Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2014/3988 E. 2014/6821 K. 24.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3988
KARAR NO : 2014/6821
KARAR TARİHİ : 24.06.2014

MAHKEMESİ : Tavşanlı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 15/11/2013
NUMARASI : 2013/587-2013/741

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı Orman Yönetimi, sulh hukuk mahkemesinde açmış olduğu davada; D. Köyünde 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi gereğince 2/B alanlarında güncelleme ve teknik mevzuata göre fennî hataların düzeltilmesi yolunda çalışmalar yapıldığı, bu çalışmada 727 ve 971 sayılı parsellerin tarla ve 968 sayılı parselin ham toprak olarak belirlendiği, oysa bu taşınmazların tamamen eylemli orman olduğu iddiası ile düzeltme çalışmasının iptali ile orman niteliğinde Hazine adına tapuya tescilini istemiştir.
Yörede 1990 yılında kesinleşen kadastro çalışmaları sırasında, 727 ve 968 parsel sayılı sırasıyla 6278 m2 ve 18375 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, ham toprak vasfıyla, 971 parsel sayılı 4550 m2 yüzölçümündeki taşınmaz ise tarla vasfıyla davalı Hazine adına tesbit edilip kesinleşmiştir.
Mahkemece, davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu gerekçesi ile görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine, istek halinde ve karar kesinleştiğinde dava dosyasının görevli ve yetkili Tavşanlı Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 16.05.2013 gün ve 2012/15191 E. – 2013/5644 K sayılı kararı ile onanarak kesinleşmiştir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 1979 yılında seri bazda orman kadastrosu ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde uygulamaları yapılmış, sonuçları 10/09/1979 tarihinde 1 yıl süre ile ilân edilerek 10.09.1980 tarihinde kesinleşmiştir. Daha sonra 1989 yılında 3402 sayılı Kanun 4. maddesine göre yapılan orman sınırlandırması ve 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uygulaması bulunmaktadır.
Davacı Orman Yönetimi, dilekçesinde; Kütahya İli, Tavşanlı İlçesi, D. Köyü, 727, 968 ve 971 parsel sayılı taşınmazların 1990 yılında kesinleşen genel arazi kadastrosunda 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi kapsamında kalması nedeniyle Hazine adına tesbitinin yapılıp kesinleştiğini, taşınmazların halen eylemli orman olduğunu iddia ederek, tapu kayıtlarının iptali, orman niteliğiyle Hazine adına tesciline ve üzerindeki şerhlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiş olup, mahkemece; davacının talebinin çekişmeli taşınmazların davacı idareye tahsisi isteminden ibaret olduğu, davacı idarenin bu taleple davalı idareye başvuru yaptığı, 6831 sayılı Kanunun 11. maddesinin altıncı fıkrası düzenlenmesi karşısında Orman Yönetiminin talep etmesi halinde cins tashihi ve tahsis işlemlerinin sonuçlandırılacağı, işbu davanın davacı ve davalı kurumlar arasında idarî yoldan başvuru yapılarak halli mümkün bir konuda açıldığı, davacı idarenin yapılan başvuru neticesini beklemeksizin eldeki davayı açtığı, idarî başvuru neticesinde elde edilmesi istenen menfaatin elde edilememesi halinde, dava açmak mümkün iken başvuru neticesini beklemeksizin dava açılmasında hukukî yarar olmadığı gerekçeleriyle dava şartı ve hukukî yarar yokluğundan davanın usûlden reddine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, eylemli orman iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamına göre mahkemece her ne kadar dava şartı ve hukukî yarar yokluğundan davanın usûlden reddine karar verilmiş ise de mahkemenin bu değerlendirmesi yerinde değildir.
Şöyle ki; 4999 sayılı Kanun ile değiştirilen 6831 sayılı Kanunun 11/6. maddesinde 2/B madde uygulamaları sonucu orman rejimi dışına çıkartılan ancak, fiilen orman olduğu Orman Genel Müdürlüğü tarafından tesbit edilen yerlerin talep üzerine Maliye Bakanlığınca Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilip orman niteliği ile Hazine adına tescili öngörülmüş olup, Orman Yönetimi ile Hazine arasındaki eldeki uyuşmazlık, taşınmazların mülkiyetine değil, niteliğine ilişkin olduğundan, taşınmazların kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasında 2/B parseli olarak orman sınırları dışına çıkarılan alanda kalması ve halen de eylemli biçimde orman olması halinde, Orman Yönetimi bu tür yerlerin Hazineden idarî yolla orman olarak tahsisini talep edebileceği gibi bu talebini dava yolu ile de isteyebilecektir.
Davacı Orman Yönetimi tarafından çekişmeli taşınmazların idarî yolla orman olarak tahsisini ilişkin olarak davalı Hazineye 2010 yılında başvuru yapılmış, talebe ilişkin olarak olumlu ya da olumsuz bir cevap verilmemesi nedeniyle 30.01.2012 günü eldeki dava açılmış, Dairemizin iade kararı sonrasında Tavşanlı Mal Müdürlüğünün 18.04.2014 tarih ve 566 sayılı cevabî yazısına göre de taşınmazların orman olarak tahsis işlemleri halen gerçekleşmediği bildirilmiştir. İdarî yolla taşınmazların Orman Yönetimine tahsisine ilişkin olarak davalı Hazine tarafından olumlu ya da olumsuz işlem yapılmadığına göre davacı Orman Yönetimi taşınmazların kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasında 2/B parseli olarak orman sınırları dışına çıkarılan alanda kaldığı ve halen de eylemli biçimde orman olduğu iddiasıyla taşınmazların orman olarak tescilini dava yolu ile isteyebilecektir.
Bu durumda; çekişmeli taşınmazların kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasında 2/B parseli olarak orman sınırları dışına çıkarılan alanda kalıp kalmadığı ve fiilen orman niteliğini taşıyıp taşımadığının saptanması gerekmekte olup, mahkemece bu konuda mahallinde keşif yapılmayıp taşınmazların eylemli durumu belirlenmemiştir. Bu nedenle, mahkemece halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazların kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasında 2/B parseli olarak orman sınırları dışına çıkarılan alanda kalıp kalmadığı ve fiilî durumu, üzerindeki ağaçların yaşları ve cinsleri, toprak yapısı incelenmeli, fiilî orman niteliği taşıyıp taşımadığı araştırılarak bilimsel verilere dayalı yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan dava şartı ve hukukî yarar yokluğundan davanın usûlden reddi yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
Ayrıca, dava tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, çekişmeli 971 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında gerçek kişi lehine kullanım şerhi bulunduğu anlaşılmakla, davanın şerh malikine de yöneltilip taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulması da yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 24/06/2014 günü oy birliği ile karar verildi.