YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3940
KARAR NO : 2014/8854
KARAR TARİHİ : 27.10.2014
MAHKEMESİ : Akçakoca Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/03/2013
NUMARASI : 2009/423-2013/175
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine ve müdahil Orman Yönetimi ile davalı N.. H.. vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, D. Köyü, 101 ada 113 parsel sayılı 8162,46 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamananaşımı nedeniyle belgesizden davalı N.. H.. adına tespit ve tescil edilmiştir.
Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla, taşınmazın tapusunun iptali ile Hazine adına tapuya tescili istemiyle dava açmış, Orman Yönetimi davaya müdahil olmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 101 ada 113 parsel sayılı taşınmazın 25/02/2013 havale tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 1528,26 m2 kısmının tapusunun iptali ile ayrı bir parsel numarası verilerek orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, (B) harfi ile gösterilen 6.634,20 m2’lik kısma yönelik davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine ve müdahil Orman Yönetimi tarafından taşınmazın (B) harfi ile gösterilen kısmına yönelik ve davalı N.. H.. vekili tarafından taşınmazın (A) harfi ile gösterilen kısmına yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede, 3116 sayılı Kanuna göre 1947 yılında yapılan orman kadastrosu, 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre 1975 yılında yapılan orman kadastrosu ve 2. madde uygulama çalışmaları ile, 27/12/2006 – 25/01/2007 tarihleri arasında ilân edilen kadastro çalışmaları vardır.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki: çekişmeli taşınmaza ilişkin olarak ziraat bilirkişi raporunda kuru tarım arazisi ve fındık bahçesi olduğu bildirilmişken orman bilirkişi raporunda ise taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu bildirilmiş ancak mahkemece bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmiştir, ayrıca yörede 1944 yılında yapılan tahdit evrakları getirtilerek yapılan keşifte uygulanmamıştır. Eksik inceleme ve çelişkili bilirkişi raporları ile hüküm kurulamaz.
Bu nedenlerle; mahkemece, çekişmeli taşınmaz ve geniş çevresini gösterir orjinal kadastro paftası, 1944 yılında ve sonrasında yapılan orman tahdidi, aplikasyon, 2. madde ve 2/B uygulamalarına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneğinin, çekişmeli parselin bulunduğu adadaki tüm parsellere ait tutanaklar ve dayanaklarının, kesinleşmiş iseler tapu kayıtlarının dosya içine alınması, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman yüksek mühendisi veya mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa göre Orman Kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek, çekişmeli taşınmazın, orman kadastrosu ve 2/B çalışmalarındaki durumunun ayrı ayrı gösterildiği, bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı yönetmelikler ile teknik izahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmelidir.
Çekişmeli taşınmazın kesinleşen tahdit dışında kaldığı anlaşıldığı takdirde ise; çekişmeli taşınmaz ve geniş çevresini hep birlikte gösterir orjinal kadastro paftası, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman yüksek mühendisi veya mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen bilirkişi aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü, ağaçların yaşı, cinsi, sayısı, kapalılık durumu, çevresi, incelenmeli, çekişmeli taşınmazın eylemli durumu incelenerek değerlendirilmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli;yukarıda değinilen belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ve taşınmazların orman içi açıklık olup olmadığını değerlendirecekleri, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, taşınmazların orman içi açıklık olup olmadığı da değerlendirilerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazine, müdahil Orman Yönetimi ve davalı N.. H.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA , temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 27/10/2014 günü oy birliği ile karar verildi.