Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/4155 E. 2014/9749 K. 24.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4155
KARAR NO : 2014/9749
KARAR TARİHİ : 24.11.2014

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
1994 yılında yapılan kadastro sırasında İndere Köyü 1567 parsel sayılı 173 H. 6272 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, orman niteliğiyle Hazine adına tesbit ve tescil edilmiştir.
Davacı, çekişmeli taşınmazın, bir bölümünün kendi adına tapuda kayıtlı 77 sayılı parsel ile bir bütün halinde K.Evvel 1998 tarih 13 numaralı tapu kapsamında kaldığı iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece taşınmazın orman olduğu belirlenerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili temyiz edilmekle dairemizin 26/05/2010 gün 2010/3874 E. – 6979 K. sayılı kararı ile onanmış; davacı gerçek kişi vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 30/09/2010 gün 2010/10668 E. – 11598 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: “Yapılan incelemede her iki keşif sonucu düzenlenen uzman orman bilirkişi raporlarında 1567 sayılı parselin dava konusu edilen (A) ile gösterilen 13468,44 m2 yüzölçümündeki bölümünün eski tarihli memleket haritasında açık alanda gözüktüğünü, toprağının killi-balçıklı yapıda ve üzerinde 25-30 yaşlarında zeytin, fıstık ve badem ağaçları bulunduğunu, 3402 sayılı Kanuna göre yapılarak kesinleşen orman kadastrosunda orman sınırları içinde kaldığını ve sonuçta orman sayılan yerlerden olduğunu bildirmişlerse de, uzman orman bilirkişilerin, taşınmazın konumunu orijinal renkli memleket haritası örneği üzerinde göstermedikleri gibi, kadastro paftası ile memleket haritası örnekleri de çakıştırılarak birbirleri üzerine aplike edilmemiş ve taşınmazın hava fotoğraflarındaki konumu da belirlenmemiştir. Yine, davacıların dayanağı olan tapu kaydı usûlüne uygun uygulanıp kapsamı da belirlenmemiştir. Ayrıca, dava 10 yıl içinde tapuya dayalı dava açtığına göre, dava aynı zamanda 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesinde sözü edilen orman kadastrosuna itiraz davası olduğu gözetilmelidir. Eksik araştırma, inceleme, yetersiz ve denetlenemeyen raporlara dayanılarak hüküm kurulamaz.
Bu nedenlerle; mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, sayısı, dağılımı, kapalılık oranı ile ağaçların aşılama yoksa dikme mi olduğu belirlenmeli, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak tahdit haritası ile irtibatlı kroki ile yine taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte krokili bilimsel verileri bulunan rapor alınmalıdır.
Ayrıca, keşifte yöreyi iyi bilen yaşlı ve tarafsız yerel bilirkişi ve tanıklardan davacının dayanağı tapu kaydı uygulanarak dava konusu (A) harfi ile gösterilen taşınmaza uyup uymadığı belirlenmeli, tapu kaydında yazılı sınırlar komşu parsel tutanakları ile denetlenmeli; dayanak tapu kaydının 77 sayılı parsele de revizyon gösterildiği gözetilmeli, fen bilirkişi tarafından keşfi izlemeye olanaklı kroki düzenlettirilmelidir.
Dayanak tapu kaydının dava konusu taşınmaza uyduğunun anlaşılması halinde, davanın 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesinde sözü edilen tapuya dayalı 10 yıllık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz davası olduğu gözetilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmeli, tapu kaydının uymadığının belirlenmesi halinde ise, orman kadastrosu kesinleşen yerlerde ancak tapuya dayalı dava açılabileceği, zilyetlik iddiası ile kesinleşmiş orman kadastrosunun iptali istenemeyeceği gözetilerek şimdi olduğu gibi davanın reddine karar verilmelidir.” denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kabulüne, 1567 parsel sayılı taşınmazın 10/05/2013 havale tarihli fen bilirkişi rapor ve eki krokide (A) harfi ile gösterilen 13.468,44 m2’lik kısmın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesine göre 10 yıllık sürede açılan tapu uptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik hükümlerine göre yapılıp 15/02/1994 – 17/03/1994 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastrosu ve 2/B madde çalışmaları vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosuna, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın temyize konu bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen davacı yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 24/11/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.