YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4371
KARAR NO : 2014/6169
KARAR TARİHİ : 09.06.2014
MAHKEMESİ : Zonguldak 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/02/2014
NUMARASI : 2013/247-2014/88
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Orman Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yörede 1967 yılında yapılan arazi kadastrosu sırasında, E. Köyü 604 parsel sayılı 960 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarlalı ahşap ev niteliğiyle 1217 tahrir nolu vergi kaydı uygulanarak, H. B. adına tesbit edilmiş, Tapulama Komisyonunun 13.06.1972 tarihli kararı ile orman sayılan yerlerden olduğundan tapulama harici bırakılmasına karar verilmiş, bu karar kesinleşerek, 29.03.1974 tarih ve 253 yevmiye numarası ile tapu kütüğüne işlenerek tapulama harici bırakılmıştır.
Davacılar, 06.07.2012 tarihli dava dilekçesi ile, taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle adlarına tescili istemi ile kadastro mahkemesinde dava açmışlar, dosya görevsizlik kararı ile Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir.
Mahkemece davanın kabulü ile, davaya konu Zonguldak Merkez, E. Beldesi, 604 sayılı parselin kadastro tesbitinin iptali ile, bilirkişi Y. Ç.’ın 16/01/2014 tarihli rapor ve ekli krokisinde 604 parsel olarak gösterilen 1031,04 m²’lik alanın 1/2 hissesinin davacı M. B., 1/2 hissesinin de davacı K.. B.. adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, Medeni Kanunun 713. maddesi gereğince açılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Yörede 1971 yılında seri bazda yapılan orman kadastro çalışması ile 20.12.1988 tarihinde yapılarak kesinleşen orman tahdidi ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Dava, tapusuz taşınmazın tesciline ilişkin olup, Türk Medenî Kanununun 713/3’deki “Tescil davası, Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı açılır.” hükmü gereğince, Hazine ve çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerdeki köy veya belediye tüzel kişiliği davaya dahil edilmeden ve usûlüne uygun taraf oluşturulmadan karar verilmesi ve 713/4. maddesinde yer alan “Davanın konusu, mahkemece gazeteyle bir defa ve ayrıca taşınmazın bulunduğu yerde uygun araç ve aralıklarla en az üç defa ilân olunur.” hükmü gereğince, kanunî ve zorunlu ilânlar yapılmadan karar verilmesi, kanunun âmir hükmüne aykırı olup, bozma nedenidir.
Hükme esas alınan orman bilirkişi raporunda, memleket haritası ile kadastro paftası ölçekleri eşitlenerek tüm pafta memleket haritası üzerine aktarılmadığı için ve memleket haritasının yapımına esas alınan hava fotoğrafları incelenmediği için, bu rapor taşınmazın orman niteliğini belirlemede yeterli değildir. Ayrıca, dava 2012 yılında açıldığına göre, dava tarihinden geriye doğru 20 yıllık zilyetlik süresinin tesbiti için, 1986 ilâ 1992 yılları arasındaki hava fotoğraflarının da incelenmesi ve taşınmazdaki zilyetliğin hangi tarihte başladığının tesbiti gerekir. Bu nedenle; 1986 – 1992 yılları arasındaki hava fotoğrafları incelenmediği için kullanım olup olmadığı saptanmamış, ziraat bilirkişisi tarafından toprak analizleri yapılmadığı için kaç yıllık tarım arazisi olduğu açıklığa kavuşturulmadan ve zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının davacı yararına oluşup oluşmadığı belirlenmeden karar verilmiştir. Ayrıca, dava konusu taşınmazın komşu parsellerine ait tapu kayıtları, kadastro tutanak örneği ve dayanağı belgeler, tescil ilâmı ile oluşmuş ise tescil dosyası getirtilerek, taşınmaz yönünü ne olarak okuduğu saptanmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, öncelikle yukarıda belirtildiği şekilde taraf teşkili sağlanarak, dava konusu taşınmazın bulunduğu yere ait 1960, 1984 ve 2001 tarihli memleket haritalarının yapımına esas alınan hava fotoğrafları ve 1986 – 1992 tarihleri arasındaki hava fotoğrafları getirtilerek, önceki bilirkişiler dışında bir orman, bir fen ve bir ziraat bilirkişisi yardımıyla mahkemece yeniden yapılacak keşifte; orman bilirkişi tarafından hava fotoğrafları incelenerek, dava tarihinden geriye doğru 20 yıl önceki hava fotoğraflarında taşınmazın tarımsal amaçlı kullanılıp kullanılmadığı araştırılarak, hava fotoğrafları ve memleket haritaları ile pafta çakıştırılarak taşınmazın gösterildiği, denetime elverişli açıklamalı rapor düzenlenmeli, ziraat bilirkişisi tarafından taşınmazın toprak örnekleri alınıp, bilimsel analizleri yapılarak kaç yıldır tarımda kullanıldığı konusunda rapor alınmalı, taşınmazın her bir bölümünün toprak yapısı ve üzerindeki ağaçların yaşı, cinsi, dağılımı, tarım bitkileri yetiştirilip yetiştirilemeyeceği, hangi tür tarım bitkileri yetiştirilmesine uygun olduğu ayrıntılı açıklanmalı, komşu parsel kayıtları uygulanarak taşınmaz yönünü ne olarak gösterdiği araştırılmalı, 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen ikinci fıkrası hükümleri gözetilerek yapılacağı düşünülerek, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları ve satın alınan kişiler yönünden aynı çalışma alanı içinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu ve ilgili kadastro müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, dava konusu taşınmazın sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda (5403 sayılı Kanunun 3/j maddesi ile Taşınmaz Malların Sınırlandırma Tesbit ve Kontrol İşleri Hakkındaki Yönetmeliğin değişik 10. maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine göre, sulu tarım arazisi: tarım yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler olarak açıklandığından) ziraat mühendisinden kanunun amacına uygun rapor alınmalı, Medenî Kanunun 713/4 maddesindeki yasal ilânlar yapılmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Orman Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 09/06/2014 günü oy birliğiyle karar verildi.