YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4360
KARAR NO : 2014/6227
KARAR TARİHİ : 09.06.2014
MAHKEMESİ : İnebolu Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 12/05/2011
NUMARASI : 1998/2-2011/28
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı E.. E.. vekili ve davalılardan Orman Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında T. Köyü 118 ada 4, 10, 23, 29 ve 86 sayılı, sırasıyla 7262,00 m²; 119,00 m²; 4039,00 m²; 10576,00 m² ve 9,00 m² yüzölçümündeki taşınmazlar hakkında malikleri farklı olan birden fazla tapu kayıtlarının bulunduğu ve bu tapu kayıtlarının hudutları itibariyle birbirinin içinde kaldığı, tapu kayıtları sınırlarının ayrı ayrı kesin olarak gösterilemediği belirtilerek, 3402 sayılı Kanunun 10. maddesinin son fıkrası gereğince malik ve sınırlarının kadastro mahkemesince belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle malik haneleri açık bırakılarak kadastro mahkemesine gönderilmiştir.
Mahkemece, T. Köyü, Tepe Mevkii 118 ada 86 parsel numaralı taşınmazın pilon yeri vasfı ve 9,00 m² yüzölçümü ile E.. E.. Genel Müdürlüğü adına müstakilen tapuya kayıt ve tesciline,
118 ada 4 parsel numaralı taşınmazın tarla vasfı ve 7262,00 m² yüzölçümü ile, 2/12 hissesinin Ahmet oğlu, 1934 doğumlu, K.. P.., 2/12 hissesinin Ahmet kızı, 1936 doğumlu, Z.. N.., 2/12 hissesinin Ahmet oğlu, 1942 doğumlu, H.. P.., 2/12 hissesinin Ahmet oğlu, 1945 doğumlu, C.. P.., 2/12 hissesinin Ahmet oğlu, 1950 doğumlu, S.. P.., 1/12 hissesinin Mahmut kızı, 1984 doğumlu, Ö.. Ç.., 1/12 hissesinin Halil İbrahim oğlu, 1965 doğumlu, S.. U.., adlarına “E.. E.. Genel Müdürlüğü lehine 845,27 m² irtifak hakkı vardır” şerhi verilmek suretiyle tapuya kayıt ve tesciline,
118 ada 10 parsel numaralı taşınmazın tarla vasfı ve 119,00 m² yüzölçümü ile; 2/12 hissesinin Ahmet oğlu, 1934 doğumlu, K.. P.., 2/12 hissesinin Ahmet kızı, 1936 doğumlu, Z.. N.., 2/12 hissesinin Ahmet oğlu, 1942 doğumlu, H.. P.., 2/12 hissesinin Ahmet oğlu, 1945 doğumlu, C.. P.., 2/12 hissesinin Ahmet oğlu, 1950 doğumlu, S.. P.., 1/12 hissesinin Mahmut kızı, 1984 doğumlu, Ö.. Ç.., 1/12 hissesinin Halil İbrahim oğlu, 1965 doğumlu, S.. U.., adlarına tapuya kayıt ve tesciline,
118 ada 23 parsel numaralı taşınmazın tarla vasfı ve 4039 m² yüzölçümü ile; 2/8 hissesinin Ahmet kızı, 1929 doğumlu, F.. K.., 1/8 hissesinin Hakkı kızı, 1953 doğumlu, M.. A.., 1/8 hissesinin Hakkı oğlu, 1956 doğumlu, N.. K.., 1/8 hissesinin Hakkı kızı, 1957 doğumlu, M.. Ç.., 1/8 hissesinin Hakkı oğlu, 1963 doğumlu, R.. K.., 1/8 hissesinin Hakkı oğlu, 1966 doğumlu, M.. K.., 1/8 hissesinin Hakkı oğlu, 1972 doğumlu, A.. K.., adlarına “E.. E.. Genel Müdürlüğü lehine 497,83 m² irtifak hakkı vardır” şerhi verilmek suretiyle tapuya kayıt ve tesciline, 118 ada 29 parsel numaralı taşınmazın tarla vasfı ve 10576 m² yüzölçümü ile; 7/21 hissesinin Numan kızı, 1947 doğumlu, H.. D.., 7/21 hissesinin Numan oğlu, 1951 doğumlu, M.. Ö.., 1/21 hissesinin Muhittin oğlu, 1964 doğumlu, O.. K.., 1/21 hissesinin Muhittin oğlu, 1965 doğumlu, S.. K.., 1/21 hissesinin Muhittin oğlu, 1969 doğumlu, H.. K.., 1/21 hissesinin Muhittin kızı, 1971 doğumlu, R.. B.., 1/21 hissesinin Muhittin kızı, 1974 doğumlu, E.. A.., 1/21 hissesinin Muhittin kızı, 1977 doğumlu, F.. B.., 1/21 hissesinin Muhittin oğlu, 1988 doğumlu, Muhammet Taha Emre Kuruali, adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı E.. E.. vekili ve davalılardan Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1948 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 1996 yılında yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
Mahkemece, gerçek kişiler lehine zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki; dava konusu taşınmazların tespit tutanakları, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 10/son fıkrasında; “aynı kuvvet ve mahiyetteki belgelerin uygulanmasında sonuca varılamayan veya çözümü kanunlarla mahkemelerin takdirine bırakılan konular, Kadastro Komisyonu tarafından gerekçe gösterilmek suretiyle tutanak ve ekleri ile birlikte Kadastro Mahkemelerine devredilir” hükmü gereğince kadastro mahkemesine devredilmiştir. Ancak, mahkemece tapu kayıtları yöntemince uygulanıp, taşınmazların hangi tapu veya tapular kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmemiştir. Ayrıca, yerel bilirkişiler, dava konusu taşınmazları bir kısım davalı gerçek kişilerin kullandığını beyan etmiş ve mahkemece de bu beyanlar esas alınarak karar verilmiş ise de, dosya arasında bulunan ziraat bilirkişi raporlarında; “taşınmazlarda uzun süreli tarımsal faaliyette bulunulmadığı tarımsal nitelik yönünden metruk (boş kullanılmayan) arazi niteliğinde oldukları, ” bildirilmiş, mahkemece yerel ve ziraatçı bilirkişi raporu arasındaki bu çelişkiler de yöntemince giderilmemiştir.
Yine; hükme dayanak alınan raporu hazırlayan orman bilirkişi taşınmazların orman sayılmayan yer olduğunu beyan etmiş, ancak, Dairenin iade kararıyla alınan orman kadastro haritası ile kadastro paftasının aplikeli gösterimde, aynı bilirkişi dava konusu taşınmazlardan 118 ada 4 sayılı parseli tamamen, 86 sayılı parseli ise kısmen tahdit içinde göstermiştir. Orman tahdit harita ve belgeleri getirtilerek orman ve fen bilirkişiden ek rapor ile bu çelişkinin giderilmesi için Dairece dosya 3 kez iadeye gönderilmesine rağmen, mahkemece iade kararlarının gereği yerine getirtilmemiştir. Yine davalı E. Bakır A.Ş. vekilinin kamulaştırma evraklarında kamulaştırılan alanın 84,00 m² olduğu, ancak, adlarına tescile karar verilen 118 ada 86 sayılı parselin 9,00 m² yüzölçümüyle eksik tespit edildiğine dair iddiası kamulaştırma bilgi, belge ve haritası getirtilerek denetime olanak verecek şekilde araştırılmamış, fen bilirkişinin fazlaya ilişkin kısmın orman tahdidi içinde kaldığı yönündeki denetlenemeyen raporuyla yetinilmiştir.
Bundan başka, mahkemece dava konusu parsellerin edinme sütununda yer alan ve malikleri farklı olan tapu kayıtlarının ölü oldukları anlaşılan kayıt maliklerinin bütün mirasçıları davaya dahil edilmemiş, dava konusu taşınmazlar orman alanına komşu olduklarından bahisle Orman Yönetimi davaya dahil edildiği halde, ormanların mülkiyetine sahip Hazinenin de davaya dahil edilmesi gerektiği düşünülmemiş ve taraf teşkili sağlanmadan yargılama yürütülüp sonuçlandırılmıştır.
Dava ve temyize konu parseller malik haneleri açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmişlerdir. Hal böyle olunca; somut olayda, gerçek maliklerin mahkemece 3402 sayılı Kadastro Kanununun 30/2. maddesi hükmü gereğince yöntemince belirlenmesi zorunludur.
O halde; sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, mahkemece öncelikle, Hazine ile tutanakların edinme sütunda tapu kayıt malikleri olarak isimleri geçen Ali Osman kızı E.. P.., Hüseyin oğlu N. Ö., Hasan oğlu Hidayet, Süleyman kızı Alime, Hasan oğlu Raşit, Salih oğulları Patoğlu Hakkı ve Hemşiresi Huriye’nin bütün mirasçıları eksiksiz bir şekilde davaya dahil edilmeli, daha sonra yine tutanakların edinme sütununda bahsedilen 24 Eylül 1954 tarih ve 42 sıra numaralı; 8 Şubat 1951 tarih ve 42 sıra numaralı, Şubat 1319 tarih ve 2 sıra numaralı ve son olarak E.. E.. Genel Müdürlüğü adına kayıtlı 4 Ağustos 1995 tarih ve 8 sıra numaralı tapu kayıtları ilk tesislerinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte ilgili yerlerden istenmeli, intikaller sırasında tapu kayıtlarının sınırlarında ve yüzölçümlerinde değişiklikler ortaya çıkması halinde bunun nedenleri araştırılarak sınır ve miktar değişimine dayanak olan kayıt ve belgeler ile istimlak belgeleri ve ifraz haritaları getirtilmeli, yine davalı E. Bakır A.Ş.’nin dayandığı kamulaştırma haritası ve dayanağı belgeler ile orman kadastrosu ve varsa aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir orijinal renkli ve onaylı orman tahdit harita örnekleri, yine en eski tarihli hava fotoğrafı ile en eski hava fotoğrafına dayanılarak üretilen en eski tarihli memleket haritası ilgili yerlerden getirtildikten ve 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince tarafların gösterecekleri deliller ile mahkemece re’sen lüzum görülen diğer deliller de toplandıktan sonra; yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişiler ile önceki bilirkişiler dışında bir ziraat mühendisi, bir Harita mühendisi ile bir orman mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte; getirtilen belgeler çekişmeli taşınmazlara ve çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yer üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazların dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli, harita ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazların konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, taşınmazların edinme sütununda söz edilen tapu kayıtları ve varsa haritaları ile E. Bakır A.Ş.’nin dayandığı kamulaştırma haritası ve dayanağı belgeler yerel bilirkişiler ve harita mühendisi bilirkişi yardımıyla gereği gibi yerine uygulanmalı, tapu kayıtlarının sınırları tek tek okunmak suretiyle zeminde gösterilmesi sağlanmalı, yerel bilirkişilerce bilinemeyen ve gösterilemeyen sınırlar konusunda taraflara tanıkla kanıtlama olanağı sağlanmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu taşınmazlara ait kadastro tutanakları ve dayanağı belgelerle denetlenmeli, uzman harita mühendisi bilirkişisine yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği nokta ve sınırların işaretlendiği, keşfi izlemeye elverişli ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilerek tapu kayıtlarının ve kamulaştırma haritasının kapsamı belirlenmeli, birden fazla tapu kaydının taşınmazlara uyduğu belirlendiği takdirde ise eski tarihli ve doğru temele dayanan tapu kaydına değer verileceği düşünülmelidir.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı, tapu kayıtları ve kamulaştırma haritası kapsamında tamamen veya kısmen kalmadıkları belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte, tarım uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazların zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli ve 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davalı gerçek kişiler yönünden de aynı çalışma alanı içinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili K.. M.. ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceme ve soruşturmaya dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; E. Bakır A.Ş. vekili ile Orman Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 09/06/2014 günü oy birliği ile karar verildi.