YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4368
KARAR NO : 2014/6030
KARAR TARİHİ : 03.06.2014
MAHKEMESİ : Ordu Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 17/07/2013
NUMARASI : 2004/18-2013/165
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi ve davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında A.Köyü … ada 2 parsel 4622 m2 yüzölçümünde fındık bahçesi niteliğiyle H.. K..; 135 ada 13 parsel 7589 m2 yüzölçümüyle fındık bahçesi niteliğiyle Ö.. G..; 140 ada 17 parsel 10959 m2 yüzölçümüyle fındık bahçesi ve ahşap ev niteliğiyle 2/B madde uygulaması ile orman sınırı dışına çıkarılması nedeniyle ile Hazine adına tesbit edilmiştir.
Davacı Orman Yönetimi; 140 ada 17 parsel sayılı taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu, davacı H.. G..; 17 parselin kendilerine ait Temmuz 1996 tarih 2 numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığı, davacı Z.. M..; kendilerine ait 33 parselin yüzölçümünün eksik ölçüldüğü, 2 ve 13 parsellerin bir bölümünün kendi zilyedliklerinde olduğu iddiasıyla dava açmışlar, davalar birleştirilmiştir.
Mahkemece, Orman Yönetiminin davasının kısmen kabul kısmen reddine,
H.. G..’in davasının kısmen kabul kısmen reddine,
140 ada 17 numaralı parselin kadastro tutanağının iptali ile fen bilirkişisi Sefa Gürsoy’un 01/07/2013 havale tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile işaretli 4944,36 m2 kısmın orman niteliğiyle Hazine adına; (C) harfi ile işaretli 5503,29 m2 kısmın H.. G.. adına tapuya kayıt ve tesciline,
(B) harfi ile işaretli kısmın kadastro tesbit tutanağındaki gibi tapuya kayıt ve tesciline,
Davacı Z.. M.. A.Ş’nin davasının reddine,
135 ada 2 ve 13 numaralı parsellerin kadastro tutanağınındaki gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi ile davalı Hazine tarafından 17 parsele yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun 4. maddesine göre 2000 yılında yapılıp kesinleşmeyen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır.
Mahkemece yapılan araştırma inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; hükme esas alınan uzman bilirkişi kurulu raporunda, temyize konu 17 parsel sayılı taşınmazın 1960 tarihli memleket haritasında (A) bölümünün orman sayılan yerlerden olduğu; (B) bölümünün 2/B ‘ye ayrılması gerektiği; (C) bölümünün ise orman sayılmayan yerlerden olduğunun belirtilmesi üzerine yazılı şekilde karar verilmişse de; dosyada orman kadastrosunun ne zaman yapıldığı, kesinleşip kesinleşmediği konularında bir bilgi bulunmadığından ve orman kadastro haritasının uygulanmasına dayalı olarak herhangi bir araştırma yapılmamış olduğundan Dairenin 11.02.2014 tarihli geri çevirme kararı ile bu konularda bilgi ve ek rapor hazırlanması istenmiştir. Bunun üzerine hazırlanan 09.05.2014 tarihli ek raporun incelenmesinde, bu kez çekişmeli taşınmazın (A, B ve C) bölümlerinin tamamının geometrik şekillerinin ve yüzölçümlerinin değişmiş olduğu anlaşılmıştır. Bilirkişiler bu durumu, orman kadastro haritasının sayısallaştırılarak aplike edilmesinden kaynaklandığını açıklamışlardır. Bu durumda mahkemece hükme esas alınan raporla, ek rapor arasında çelişki oluşmuş olup, çelişki yöntemince giderilmeden karar verilemez.
O halde; mahkemece yeniden yapılacak keşifte, dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile önceki keşiflerde uygulandığı bildirilen 1960 tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ve 2000 yılında yapılıp kesinleşmeyen orman kadastro haritası birbiri üzerine aplike edilmeli, hava fotoğrafları steroskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin tüm belgelerde ne şekilde görüldüğü ayrı ayrı belirlenmeli, 2/B alanında kalan bölüm varsa, 2/B uygulamasının kesinleşmediği gözönünde bulundurularak, taşınmazın orman bütünlüğünü bozmama, su ve toprak rejimine ve çevresindeki ekosistemlerin tüm öğeleriyle kendisini yenileyebilme gücüne zarar vermeme, ormancılık çalışmalarının etkenlik, verimlilik ve karlılık düzeylerini düşürmeme, taşınmaz üzerinden insan elinin çekilmesi ve olduğu gibi bırakılması halinde yeniden orman haline dönüşüp dönüşemeyeceği gibi koşulları birlikte değerlendirip, hangi doğal olaylar ve eylemler sonucu bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybettiği ya da etmediği konularında rapor alınmalı, taşınmazın sınırlarındaki 14, 15, 18, 19 ve 22 sayılı parsellerin kadastro mahkemesinin 2009/19 ve 2013/34 sayılı dosyalarında orman niteliği ile Hazine adına tescil edilip kesinleştiği düşünülmeli, 17 sayılı parselin tespitine esas alınan, davacı H.. G..’in tutunduğu Temmuz 1996 tarih 25 numaralı tapu kaydının taşınmaza uyduğu ve kadastroda da 17 parsele revizyon gördüğü anlaşılmaktaysa da; ilk oluşumundan itibaren getirtilmediğinden; kayıt ilk oluşumundan itibaren getirtilip, ilk sınırları ve yüzölçümü ile uygulanmalı, sonradan Asliye Hukuk Mahkemesinin 1955/1616-1033 sayılı kararıyla miktar artırıldığından buna ilişkin karar getirtilip, Hazine ve Orman Yönetiminin taraf olup olmamasına göre, miktar artışına değer verilip verilmeyeceği düşünülmeli, tapu kapsamında kalan yer varsa 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince orman içi açıklık olmayacağı düşünülmeli, bundan sonra elde edilecek delillere göre karar verilmelidir.
Kabule göre de; kadastro hâkiminin düzenli sicil oluşturma görevi nedeniyle, taşınmazın kadastro tespitlerinin iptaline karar verilmesi gerekirken, tutanağın iptaline karar verilmiş olması da doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile usûl ve kanuna uygun olmayan hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 03/06/2014 günü oy birliğiyle karar verildi.