Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/4073 E. 2014/6090 K. 05.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4073
KARAR NO : 2014/6090
KARAR TARİHİ : 05.06.2014

MAHKEMESİ : Kadirli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/03/2013
NUMARASI : 2011/38-2013/181

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Yörede 1990 yılında yapılıp 1992 yılında ilân edilen arazi kadastrosu sırasında … M. Mahallesi 716 ada 2 parsel sayılı 9296,42 m² yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliğiyle M.. K.. ve Ali Hopurcuoğlu adına tesbit edilmiş; Hazine ve gerçek kişinin davası üzerine Kadirli 1.Kadastro Mahkemesinin 1992/259 E. – 1994/38K. sayılı kararı ile davanın reddine tesbit gibi tesciline karar verilerek kesinleşmiştir.
Davacı Orman Yönetimi, çekişmeli 716 ada 2 parsel sayılı taşınmazın evveliyatı itibariyle orman sayılan yer olduğu iddiasıyla taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili istemiyle M.. K.. ve Ali Hopurcuoğlu mirasçıları aleyhine dava açmıştır. Diğer hissedarlar O.. G.., Z. U. ve M.. Ç.. aleyhine açtığı dava ise, eldeki dava ile birleştirilmiştir.
Mahkemece; davalı M.. K.. aleyhine açılan davanın usulden reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın kabulü ile davalıların murisi Ali Hopurcuoğlu adına kayıtlı olan Osmaniye İli, Kadirli İlçesi, Yedi Mart Mahallesi 716 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 4308/9296 hissenin iptali ile; orman vasfıyla Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline, birleşen dosya yönünden davanın kabulü ile, davalılar adına hisseli olarak kayıtlı olan Osmaniye İli, Kadirli İlçesi, Yedi Mart Mahallesi 716 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki davalıların hisselerinin iptali ile orman vasfıyla Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman iddiasına dayalı tapu iptali ve tescile ilişkindir.
Mahkemece, Orman Yönetiminin davasının kabulüne karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; 79 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından düzenlenen 07/09/1994 tarihli işe başlama tutanağında taşınmazların bulunduğu yerde evvelce 5 nolu Orman Kadastro Komisyonuna bağlı 1 nolu Orman Kadastro Ekibi tarafından orman kadastro ve 2. maddesi uygulamaları yapılarak 31/01/1980 tarihinde askı suretiyle ilân edildiği ve ekip kararlarına karşı itirazlar olduğu, itirazlarında 79 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından incelendiği anlaşıldığından 31/01/1980 tarihinde ilân edilen orman kadastro ve 2. maddesi uygulamalarına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme, sonuçlandırma ve sonuçların ilânına dair askı ilân tutanağı ile orman kadastro ve 2. madde uygulamasını da gösterir tahdit haritası örneği dosyaya getirtilerek, yine dava konusu taşınmazın bulunduğu yer ile ilgili itiraz olup olmadığı ilgili orman kadastrosu komisyonu dosyasından incelenerek belirlenmesi, itiraz varsa, bu itiraza ilişkin karar verilip verilmediği ve varsa tebliği araştırılması gerekirken mahkemece bu yönde bir araştırma yapılmamıştır. Kadirli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/430 E. 2012/254 K. sayılı dosyasında Orman Yönetiminin, yörede 79 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından 1996 yılında yapılan orman kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulamalarının 894,77 hektarlık alana ilişkin mükerrer kadastro niteliğinde olduğunu belirterek iptali istemiyle hasımsız olarak açtığı dava dosyası getirtilerek kesinleşip kesinleşmediği, iptal kararının dava konusu edilen taşınmazı kapsayıp kapsamadığı hususları araştırılmamıştır. Bu haliyle yörede, 1980 yılında yapılıp ilân edilen orman kadastrosuna göre taşınmazın ne gibi işleme tâbi tutulduğu dosyadan anlaşılamamaktadır.
Orman tahdidinin kesinleştiği yerlerde, bir yerin orman olup olmadığı ve hukukî niteliği orman tahdit tutanak ve haritalarının uygulanması ile belirlenir. O halde; öncelikle, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1980 yılında yapılıp ilân edildiği belirtilen orman tahdidi ve 2. madde uygulamalarına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları çekişmeli taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örnekleri getirtilmeli, dava konusu taşınmazın bulunduğu yer ile ilgili itiraz olup olmadığı ilgili orman kadastrosu komisyonu dosyasından incelenerek belirlenmeli, itiraz varsa, bu itiraza ilişkin karar verilip verilmediği ve varsa tebliği araştırılmalı, 1980 yılında yapılan orman tahdidinin 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre kesinleşmiş bir tahdit olup olmadığı belirlenmeli, bunun dışında 1994 yılında yapılıp ilân edilen ancak mükerrer kadastro olduğundan bahisle yok hükmünde sayılmasına karar verildiği belirtilen orman tahdidi ve 2. madde uygulamalarına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile çekişmeli taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örnekleri bulundukları yerden getirtildikten sonra mahkemece, önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak keşifte, kesinleşmiş tahdit haritası, orman rejimi dışına çıkarma haritası ve kadastro paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın ilk tahdit haritası ve orman rejimi dışına çıkarma haritasındaki konumu duraksamaya yer vermeyecek şekilde saptanmalı; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmeli, Kadirli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/430 E. – 2012/254 K. sayılı dosyası getirtilerek kesinleşip kesinleşmediği belirlenerek dava konusu taşınmaz ile ilişkisi tesbit edilip oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı gerçek kişiler vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 05/06/2014 günü oy birliği ile karar verildi.