YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4164
KARAR NO : 2014/8333
KARAR TARİHİ : 14.10.2014
MAHKEMESİ : Kaş Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/03/2013
NUMARASI : 2010/300-2013/233
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi müdahiller vekili ile davalı Hazine ve K.. B.. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, 19.08.2010 tarihli dava dilekçesinde sınırları yazılı, K. İlçesi, K. Beldesi, D. mevkiinde, batısında orman bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerinde yazılı şartların gerçekleştiğini bildirerek, Medenî Kanunun 713. maddesine göre adlarına tescilini istemiştir. Müdahiller ise, taşınmazın ortak muris Hasan’dan kaldığı ve taksim sonucu kendilerine düştüğü iddiasıyla, adlarına tescil edilmesi istemiyle dava açmışlardır.
Mahkemece davanın kabulüne, müdahillerin davasının reddine, 28.01.2013 tarihli krokide gösterilen 1472 m2 taşınmazın H.. K..; 1128 m2 taşınmazın M.. K..; 1516 m2 taşınmazın R.. K..; 1541 m2 taşınmazın Y.. K.. adına tesciline karar verilmiş, hüküm müdahiller vekili ile davalı Hazine ve K.. B.. vekilleri tarafından eksik inceleme yapıldığı, orman araştırması yapılması gerektiği iddiasıyla temyiz edilmiştir.
Dava, Medenî Kanunun 713. maddesine göre açılan tescil davasıdır.
Yörede, 23.11.1994 tarihinde ilân edilip kesinleşen 2/B madde uygulaması ile daha önce 1943 yılında yapılan orman kadastrosu vardır.
Mahkemece, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
Şöyle ki; mahkemece taşınmazda zilyedlik koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiştir. Ancak, dosya kapsamından taşınmazın batı sınırında orman bulunduğu anlaşılmasına rağmen orman araştırması yapılmamış, taşınmazın konumunun işaretli olmadığı 1943 ve 1994 yıllarında yapılan orman kadastro çalışmalarına ait haritalar dosyaya getirtilmiş ise de; mahalline uygulanıp, çekişmeli taşınmazın bu haritalara göre konumunun ve ormanla ilişkisinin gösterildiği bir inceleme yapılmamış, yine komşu . sayılı parsellerin kadastro tutanakları getirtilmemiş, yörede arazi kadastrosunun ne zaman yapıldığı, çekişmeli taşınmaza ne gibi bir işlem yapıldığı, tespit harici bırakılmışsa ne olarak tespit harici bırakıldığı araştırılmamıştır.
O halde; mahkemece, bir orman mühendisi, bir ziraat ve fen bilirkişi aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, yörede yapılan her iki orman kadastro çalışmasıyla ilgili harita ve tutanaklar ve hem en eski tarihli, hem de 1980 li yıllara ait memleket haritaları ve hava fotoğrafları getirtilerek bir harita – kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ile üç orman yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla, orman kadastro haritası ve kadastro paftası ölçekleri denkleştirilerek, sağlıklı biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve haritasına göre konumu belirlenmeli, taşınmaz kesinleşen orman kadastro sınırları dışında ise dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ve davanın açıldığı tarihten 15 – 20 yıl önce 1980’li yıllarda çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü belirlenmeli, . sayılı parsellere ait kadastro tespit tutanağı varsa dayanakları getirtilip, çekişmeli taşınmaz yönünü ne olarak okuduğu araştırılmalı, arazi kadastrosunun ne zaman yapıldığı ve bu çalışmada çekişmeli taşınmaza ne gibi bir işlem yapıldığı araştırılmalı, taşınmaz orman sayılmayan yerlerden ise bu kez kim tarafından ne şekilde zilyed edildiği, kimden kime kaldığı, taksime konu olup olmadığı, taksim edilmişse tüm mirasçıların hazır bulunup bulunmadığı değerlendirilmeli, ekonomik amaca uygun olarak zilyed edilip edilmediği konularında ziraat uzmanından rapor alınmalı, böylece toplanacak deliller çerçevesinde karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; hükme yöneltilen tüm temyiz itirazlarının kabulü ile usûl ve kanuna uygun olmayan hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 14.10.2014 günü oy birliğiyle karar verildi.