YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4288
KARAR NO : 2014/7600
KARAR TARİHİ : 15.09.2014
MAHKEMESİ : Pozantı(Kapatılan) Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 04/10/2011
NUMARASI : 2008/13-2011/8
Taraflar arasındaki davadan dolayı yerel mahkemece verilen hüküm dahili davalı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı gerçek kişi, 1991 yılında genel mahkemede fen bilirkişi krokisinde gösterilen 4895 m2’lik taşınmazın 1985 tarihli satış senedi ile satın alarak zilyet olduğundan bahisle adına tescili talebi ile dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulü ile çekişmeli taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, bu hükmün Orman Yönetimi ve Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 17.05.1993 tarih ve 1992/1/220 -4422 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; ” uzmanlığına başvurulan bilirkişinin orman mühendis muavini olduğu, ayrıca çekişmeli taşınmazın Tekir Yaylası içinde bulunduğu anlaşılmakla uzman orman mühendisleri ile çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman kadastro çalışmasına göre konumunun belirlenmesi, orman sınırları dışında kaldığı anlaşıldığında ise yayla kavramı üzerinde durulması” gereğine değinilerek hüküm bozulmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında çekişmeli taşınmazla ilgili olarak 275 ada 42 parsel altında (önce 3069.30 m2 yüzölçümünde S.. Y.. adına kadastro tespit tutanağı düzenlenmiş, kadastro komisyonu tarafından orman tahdit haritalarının yanlış uygulanması nedeni ile yeniden yapılan inceleme üzerine 11.12.1996 tarihli komisyon kararı ile 42 parsel sayılı taşınmazın 1553.26 m2 yüzölçümü ile geriye kalan bölümün ise 130 parsel altında 2/B niteliği ile Hazine adına tesbitine karar verildiği anlaşılmaktadır.) kadastro tespit tutanağı düzenlendiğinden 11.06.2003 tarih 2003 /54-133 sayılı ilâm ile görevsizlik kararı ile kadastro mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro mahkemesinde yapılan yargılama sırasında çekişmeli 275 ada 42 sayılı parselin komisyon kararı ile 1553.26 m2 olarak davacı S.. Y.. adına tesbit edildiği ve tapu kaydının oluştuğu, tapu kaydının bu kişinin yaptığı satış ile S.. İnşaat Taahhüt Proje Müşavirlik Tic. San. Ltd. Şti. adına geçtiği, daha sonra ise hükmen (önceki tapu maliki olan şirket ile arasında 29.08.2002 tarih 18497 sayılı noter senedi ile satış vaadi sözleşmesi bulunduğunu ve satış bedelinin ödenmesine rağmen tapuda devir işlemi yapılmadığından bahisle açılan ferağa icbar ve tapu iptali tescil davası neticesinde verilen asliye hukuk mahkemesinin 26.11.2002 tarih 2002/310-1698 sayılı ilâmı ile) 05.03.2003 tarihinde Ö. A. Nakliyat İth. İhr. San. ve Ltd. Şti. adına tapu kaydının oluştuğu saptanarak dava tapuda malik olarak gözüken Ö.A. Nakliyat İth. İhr. San ve Ltd. Şti.’ne ihbar edilmiş ve söz konusu şirket çekişmeli taşınmazın adına tescilini talep etmiştir. Mahkemece davacı gerçek kişinin davasının reddine, müdahil Hazinenin davasının kabulüne, çekişmeli 275 ada 42 sayılı parsel yayla olarak sınırlandırılarak özel siciline kaydedilmesine karar verilmiş, aynı ada 130 sayılı parsel hakkında hüküm kurulmamış, davalı şirket ve davalı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 01.10.2007 tarih ve 2007/12657-11832 sayılı ilâmı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “çekişmeli 275 ada 42 sayılı parsele ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün bu taşınmaza ilişkin olarak onanmasına, çekişmeli olduğu anlaşılan 275 ada 130 sayılı parsele ilişkin olarak mahkemece hüküm kurulmamış olması ve genel mahkemeden tescil davasının aktarılması ile devam eden bu dava hem kadastro tespit tutanağına, hem de 2/B madde uygulamasına itiraz niteliğinde olup, çekişmeli 130 parsel sayılı taşınmazın 2/B vasfı ile Hazine adına
tesbit edildiği ve kesinleşmeyen aplikasyon ve 2/B madde uygulamasında 2/B madde uygulamasına konu olduğu anlaşılmakla çekişmeli taşınmaz yönünden orman niteliğini yitirme hususunun araştırılması amacıyla üç orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden keşif yapılması ” gereğine değinilerek çekişmeli 275 ada 130 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak hüküm bozulmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonrasında çekişmeli 275 ada 130 parsel sayılı taşınmazın orman niteliğini yitirmediği anlaşılmakla davacının davasının reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesciline, asli Müdahil M.. H..nin çekişmeli taşınmaza yönelik müdahale talebi bulunmadığından asli müdahale davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve hüküm temyiz edilmeksizin 21.05.2012 günü kesinleşmiştir.
Pozantı Tapu Müdürlüğü 21.01.2013 havale tarihli dilekçesi ile; kesinleşen ilâma konu Adana İli, Pozantı İlçesi, A. Beldesi, B.Mahallesi 275 ada 130 parsel sayılı taşınmazın 2/B parseli kapsamında olduğu, Pozantı Kadastro Mahkemesinin 04/10/2011 tarih ve 2008/13 Esas, 2011/8 Karar sayılı kararında taşınmazın “orman niteliğini yitirmediği anlaşılmakla” denilmekle taşınmazın 2/B ye konu olamayacağı sonucunun çıkarıldığı, hüküm kısmında “ taşınmazın tespit gibi tesciline” denilmekle Kadastro Komisyonu’nun 11.12.1996 tarihli kararına göre yapılan ilk tespitin mi, Pozantı Kadastro Mahkemesince verilen 22.09.1999 tarih 1999/543 Esas, 1999/1477 Karar sayılı hükmü gereğince yapılan tescilin mi ya da bunların dışında bir sonucun mu amaçlandığı husunda tereddüt oluştuğu belirterek, kararın infazının yapılabilmesi için hükmün tavzihinin gerektiği belirtilmiştir.
Mahkemece, tavzih talebinin yerinde olduğu gerekçesiyle, talebin kabulüne ve Pozantı Kadastro Mahkemesinin 04/10/2011 tarih ve 2008/13 Esas, 2011/8 Karar sayılı kararının 1. maddesinin 2. satırında geçen “Dava konusu Adana ili, P. ilçesi, A. Beldesi, B. Mahallesi 275 ada 130 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tesciline” olan kısmının “Dava konusu Adana İli, Pozantı İlçesi, A. Beldesi, B. Mahallesi 275 ada 130 parsel sayılı taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına kayıt ve tesciline” şeklinde tavzihine karar verilmiş, hüküm dahili davalı Ö. A. Nakliyat İth. İhr. San. ve Ltd. Şti. tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya ve dosya kapsamına göre dava, kesinleşen mahkeme kararının tavzih yoluyla düzeltilmesine ilişkindir.
Her ne kadar; mahkemece, tavzih talebinin kabulüne karar verilerek, hüküm tavzih edilmiş ise de, dosya incelendiğinde; tapu müdürlüğünün, 05.03.2013 tarih ve 538 sayılı yazısı ile tavzih isteğinde bulunulduğu, mahkemece, talebin kabul edilerek, hükmün tavzihi yoluna gidildiği anlaşılmıştır.
Kural olarak; tavzihin hangi koşullarda yapılacağı H.U.M.K.’nun 455 ve onu izleyen maddelerinde (6100 sayılı HMK’nun 305. madde ve devamı) açıklanmıştır. Buna göre, hükmün tavzihini ancak davanın tarafları isteyebilirler. O halde, somut olayda olduğu gibi, davanın taraflarınca yapılmış bir tavzih talebi bulunmadığından, uyuşmazlığı çözümlemekle yükümlü olduğu tartışmasız olan mahkeme hâkiminin, hükmü kendiliğinden tavzih etmesi olanaksızdır. Doktrinde de kabul edildiği üzere, ilgili kurumlarca, hükmün tavzihini gerektiren hususların tespit edilmesi halinde, bu kurumlarca, hükmün tavzihi için talep hakkı bulunan taraflara bildirimde bulunulması gerekir. Hal böyle olunca; mahkemece, davanın tarafı olmayan tapu müdürlüğünün tavzih talebinin aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; dahili davalı Ö. A. Nakliyat İth. İhr. San. ve Ltd. Şti.’nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 15/09/2014 günü oy birliği ile karar verildi.