulamada orman kadastro haritası ile tutanaklar arasında çelişki bulunması halinde hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmelidir. Taşınmazın orman sınırları dışında kaldığının belirlenmesi halinde ise eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planı çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli;
orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ve hava fotoğrafının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotoğrafı ölçeğine çevrildikten sonra, bu haritalar komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, memleket haritasındaki rumuzlar ve hava fotoğrafları incelenerek yapraklı ağaçların cinsi belirlenmeli, memleket haritasındaki münhanilerin sayıları, yani yükseklik farkları ile bu yükseklik farklarının teşkil ettiği açıların tanjantları esas alınıp meyil ölçer (klizimetre) ile ölçümleri yapılıp gerçek eğimleri belirlenmelidir. Eğimi % 12’yi aşan ve aşmayan bölümleri ile aşılı zeytin ağaçlarının aşı yaşları belirlenmeli, komşu parsel tutanakları ve dayanakları yöntemince uygulanmalı, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi gereğince tapu ve ilgili kadastro müdürlüğünden araştırma yapılmalı, yerel bilirkişi ve tanıkları ayrıntılı olarak dinlenip iradi terk olup olmadığı, terk tarihine kadar kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı saptanmalı ve oluşacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Ayrıca, bu tür bir davada Toroslar Belediye Başkanlığının da taraf olarak davada yer alması; Hazine lehine vekalet ücreti takdirinin gerektiği de düşünülmelidir. Kabüle göre ise, Hazine adına tescile karar verilen yerin niteliğinin kararda belirtilmemiş olması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı N.. K.. ile davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 06/11/2014 günü oy birliği ile karar verildi.